Bölüm 2 - Maskeli Çocuk

88 7 0
                                    

               Kafamı kaldırdım ve evet yanılmamıştım. Oturma odasına geçiyordum ki kolumu tutup kendine çekerek:

               - Seni baloya götüreceğim.

               - Gerek yok.

               - Erken hazırlan. Taksiyle gideceğiz.

             Baloya gitmek için arabaya binmeden önceki son konuşmamız olsa gerek... İlk defa Justin'in beni dinlememesi işime gelmişti. Zamansa geçmek bilmiyordu...

             Ve nihayet ...!

           Saat  19:45. Baloya gitme vakti gelmişti. Zevkle kostümümü giydim. Justin ise gelmiş olmalıydı. Dışarıya çıktım. Justin taksinin kapısını açmış beni bekliyordu. Hızlı adımlarla yanına doğru ilerledim. Arabaya bindik. Ve 20:00'da gerçekleşecek olan baloya doğru gidiyorduk. Justin:

       - Balo ne zaman biterse bitsin, tam tamına gece yarısında kapının önünde ol seni almaya geleceğim.

             - Peki.

           Justin çok rahattı. Ben çok heyecanlı davranıyordum aslında balo için. Sonunda geldik...

      Justin beni arabadan indirdi. Ve :

  - Unutma gece yarısı. 

          Diyerek oradan uzaklaştı. İçeriye girdim. Burası harika.....

               Bir masanın önünde beklemeye başladım. Şarkılar çalıyordu. ŞArkılarla beraber bir sürü insan eğleniyordu baloda. Ben hariç. Tek başımaydım. Ağabeyimin yanımda olmasını istemiştim ilk defa...

                Zaman gittikçe ilerliyordu. Kafamın ağrısından çok içmiştim. Kafam yerindeydi. Balo bitmeye yakındı aslında. Birden belimi saran kolları hissettim. Maskemi düzelterek arkama döndüm. 

                  Maskeli bir çocuk görmüştüm. Ağzı ve gözleri görünüyordu bir tek. Kırmızı ince ağzı ve masmavi gözleri... 

                 Gözlerini gözlerime odaklayarak :

     - Sizi dansa kaldırabilir miyim ?

         Gülümsedim.  Uzattığı elini tutarak dans teklifini kabul etmiştim. Belimi kollarıyla sıkıca sararak:

         - Kostümünüz çok yakışmış.

         - Teşekkür ederim. Sizinkide öyle.

         - Evet, süperman kostümü. (diyerek gülümsedi)

        Gülüşü çok sempatikti. Bana iyice yaklaşmıştı ki gözlerim duvarda duran saate takıldı. gece yarısı olmak üzereydi. Kendimde değildim. 

           Çok fazla kullanmıştım. Midemde aşırı bulanıyordu. Süpermenin kostümünü berbat etmek istemiyordum. Justin'in bana ayırttığı süre dolmak üzereydi. Elimdeki yıldız çubuğunu maskeli çocuğa değdirdim. Koşarak dışarı çıktım.

           Arkamdan geliyordu maskeli. Salondan biraz uzaklaştıktan sonra olduğum yere çöıküp kusmaya başladım. Fena halde midem bulanıyordu. 

             Adını bilmediğim çocuk bana bir peçete verdi. Ağzımı sildikten sonra ayağa kalktım. Ve çökerek tekrar kusmuştum. Elimdeki çubuğu yere bıraktım. Durumum çok kötüydü. Beni kucağına alan maskeli tam ev adresimi sordu ki ağabeyim gelmişti. Bense gözlerimi kapatmış midemin ağrısından duramıyordum. 

                Justin beni kucağına alıp çocuğa sinirli bir bakış attı. Çok fena canım yanıyordu. Maskeli çocuk Justin'in beni kucağına aldığını görünce tanıdığım olduğunu anlamış olmalı ki kafasını aşağı yukarı sallayarak salona geri döndü. Herkes maskelerini çıkartıyordu. İçeri geçmek istiyordum. 

                Sadece, sadece gülüşüne aşık olmuştum ben. Beni benden alan ona her baktığımda içinde kaybolduğum gözlerdi...

             Fakat Justin beni kucağına alıp taksiye taşıyana kadar onu görme umudum vardı. Eve gittim. Hap içmek zorundaydım. Fakat buna rağmen sadece maskeliyi düşünüyordum...

              Hap biraz iyileşmemi sağlamıştı. Yataktan kalktım. İşiteceğim azarı duymak istemiyordum. Sabah olmuştu. Kostümü geri götürmemiz gerekiyordu. 

            Poşete tüm parçalarını koydum kostümün. Bir dakika. Çubuğum neredeydi ?

         Justin'e "dün kostümün çubuğunu salonun girişinde düşürdüm" dedim. Oraya gidip kostümü arayacaktım. Ve oraya yetiştiğimde orada bulamamıştım. Birisi onu almış olmalı. Fakat kim ? Kim sıradan bir çubuğu ne yapabilirdi ki?

            Kostümün parasını ödemeliydik.

                                                                                 ***

        Justin bunun parasını verebilmek için sokak sanatçılığı yapmaya gidiyordu. Ve bana:

       - Benimle gelmek ister misin ?

       - Olabilir.

    Birlikte bir sokağa geçtik. Justin gitarını çıkartıp harika şarkılar çalmaya başladı. Güneş çok ısıtıyordu. Yüzümü ellerimle kapattım ve dizime koydum. Gözlerim açık gitarın kabına bakıyordum. Birden bir kişinin yüklü bir miktarda para bıraktığını fark etmem o kadar uzun sürmedi. Kafamı kaldırdım. Sarışın bir çocuk arabasına doğru ilerliyordu. 

      Koşarak arkasından gittim. Ve avazım çıktığı kadarda bağırıyordum bir yandan:

     "Durr !. Dur lütfen dur. Hey sana diyorum." 

         Arabanın kapısını tutuyordu. Birden duraksadı. 

     " Lütfen bana dön. "

         İki adım geri çıktı. Acaba arkasına dönecek mi ? Diye bekliyordum... 

                                                                                ***

BENİ GÖZLERİNDE KAYBET...      (FİNAL)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora