You're picture perfect blue
Sunbathing on the moon
Stars shining as your bones illuminate
First kiss just like a drug
Under your influence
Take me over you're the magic in my veins
This must be love~Hatırlatma~
İki genç de hiç beklemeden önlerindeki yemeklere yumuldular. Yaşananlardan dolayı utanan Harry yemek boyunca gözlerini tabağından ayırmamıştı. Draco ise bunu fark etmiş fakat onu daha da utandırmamak için için konuyu üstelememişti.
Ve böylece kahvaltı da dünkü akşam yemeği gibi sessiz geçmiş oldu...~
Kahvaltıdan sonra Draco'nun aldığı ani bir kararla Hogsmade'e gitmeye karar verdiler.
İkisi de üzerlerini giyindikten sonra beraber buharlaştılar ve birkaç dakika sonra oraya vardılar.Aslında Harry'nin yanında hiç para yoktu fakat (bankadan) hemen birkaç galleon alabilirdi ve Draco da bunu biliyordu. Fakat yine de Harry'nin dondurmasının parasını da o vermişti.
Yn: aklıma burcu esmersoyun dediği şey geldi ve şu cümleyi silmemek için kendimi zor tuttum yaw ki öyle bi şey diyene kadar kadını severdim (gerçi burcu esmersoy da onu sevmiyorum diye yatağında tepiniyo şuan ama neyse şsnwşdnwğdmwosh)Harry'nin dondurması iki top çikolataydı Draco ise bir top vanilyalı almıştı ve yoldan geçen insanları izleyebilecekleri bir masaya oturmuşlardı , gerçi ikisinin de gözü birbirlerinden başka bir şey görmüyordu ya neyse.
Çok geçmeden aralarında sıcak bir sohbet başlamıştı fakat Bay Malfoy'un eve gelmesine sadece bir gün kaldığından sohbet az zamanda yön değiştirmişti."Peki ya Bay Malfoy geldiğinde beni görürse ?"
"Ah... Gerçekten hiçbir fikrim yok ve bunun olmamasını ummak elimizden gelecek tek şey sanırım."
Draco pek belli etmemeye çalışıyordu fakat babasının Harry'i yakalayabileceği konusunda en az onun kadar stresliydi.
Hem babasının pek de merhametli bir insan olduğu söylenemezdi. Yani eğer Harry'i yakalarsa... İşte o zaman tamamen boktan şeyler olurdu.
Ama ne olursa olsun Draco pişman olmaktan kesinlikle çok uzaktı. Harry'i evine almak ömrü boyunca yaptığı en akıllıca kararlardan biriydi.İkisi de dondurmalarını bitirdikten bir süre sonra dondurmacıdan çıkmak için hareketlendiler. Ve tam o sırada Draco Harry'nin yüzüne bakıp hafifçe kıkırdadı. (Bu kesinlikle alaylı bir kıkırdama değildi , bu sevimli bir şey gördüğünüzde olan o kıkırdamalardandı.)
Harry'nin tam da dudağının kenarında bir çikolata parçası vardı. Ve... Bu onda gerçekten çok sevimli duruyordu.
Fakat Harry ne olduğunu , Draco'nun neden güldüğünü pek de anlayamamıştı."Ne , ne oldu ?"
Bu sorunun üzerine Draco baş parmağını hafifçe Harry'nin dudaklarına götürdü ve parmaklarını ordan hafif hafif kaydırarak çikolata parçasının olduğu yere ulaştı.
Çikolata parçasını da tek bir hareketle Harry'nim dudağının kenarından aldı ve ağzına götürdü.Harry şuan kesinlikle bir heykelden farksızdı.
Bir şeyler yapmak istiyordu fakat ne yapabileceği hakkında en ufak bir fikri yoktu.Onu öpmeli miydi ?
Ah hayır bu çok aşırıydıYa da belki çikolatasını yediği için ona kızardı ?
Oh Merlin bu kesinlikle çok saçmaydı. Draco isterse onun bütün çikolatalarını yiyebilirdi ve Harry buna kızabileceğini hiç sanmıyordu.Veya belki ortalıkta fangirl çığlıkları atarak koşardı ?
Tamam bu çok harika bir fikirdi fakat eğer bunu Draco'nun karşısında yaparsa bu fazlasıyla garip olurdu. (Bunu yalnız kalınca yapmak için aklının bir köşesine not etti.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Mine || Drarry
FanfictionDraco boş bakışlarla Harry'e baktı ve "Ağlıyorsun" dedi. Harry ise ağlamaktan kıpkırmızı olan gözlerinden bihaber ağladığını inkar ediyordu. En büyük düşmanının yanında göz yaşları dökmek çok çaresizce bir durum olmalıydı ona göre : "Hayır ağlamıyor...