dört| yenilmek değil de hani bile isteye yanmak bu

499 66 9
                                    

Bölüm Şarkısı: Joy Division - Love Will Tear Us Apart

|Yenilmek değil de hani bile isteye yanmak bu.

19 Nisan 1841

Eğik başı, titreyen dudakları, korkuyla çarpan kalbi. Morarmış alnı, hala kanamakta olan burnu, yara bere içindeki elleri. Yoongi o an bunlardan ibaretti sadece. Korkusu öyle yoğundu ki, gözlerini açıp olduğu yere baksa tekrar düşüp bayılırdı. Ağlamak istiyordu, bağırmak. Ama öyle bir korkuydu ki kalbinde yer edinen, ağlamaya bile cesaret edemiyordu.

O'nu buraya getiren iki iri yarı muhafız alelacele odadan ayrılmış, Min Yoongi'yi Kral ile baş başa bırakmıştı. Fakat Yoongi, görmemişti onu henüz. Gözlerini açmamakta direniyor, titreyen dudaklarını dizginlemeye çalışıyordu.

Dakikalar sonra soğuk parmaklar hissetmişti çürüklerle dolu yüzünde. Dudaklarının, yanaklarının, gözlerinin, alnının üzerinde dolanan uzun parmaklar. "Öyle güzelsin ki," demişti boğuk ses. Yoongi bu sesin Kral'a ait olduğunu biliyordu fakat inanamıyordu. Belki de inanmak istemiyordu.

Yüzünü o ellerden kurtarmayı isterdi. Gerçekten. Fakat, yapamazdı. Muhafızlar, bir bir anlatmışlardı Kral'a karşı gelmenin onu ölüme sürükleyeceğini.

"Tanrım, aklım almıyor. Nasıl bu kadar içime işleyebildin? Sana bakınca kalbim nasıl bu kadar hızlı atabilir?" Daha sonra soğuk parmakların yerini ıslak dudaklar almıştı ve Yoongi yerinde sıçramıştı. Gözü dönmüş Kral ise bunu fark edememişti. "Bu kadar güzel hissettirirken nasıl yanlış olur?" Yoongi, midesinin hareketlendiğini hissetti. Bu dokunuşları bedeninde istemiyordu. Ama o kadar zayıftı ki, karşı gelmeye çalışmadı bile.

Bedenine dolanan iki güçlü kol ardından gözleri yavaşça aralandı. Büyük, ihtişamlı bir odadaydı. Kral'ın saçları omuzlarına dağılmıştı, kolları sıkıca bedenine sarılıydı. Sol gözünden irice bir yaş boynuna doğru yol alırken çaresiz hissediyordu. Böyle olsun istemezdi.

Ne kadar zaman geçti bilmiyordu. Yumuşak bir yatağın üzerine serilmişti ağrıyan bedeni. Kendinden iğreniyordu. O'na sarılan bedenden iğreniyordu. Mesela şu an saçlarına dokunan dudaklardan iğreniyordu.

"Tanrım delireceğim." Kral'ın sesi boğuktu ve mide bulandırıcıydı. "Bu bir rüya gibi. Her şey o kadar güzel ki..." Yoongi gözünden dökülen yaşlara engel olamadı. Hayatı sona ermişti. İğrenç hissediyordu. Engel olacak kadar güçlü değildi. Engel olmaya bile çalışmamıştı. Elinden, itaat etmekten başka bir şey gelmemişti.

"Biliyor musun?" Kral fısıltıyla konuştu. Yoongi'nin gözünde bir canavardı o, yaptığı kötülüğü hiçbir vasıf, hiçbir unvan örtemezdi. "Yıllardır bunun hayaliyle yaşadım. Bir gün sana dokunmak en büyük dileğimdi."

Aşk, sevgi zarar vermezdi. Aşk, bir çiçeği koparıp kendine saklamak, sakınmak değildi. Sulamak, yaşatmaktı. Aşk beraberinde şiddeti, tacizi, öfkeyi de getirmezdi. Bunların olduğu yerde aşk olmaz, doğmazdı.

Yapraklarını yiyen kurtçuğa aşık olamazdı gül ve kendi kanlarıyla kirlenmiş elleri öpemezdi kimse. Aşk bu değildi çünkü, bu hastalıktı. Karların olmadığı yerlerde yetişmeyen kardelenler gibiydi, sevginin olduğu yerde şiddet olmazdı.

Bu yüzden Yoongi çok iyi biliyordu ki, Kral'ın hastalıklı hisleri, arzuları bir gram dahi sevgi barındırmıyordu. Hastalıklı bir beyne sahipti, yaptıklarını asla yadırgamıyordu çünkü kendinde bu hakkı görüyordu.

Günümüzde çoğu kişi böyle düşünmüyor muydu zaten? Kendi kafasında kurduğu o hislerin, kendilerine her türlü kapıyı açabileceğini zannediyorlardı. Aşkın, bir bedene sahip olma hakkını onlara kazandırdığını düşünürler ve her türlü zorlamayı kendilerine hak görürlerdi.

Fakat aşk, sahip olmakla eş değer değildi.

Do you cry out in your sleep,

All my failings exposed.

Get a taste in my mouth,

As desperation takes hold!

Turned away on your side,

Is my timing that flawed?

kral'ın adamları | yoonkookWhere stories live. Discover now