2. BÖLÜM

68 8 4
                                    

Ellie; 15 yaşında 1.67 boyunda hafif kilolu, yeşil gözlü, kızıl saçlı güzel bir kızdı. Adrian gibi birçok erkeğin de hayallerini süslüyordu. Aslında Ellie de Adrian dan hoşlanıyordu fakat söylemeye utanıyordu.

Zaman geçmek bilmiyordu sanki. Sabırsız bir şekilde bekliyordu. Niye gelmemişlerdi ki. Geçen dakikalar ona saatler gibi geliyor kendini yiyip bitiriyordu. Oğlunun bu hâlini gören annesi ise üzgün bir şekilde oğlunu izliyordu.

Ve işte oradaydı.

O temiz, saf yüzü somurtmuyordu artık. Kapkara gözleri artık parıldıyordu. Yüzünde güller açıyordu. Bir anlığına bütün şüphelerini unuttu. O, güzel saçları, güler yüzüyle ona doğru geliyordu. Üstünde mavi bir t-shirt, altında ise siyah kısa bir kot vardı. Hayal görüyordu sanki. Dikkatini Ellie den çekince birşey fark etti. Ellie yalnız değildi. Yanında annesi ve babası da vardı. Ellie'nin babası Barny ; 40 yaşlarında iri ve kaslı biriydi. Yüzü hafif kırışmıştı. Üstünde siyah bol bir  gömlek vardı ama ona çok yakışıyordu. Sadece görüntüsüne bakılsa çok sert bi adam gibi duruyordu. Ama iyi kalpliydi ve çevresine yumuşak davranırdı( en azından ona iyi davrananlara). Ayrıca kimyagerlikle uğraşırdı ve işini severdi.

Annesi Amelia da 40 lı yaşlarında yeşil gözlü, elmacık kemikleri çıkık, 170 boylarında tıpkı kızı gibi kızıl saçlı bi kadındı. Kırmızı, uzun bir elbise giymişti. O da Adrian'ı çok sever, oğlu gibi görürdü.

+Sizi gördüğümüze çok sevindim. Dedi Olivia güler yüzle.
-Bizde sizi gördüğümüze sevindik.
Nasıl oldu, ya da ne oldu bir fikriniz var mı?

Bir kafenin bahçesine oturmuşlardı. Tabi ki orası da bomboştu. Fakat açıktı. Masalar dizilmişti. Sanki biri tamda masaların dizilimi bittiğinde öldürmüştü. Acaba ölmüşler miydi?Birden yok olmuş da olabilirlerdi. Sonuçta etrafta ceset yoktu. Daha önce de fark ettiği üzere kötu bir koku vardı. Bu düşünceleri aklından çıkardı. Şu anlık buna değilde ne yapmaları gerektiğine kafa yormaları geretiğine karar kıldı.

2 aile kafa kafaya verip çok hararetli bir biçimde ne olduğunu ya da ne yapmaları gerekteğini tartışıyordu. Adrian söz aldı ve fikrini diğerlerine anlatmaya başladı:
Fark ettiyseniz çok fazla tuhaf şey var. Etrafta kimsenin olmayışı, bu kötü koku ve normale göre daha mavimsi görüntüler. Bir an durdu. Barny'ye dönüp:
Siz kimyagerdiniz değilmi? Diye sordu. Barny onaylarcasına kafasını salladı ve devam etmesini söyledi.
Havada garip bir koku ve normale göre daha mavi bir çevre. Siz de de bir şey uyandırmıyor mu? Şu anda herşey olmuş olabilir. En uçuk şeyler bile. Benim düşüncem şudur ki havadan örnek alıp inceleyelim. Fazla vaktinizi almaz diye tahmin ediyorum. Onay dolu bir mırıltı yükseldi. Benim tahminimce bu havada birşey var ve tüm bu olanların kaynağı da bu. Ayrıca bugün diğer günlere göre daha sıcak. Oysa ki bugün havanın serin olması bekleniyordu. Barny çocuğun aklında yatan şeyi kavradı. "Tamam. Şimdi örnek alıp incelerim. En fazla 15 dakikamı alır." Dedi ve küçük laboratuvarına doğru yola çıktı.

YAKLAŞIK 25 DAKİKA SONRA

Barny bu sefer akıllılık yapıp arabasıyla geliyordu. Ilk çıktıklarında şaşkınlıktan ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Tabi yolda (artık) sahipsiz bir sürü araba vardı ve çoğu çalışır vaziyette (anahtar kontakta) duruyordu. Bazıları sürücüsünün ani kayboluşu sebebi ile bir yerlere çarparak durmuş ve hasarsız araba sayısını iyice azaltmıştı. Işıkta bekleyen yada yeni çalışan arabalar da ise pek sıkıntı yoktu(bazılarına diğer arabalar çarpmıştı).
Barny oraya vardığında herkesi bir heyecan sarmıştı. Hepsi Adrian'ın önerisine körü körüne inanmıştı. Aslında başka çareleri de yoktu.
Barny arabadan inerken Adrian'a anlamlı bir bakış attı. Adrian haklıydı. Bir tür gaz bütün insanlığı bu hâle getirmişti. Ama nasıl bir gazdı ki bu böyle.

Srutavjil Gazı dedi Barny. Büyükçe bir masanın başına toplanmış deneyimli kimyageri dinliyorlardı. Çok zehirli ve korkunç bir gazdır. Henüz biyolojik silah olarak saklanıyor. Kullanılması kesinlikle yasak ve imha da edilemiyor. Bir kere bulundu mu atmosfere salınmadan yok edilemiyor. Hiçbir gaz maskesi önleyemez. Herkes şaşkın bakışlarla adamın elindeki tüpe bakıyorlardı. Adrian haklıydı. Tüpün içinde iken mavi rengi daha da belli oluyordu. Bu gazın solunum yüzdeleri var. Yüzde yüz soluyan biri anında ölür ve cesedi de toz haline gelip uçar gider. Yüzde yirmi alan biri ise yüksek ihtimal kurtulur. Bu solunum yüzdeleri bize bağlı değil. Yani ben az nefes alayım da ölmeyeyim diye birşey yok. Havada ki miktarı önemli. Şu anda havada yüzde 30 oranında var. Bu bizi öldürmeye yetmez fakat başka bir sebepten ölürsek bizi toz etmeye yeterlidir. Havada yüzde yüz oranında bulunuyorsa ve siz çok minik bir nefes bile alsanın anında ölür ve 5 saniye içinde toz olursunuz.
Kısa bir sessizliğin ardından Barny devam etti:
Ayrıca bu gaz bazı maddeleri de toz haline getirebiliyor. Ama ne olduğu bilinmiyor. Dedi ve durdu. Elinde ki su şişesinden bir yudum aldı. Etrafındakilere anladınız mı? Dercesine bir bakış attı. Daniel, devam et dedi ve Barny anlatmaya devak etti:
"Gazın yoğunluğunu şu sıcaklık haritasından anlayabiliriz. Bu tüm dünyanın ısısını gösteren bir harita uygulaması" dedi ve elindeki tabletten uygulamayı gösterdi. Herkes onu heyecanlı bir şekilde izliyordu. Adrian buruk bir gurur yaşıyordu. Sonuçta bu teoriyi o ortaya atmıştı ve doğru çıkmıştı. Ama buna sevinemiyordu. Dünyada birtek onlar vardı. Ama niye? Onlar niye ölmeyip toz olmadı? Barny göstermeyi bitirdikten sonra devam etti. Bu gazın kendine ait sıcaklığı var. Yüzde yüz oranında gaz bulunan hava 150 derece oluyor. Bu bizim açımızdan iyi birşey. Bu sayede gazın olduğu yerleri tespit edebilir ve o bölgelerden uzak durabiliriz. Bakalım nereler varm...

Kısa bir sessizlik oluştu. Kısa ama korkunç bir sessizlik. Barny'nin gözleri fal taşı gibi açılmış, ekrana bakıyordu. Diğerleri çok birşey anlamamıştı fakat ters giden birşeyler olduğu belliydi. Adrian araya girdi.
Buraya geliyor. Gaz bulutu buraya geliyor. Bakın. Kırmızılık yavaş yavaş bize yakınlaşıyor. Acilen burayı terk etmemiz lâzım. Galiba 2 günümüz var.

Beğendiyseniz destek olmayı unutmayın. Yeterli sayıya ulaşırsa yeni bölüm yayında olacak.

DÜNYADAKİ SON İNSANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin