lovely ⎯ iwaoi

18

çoğu zaman okula giden yolda o iğrenç binaya ulaştığımda yandığını görmeyi hayal ederdim. ama o sabah, beni garip bir enerji ele geçirmişti. muhtemelen önceki gün tooru ile takılmamızdan kaynaklanıyordu.

okula vardığımda, dışarıda oluşan bir kalabalık ve okuldan çıkan dumanlar görmeyi planlamıyordum. yangını gördüğümde ilk düşündüğüm şey tooru'nun nerede olduğuydu.

kalabalığı ittirip bir öğretmene ulaştım. ona tooru oikawa'nın nerede olduğunu söyledim, bana endişeyle baktı. "içeride." şok olmuş bir şekilde içeri girdim ve okula girer girmez onu gördüm, yanıyordu ama ses çıkarmıyordu. sanki bundan memnun gibiydi.

"bismillahirrahmanirrahim!" bağırarak uyandım. gördüğüm kabusun etkisinden henüz çıkmamıştım, elim ayağım titriyordu. telefonumdan saate baktım. alarmın çalmasına bir dakika vardı. normalde olsa o bir dakikayı mutlulukla değerlendirirdim ama kendime gelmek için bir bardak su içtim, daha sonra da yüzümü yıkadım.

okula gittiğimde zar zor etkisinden çıktığım şeyle karşılaştım. aslında okulun tamamı yanmıyordu, okulun içinde olmayan kantin yanıyordu ve önünde bir topluluk vardı. önce okulun yanmasına mı şaşırsam yoksa rüyamın benzerinin gerçekleştiğine mi bilemedim.

etrafa baktım, tooru yoktu. olsaydı muhtemelen onu boyu sayesinde görebilirdim. hâlâ korku içindeydim ama nedense kendimde ellerimin terlemesi dışında bunun bir belirtisini görememiyordum. "bu ciddi mi ya?" tooru'nun sesini duyduğumda rahatladım. önce ona endişeyle baktım daha sonra da yangını söndürmeye çalışan itfaiyelere. ben geldiğimde söndürmeye başlamışlardı çoktan ama belli ki büyük bir yangındı. itfaiye erken gelmeseydi yayılabilirdi.

"rüyanda bunu mu gördün?" tooru elini omzuma koydu. "nereden bildin?" sesim tiremişti. "çünkü sabah bana çok kötü bir kabus gördüğünle alâkalı bir mesaj atmıştın."

bunu yaptığımı hatırlamıyordum. "cidden mi?"

"okul tatil mi ya? tatilse gidelim artık." dedi öğrencilerden biri. birkaç kişi ona katılmıştı ama çoğunluk ona sövmeye başladı. "nasıl çıktı yangın?" diye sordum tooru'ya. "aslında bugün erken gelmiştim ama tuvalete gittim, o sırada olmuş sanırım, yani bilmiyorum."

"yaralanan var mı acaba?" dedim. "kantinde kimler vardı bilmiyorum ama nori ve birkaç kişinin oraya gittiğini görmüştüm."

"arkadaşlarının yani."

"saçmalama."

müdür bize alt bahçede sıra olmamızla ilgili bir şeyler söylemişti. alt bahçeye inmek uzun sürmüştü. bizim sınıfın sırasına geçtiğimde nori'yi aradım ama ortalıklarda görünmüyordu. ambulans sesini de duymuştum, nori'ye bir şey olduğunu düşünmeden edemedim.

müdür, okulun bir süreliğine tatil olduğunu ama yaz tatilinde de okula gelmemiz gerektiğini söyledi ama çoğu kişinin aklı yangındaydı. müdürün de muhtemelen öyleydi çünkü ilk defa kısa bir konuşma yapmıştı. bizim sınıftan birkaç kişi hangi alışveriş merkezine gideceklerini konuşuyorlardı.