Sürpriz Bölüm

16.7K 812 88
                                    

Ay nedense bu ikisini özleyip kısacık bir bölüm yazdım. Umarım hala burada olanlar vardır ve umarım seversiniz. Keyifli okumalar ❤
***

Çok yorulmuştum. Koli taşımaktan imanım gevremişti.

Ama Fırat bana demişti. Yorulursun adam tutalım onlar taşısın eşyaları demişti. Dinlemedim!

O nerelerdeydi sahi?

Ben burada kutu taşıyacağım diye ruhumu teslim ediyordum. Beyefendinin gerçekten hiç umurunda değildi.

Fırat ile yeni eve çıkıyorduk.

Annemin yanındaki maceramız annem ve babamın barışmasıyla son bulmuştu. Ya insan elli yaşındaki eski eşiyle yeniden evlenip balayı için dünya turuna çıkar mıydı?

Annem babamı nasıl affetmişti? Gerçi babam bizi kendi işlerinden korumak için annemden ayrılmıştı ama yine de annemin onu affedeceğini hiç düşünmemiştim. Yine de birbirlerini hala seviyorlardı ve ben annem mutlu olduğu için bir şey dememeyi tercih etmiştim.

Neyseki Fırat iç güveysi hâlleri son bulduğu için çok mutluydu.

Annemle iyi anlaşsalar bile asla rahat olamıyorduk. Oda hep tedirgin olmaktan sıkılmıştı.

Tekrar onun koca villasına gitmek yerine bizim mahallede daha mütavazi bir ev bulmuştuk. Bu sayede ben işe yakın olacaktım. Fırat ise umrumda değildi. Adamın bir sürü spor arabası vardı. Onların biriyle gidiverirdi işte. Yine de ona kıyamayacağım gibi bir gerçek vardı.

Ağır kutu elimden alınınca düşüncelerimden kurtuldum. Fırat bana gülümseyerek bakıyordu.

"Ne düşünüyorsun öyle sen?" Diye sordu.

Omzumu silkip "Hiç bir şey." dedim.

O ise yanağımdan öpüp ağır koliyi rahatlıkla mutfağa doğru götürdü.

"Ümit bir daha taşınmayalım lan! Taşınmak ne kadar boktan bir şeymiş?"

Tabi bu zamana kadar onun için bu işleri birileri halletmişti bu yüzden zorluk nedir bilmiyordu. Gerçi bende biliyor sayılmazdım.

"Taşınmayız, bence de yeterli. Bir sene içinde bu kadar mekan değişikliği yeterli bize." Dedim.

O ise yanıma glip beni kucakladı. "Napıyorsun acaba? Bir sürü işimiz var sen elleşme derdindesin." Tabi ki de bu durum benim de hoşuma gidiyordu. Üstelik o bana her sarıldığında eriyecek gibi olduğumu saymıyordum bile. Yine de eve yerleşmek gibi bir ton işimiz vardı.

Boynumu öpmeye başlarken "Bir şey yapmıyorum. Sen işine devam edebilirsin. Ben de işime devam edeceğim zaten." dedi. Hırıltılı sesi tüylerimin diken diken olmasına neden olurken başka bir yerlerime de hoş olmayan şeyler oluyordu.

"F-Fırat!" Bacaklarımda ki güç çekilirken omuzlarını kavradım. Ellerim titriyordu. Beni her seferinde böyle nasıl etkileyebiliyordu anlamış değilim. Köprücük kemiklerimin olduğu bölgeyi öpmeye başladığında çoktan yerde uzanıyordum. Sağ bacağımla erkekliğine dokunduğumda çoktan benim gibi sertleşmeye başladığını hissetmiştim.

Sıcak dudakları dudaklarımla buluştuğunda onu itip yerlerimizi değiştirdim. Ona sürtünürken, üzerinde ki tişörtten kurtulmaya çalışıyordum. Sonunda beyaz teninde karşı karşıya kaldığımda dudaklarımla göğsüne indim.

Sağ göğsünün altına ki daha önce bıraktığım lekeye bir kaç tane öpücük bırakıp sol göğsünün altına aynı şekilde leke bırakmaya çalıştım. Fırat benim ona verdiğim lekelerle çok güzeldi ve bunu bilen, gören tek kişi bendim.

Tekrar dudaklarımız buluşurken o yerlerimizi değiştirdi. Şimdi hakimiyet ondaydı. Bundan şikayetçi değildim. Bacaklarımın arasına konumlanırken elleri çoktan eşofmanımı aşağıya doğru çekmişti.

Dudakları aşağı inip erkekliğime bir kaç öpücük bıraktı. Aletimden zevk suyu geldiğinde onu beni genişletmek için kullandı.

İçim karıncalanıyor ve onu istiyordu. Bacaklarımı daha çok açıp onu iyice kendime çektim.

Aleti duvarlarımı zorlarken onu kabul etmek benim için büyük bir hazdı.

Bekledi.

Ona alışmam için bana biraz süre verdi. Her seferinde böyle düşünceli olması beni mutlu ediyor ve dünyanın en mükemmel adamına aşık olduğum için kendimle gurur duymama neden oluyordu.

Yavaş ve derin olan vuruşları hızlanırken kendimden geçecek gibi oluyordum. İnlemelerimi dizginleyemiyordum. Vücudumda ki bir çok kas aynı anda kasılıp gevşiyor ve nefesim bu ritme ayak uydurmakta zorluk çekiyordu.

Dudakları dudaklarımı örslemeye devam ederken gözlerimin kararmaya başladığını hissettim. Yakındım. Üstelik erkekleğime hiç dokunmamıştım bile. Elleri ellerimi sıkıca kavrarken ve aleti içimde seyirmeye başladığında onunda yakın olduğunu anladım. Alt dudağını dişlerimle ezerken onun ve kendi karnıma geldim. O ise her zaman olduğu gibi içime bıraktı kendini.

İkimizde nefes nefeseydik.

"Yeni evin açılışını da yapmış olduk. Diğer odalarda da aynı performansı sergilemek istiyorum." Fırat söylediğinde gülmeme engel olamadım. "O zaman beni yatak odasına götür ve sana performansın en iyisinden örnek göstereyim." Dedim.

Göğsüme bir öpücük bıraktıktan sonra "Bana mı binicen?" diye sordu.

Kahkaha attım. "Binmek değil aşkım,aletimin içinde ileri geri gidip gelmesi."

"Ha, binicen yani?"

"Tamam be tamam. Binicem üstüne vurucam kırbacı!"

Kahkaha atarken göğüs ucumu dişledi. Ama sen böyle yaparsan benim alet hep dimdik olur be Fırat'ım. Yerde yatmanın bir çok dezavantajı varken ikinci turu burada yapmak yerine yatak odasında yapmak istiyordum.

Evde yapılacak bir sürü iş varken biz bütün günü yatakta geçirmiştik. Eh sonuçta iş kaçmıyordu ya. Daha sevişmemiz gereken bir sürü konu vardı.

Daha gidip telefonumu servisten alacaktık. Evet Fırat bana ne zaman iltifat etse hala götü başı dağıtıyordum. Napayım benim tarzımda buydu. Ümit'inizin en büyük zayıflığı minnoş yürekli Fırat'ıydı.

***

Kamu spotu: Yeni taşındığınız evde alışma sürecinde bir sürü güzel anılar edinin.

AŞKIMCIM/ BOY×BOY/ TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin