[9]

10.5K 597 737
                                    

Jimin Jungkook'un ona aldığı tavşan baskılı pijamasıyla bahçede oturmuş şiddetli bir depresyonla mücadele ediyordu. Jungkook'un da ondan farkı yok gibiydi. Jimin'in son günlerde neredeyse hiç gülmeyen suratına bakıp kendi suratını da düşürüyordu. En azından herkes bir şeyle meşguldü. Jimin son zamanlardaki en yakın dostu olan battaniyesine iyice sarıldı. Hava yeterince sıcaktı zaten, bir de bu battaniye işin içine girince Jimin buharlaşmamak için kendini zor tutuyordu.

"Çikolata ve süt ister misin?" Jungkook'un sorusuyla bakışlarını sabitlediği duvardan ayırdı.

"Olur." Jimin dolan gözlerini kapattı ve onu düşledi. Son zamanlarda ancak bu şekilde mutlu olabiliyordu. Sevdiği adamı kendisine sarılırken hayal etti. Güzel elleriyle saçlarını okşuyordu ve kulağına onu sevdiğini fısıldıyordu.

"Jimin?" Hayalleri bile Yoongi'nin onu sevdiğini söylemesine inanmıyordu.

"Bebeğim iyi misin?" Değilim diye düşündü Jimin. İyi değilim lütfen iyileştir.

"Ardında bıraktığın herkes enkaz hyung. Gelmemeliydin." Jungkook'un hayallerinde ne işi vardı ki?

"Gelmesem onu iyileştirebilir miydin?" Onu Min Yoongi dışında kimse iyileştiremezdi. Hayalleri iyice saçmalamaya başladığında gözlerini açtı. Ve gördü.

Onu,

Sevdiği adamı...

Jimin'in oturduğu koltuğun önünde diz çökmüştü. Yüzlerinin arasında çok az bir mesafeyle birbirlerine bakıyorlardı. Jimin düştü. Kısa ama sık kirpiklerinin güzelliğine düştü. Kusursuz yüzünü süsleyen çillerine düştü. Jimin'in gözlerinden yaşlar düştü.

Jimin Yoongi'ye düştü ama bu sefer Yoongi onu yakaladı. O güzel elleriyle sardı küçük olanını. Yoongi onu daha sıkı tutup kucakladı. Arabaya bindiklerinde bile Yoongi onu bırakmadı.

⭐🌟⭐🌟⭐🌟⭐

Jimin evindeydi. Yoongi'nin boyun girintisi onun evi olmak için biçilmiş kaftandı.

"Jimin?" Küçük olan burnunu büyüğünün boyun girintisine sürtüp mırıldandı.

"Efendim." Yoongi, Jimin istemese de onu boynundan ayırdı ve kucağına oturttu. Şimdi yüz yüze bakıyorlardı. En azından Yoongi'nin kucağındayken Jimin ona bakarken kafasını kaldırmak zorunda kalmıyordu.

"Kilo almışsın bebeğim. Lütfen bana durmadan çikolata benzeri zararlı besinlerle beslendiğini söyleme?" Jimin anında korkuyla dolmuştu.

"Şe-şey Jungkook demişti ben o yüzdem ye-yedim. O sorun olmaz dedi." Jungkook'u hemencecik satmak hiç mi hiç hoşuna gitmemişti.

"Pekala bu iyi olmuş. Jungkook arada mantıklı işler yapabiliyor." Ne yani Jimin'e kızmayacak mıydı?

"Ya-yani şey kızmadın mı?" Yoongi'nin güzel yüzü kısa bir gülümsemeyle aydınlandı.

"Hayır Jimin bazı konularda düşünmem gerektiğini söylemiştim ya sana. Sanırım Jungkook haklı." Jimin anlamıyordu. Jungkook Yoongi'ye Jimin'i bırakmasını söylemişti. Madem bırakacaktı neden tekrardan yanına almıştı ki? Jimin'in gözleri son haftalarda olduğu gibi yeniden ıslanırken Yoongi'ye baktı.

" Ah, hayır bebeğim beni yanlış anladın. Seni bırakmayacağım. Sadece bir şey deneyeceğim." Jimin tombul elleriyle gözlerini sildi.

"Ne deneyeceksin ki?" Yoongi onu kucağından indirip elini tuttu.

"Normal olmayı ve bir şey daha. Onu ilk önce benim kabullenmem gerek. Biraz zaman alacağa benziyor. Umarım bekleyebilirsin."Jimin işin ucunda Yoongi olursa sonsuza kadar bekleyebilirdi. Yani umuyordu ki o kadar uzun sürmezdi.Sürse bile beklerdi.

D A D D Y [YM] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin