3

2.5K 244 52
                                    


Park Jimin'in mavi irisleri insanların evrenindeki arkadaşı Yoongi ve yüzünü saçlarına gömdüğü ölümlüde sabitlenmişti.

Daha önce Yoongi'nin gülümsediğini bile görmemişken o ölümlüye bakarken göz kenarlarının kısılması, dudağının kenarlarının hafifçe kalkması ve gözlerindeki alev alev yanan duyguları o kadar yabancıydı ki Park Jimin'e, melek bir an onu tanıyamadı.

Kestane rengi saçları yumuşakça yastığa yayılmış, kırmızı dudakları huzurun ılık kollarında olduğunu ele verircesine kıvrılmış, ellerini pürüzsüz yanakları ile yastığın arasına sıkıştırmış ve üstü Yoongi tarafından battaniye ile örtülmüş olan ölümlüye döndü bakışları bu sefer.

Min Yoongi'nin bu ölümlüye fena tutulmuş olduğu belliydi zira ne cennette ne Araf'ta ne de cehennemde onun birisine böyle baktığı görülmemişti.

Ama Park Jimin'in dikkatini en çok Yoongi'nin parmaklarını zarifçe ölümlününkine kenetlediği yerde açan küçük, kırmızı güller çekmişti.

Meleğin kusursuz yüz hatlarından sıcak bir gülümseme geçti.

Zira Min Yoongi'nin sadece efsanelerde geçen ruh eşi efsanesini gerçeğe dönüştürdüğü belliydi.

Efsaneye göre eğer bir varlık ruh eşini bulabilirse sadece, bakan değil görebilen gözlerin görebileceği çiçekler açardı gönüllerinde ve parmaklarında.

Ve her serçe parmakları kenetlendiğinde kalplerinden birbirlerine ayak uyduran tık sesi gelirdi.

Tıpkı bir anahtarın asma kilidine oturması gibi ruhlarının eksik yarılarını bulduğunun göstergesi idi bu durum.

Ve Park Jimin gözlerini yumup kendini bu büyülü ana şahitlik etmenin mutluluğuna bıraktı.

Ta ki uzun kollar ince beline nazikçe sarılana kadar.

Kanatlarında gezinen nazik parmakları hissettiğinde meleğin huşu ile dolan suratını öfkenin soğuk alevi ele geçirdi yavaş yavaş tıpkı tatlı bir heyecanın kalbinde hayat bulması gibi.

"Kim Taehyung eğer parmaklarını kanatlarımdan çekmezsen az sonra hareket ettireceğin parmağın kalmayacak."

Kavruk tenli nefilim kollarını zarif belden çekerken dudakları çocukça bir hüzünle büzülmüş, gözleri kısılmıştı.

"Ama meleğim sen böyle yaptıkça kalbim kırılıyor."

"Başka yerlerinin kırılmasını dilerdim Taehyung."

Kahverengi saçlının buğulu gözleri Jimin'in öfkeyle büzdüğü dudaklarında, kısılmış gözlerinde, sık kirpiklerinin üstüne düşen sarı saçlarında, pürüzsüz beyaz teninde gezinirken sol tarafında hissettiği ince sızıyla eş zamanlı bir şekilde kıvrıldı şekilli dudakları.

Jimin ise Taehyung'un suratını itti ve Tanrı'sına yanaklarını ele geçiren o tatlı pembeliğin sinir bozucu nefilim tarafından görülmemesini diledi.

"Tamam meleğim, ben bu günlük sen dozumu aldım zaten."

Çevik bir şekilde şekilli dudaklarını meleğin cennet bahçelerinden de güzel kokan teninde gezdirerek kulağına ulaştı.

"Çok seviyorum seni ruhumun ateşi, göremiyor musun?"

Suratının morluklarla bezenmemesi için meleğinin pürüzsüz yanağına kondurduğu küçük bir öpücükten sonra geri çekildi ve topuklarını yağladı.

Jimin ise ince boynundaki kızarıklık, nefilimin bozduğu kalp ritimleri ve alt üst olan hisleriyle yere yığıldı kaldı.

₪₪₪₪

₪₪₪₪

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Kendinize iyi bakın, sonraki bölümde görüşmek üzere~

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Kendinize iyi bakın, sonraki bölümde görüşmek üzere~

horns and voices | yoonkook ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora