.4.

1.6K 203 152
                                    


Yoongi üstünde ki yemek kalıntıları ile eve girerken göz yaşları yanaklarını ıslatıyordu. Koltukta oturan sigarasını içip televizyonunu izleyen annesi ona aşağılıyıcı bakışlarını attı. Yoongi onun uyuşturucu kullandığını anladığında merdivenlere doğru ilerleyip hızlıca odasına koşarken sevdiği kız için giydiği polar ile yüzünde ki göz yaşlarını sildi. Odasının içine girerken kapısını kapattı, üstünde ki poları çıkartıp bir kenera atarken karşısında ki boy aynasına baktı. Çelimsiz vücuduna iğrenerek baktı, Jennie'ye hak vermişti. Jimin'in kaslı vücudu ile kendi çelimsiz vücudu karşılaştırılamazdı, elleri ile göz yaşlarını silerken kaşları çatıldı. Bunca senedir yaşadıkları artık yetmişti, onlara karşılık verememesi canına tak etmişti.

Hepsi ölmeyi hak ediyordu, en acı verici şekilde ölmeyi hak ediyorlardı. O, onlara hiç bir zarar vermemişti onlar ise onun her türlü yarayı taşımasını sağlamışlardı. Yoongi'nin içinde ki öfke büyüyordu, onların acı çekmesi gerekiyordu kendine sürekli bunu söylüyordu. Adımlarını banyoya gitti, kapıyı arkasından kapatırken küvetin yanına gidip suyu açtı ardından komidine doğru gitti ve orda ki kırmızı siprey boya, çakmak beş tane mum'u alırken yere oturdu. Siprey boya ile yere yıldız çizip etrafına bir yuvarlak çizdi. Mumları yıldızın uçlarına koyarken çakamağı eline aldı ve tek tek mumları yakmaya başladı. Lise'nin ilk başında teyzesi ona bunları vermişti, eğer bir sorun olursa bunları kullanabileceğini söylemişti. Yoongi'nin teyzesi genellikle bu tür işlerle uğraşıyordu.

Teyzesi onu liseye kadar büyüler ile herhangi bir zorbalığa karşı korumuştu ama lise'de bunu yapmamıştı, yeğeninin gerçek hayatı görmesini istemişti. Yoongi teyzesinin ona öğrettiği kelimeleri fısdarken mumlar ile işi bitti, ayağa kalktı ve lavabonun yanında ki dolaptan jilet alıp yeniden geri yerine oturdu. Jilet ile parmağına küçük bir çizik atarken yıldızın ortasına kanını akıttı ve fısıldamalarına devam etti. Şeytanla bir anlaşma yapıcaktı, tam olarak 13 canı ona adıcaktı. Onun ölümüne sebeb olan 13 kişinin ruhunu kendisi ile birlikte şeytana satacaktı. İçinde gram pişmanlık olmadan olduğu yerden kalktı. Dolmuş olan küvetin suyu kapatma gereği duymadan  derin bir nefes alarak suyun içine girdi. Onun girmesi ile sular küvetten taşarken, Yoongi'nin göğsü soğuk sudan dolayı hızlıca inip kalkarken çenesi titremeye başlamıştı. Jennie neden bütün güzelliği ile onun canını yakıyordu? Neden o da onun ölümüne sebeb oluyordu? Gözlerinden yaşları inerken Taehyung'u düşündü, yanında olan tek insan bu duruma çok üzülecekti. Ölüp onun üzülmesini istemese de intikamını almalıydı. Jileti bileğine dayadı, dudaklarını yaladı buna hazırdı her şeyi göze almıştı. Zaten anne ve babasının sikinde bile değil di bu dünya da arkasında bıraktığı tek kişi Taehyung'tu.

Jileti derinden bileğinde gezdirirken gördüğü manzara bulanıklaşıyordu. Gözlerinden yaşlar inerken kırmızı sıvı'nın suya hızlıca karıştığını gördü. Bileğinde derin bir acı vardı aynı kalbinde ki gibi. Nefesleri sıklaşırken göğsü hızla inip kalkıyordu, ölmeye yanaştığını hissediyordu. Damarlarında ki kanın azaldığınıda hissediyordu, annesinin alt katta uyuşturucu çekerken onun ölümünü kaç gün sonra farkına varıcaktı merak ediyordu. Belki de tek arkadaşı Taehyung onun cansız bedenini bulurdu, Yoongi'nin gözlerini kapanmaya başlarken vücudu halsizleşiyordu. Ölümüne saniyeler vardı, dudaklarını zar zor araladı ve kimse duymasa da son sözlerini söyledi.

"Seninde sonun böyle olucak Jennie, yanında kimsen olmadan ölüceksin"

.

Okulda olayları öğrenen Taehyung dersi bırakıp Yoongi'nin evine kadar koşmuştu. Arkadaşının yanlış bir şey yapıcağını hissediyordu ve bunu engellemek zorundaydı, onu kaybedemezdi. Taehyung nefeslerini düzene sokmaya çalışırken kapıyı bir kaç defa çaldı, Yoongi'nin annesinin yavaşlığını şu an çekemezdi. Bir kaç dakka sonra açılan kapıda karşısında geceliği ile Bayan Min'i gördü. Bayan Min kaşlarını kaldırırken konuştu.

"Taehyung seni görmek ne güzel"

Taehyung başını yere indirirken konuştu.

"Sizi de Bayan Min acaba Yoongi evde mi"

Bayan Min gülerken ellerini Taehyung'un yakalarına götürüp kendine doğru çekerken kapıyı kapattı. Taehyung yutkunurken kızarmış yanakları ile kadına baktı. Bayan Min, Taehyung'un yakışıklılığına dayanamadığı için onunla her zaman yakın temasta bulunurdu. Taehyung ise en yakın arkadaşının annesi bile olsa ona 'sürtük kadın'demeden kendini alamıyordu. Bayan Kim ile olan yakınlığını kesti ve ona sert bakışlarını atarak merdivenlere doğru ilerledi. Arkadaşının odasının önüne geldiğinde dua ederken kapıyı açtı. Oda da kimse yoktu, yavaş adımlarla odanın içine girerken hiç bir şeyin değişmediğini gördü. Bakışları ondan izinsiz banyo'ya döndüğünde kapının altından taşan kırmızı sıvıyı gördü. Taehyung'un bütün kanı bir anda bedeninden çekilirken gözleri yanmaya başlamıştı. Arkadaşının sonunun böyle olmasına izin veremezdi, yaşadığı şok onun hareketlerini yavaşlatıyordu. Kapının kulbunu kavradı ama açamaya cesareti yoktu, beyaz çoraplarına arkadaşının kanı bulaşıyordu. Başını kapıya yasladı ve ağzından çıkan hıçkırıklara engel olmadı.

"Tanrım lütfen yaşıyor olsun"

Taehyung kapıyı açıp içeri baktığında duaların kabul olmadığını gördü. Kapıya dayanarak yere çökerken eli ile yüzünü kapattı. Küvetin içinde kanlar içinde olan arkadaşına bakamıyordu. Taehyung'un göğsü hızla inip kalkıyordu, dizlerinin üstüne doğruldu ve ayağa kalkmaya gücü yetmediğinden emekliyerek küvetin başına geldi. Açık olan suyu kapatırken bir yandan da göz yaşları ile mücadele ediyordu. Ellerini arkadaşının bedenine götürürken ağlamaya devam ediyordu.

"Yoongi, Yoongi uyan dostum, Yoongi hadi bugün yeni bir oyun çıkmıştı unuttun mu beraber almaya gidicektik! Yoongi! Beni DUYUYORMUSUN YOONGII!!"

Taehyung'un çığlıkları banyo da yankılanırken arkadaşının bedenini sarsıyordu. Uyanmıyacağını bilicek kadar realist bir çocuktu lakin arkadaşına ölüm'ü konduramıyordu. Ayağa zorla kalkarken, Yoongi'nin cansız bedenini kavradı ve küvetten çıkarmaya çalıştı. Göz yaşları buna engel oluyordu, arkadaşına sarılırken onu kendine doğru çekti. Sudan dolayı dengesini kaybeden Taehyung'un bedeninin üstüne banyo kadar soğuk olan beden düşerken o arkadaşına olan yalvarışlarına devam ediyordu.

"Yoongi dostum uyansana neden numara yapıyorsun? Bak hiç komik değ-BAYAN KIM! AMBULANSI ARAYIN BAYAN KIM! YOONGI, YOONG-"

Taehyung'un haykırışlarına hıçkırıkları karışırken banyo onun sesi ile yankılanıyordu. Oğlunun odasına endişeyle giren Bayan Kim banyoya ilerlerken Taehyung'un bedeninin üstünde ki oğlunu gördü. Elinde ki telefon yere düşerken dizleri sarsılmaya başladı.

"Yoongi?"

Dizlerinin üstüne düşerken Taehyung bulanık gördüğü kadına bağırdı.

"ARASANIZA ŞU SİKTİĞİM AMBULANSI!"

Bayan Kim oğlunu şokunu atlatmasına zaman olmazken yere düşürdüğü titreyen elleri ile aldı. Bulanık görüş açısı ile ambulansı tuşlarken Taehyung arakadaşının yüzünü ellerinin arasına alırken fısıldadı.

"Sana demiştim Yoongi, onların hiç birine güvenmemeliydin...Jennie denilen o sürtüğün sadece umrunda olan itibar demiştim neden bana inanmadın ha?"

Bayan Kim'in acı dolu haykırışları odada yankılanırken Taehyung hala arkadaşını uyandırmaya çalışıyordu. Diğer yanda ise Jennie arkadaşları ile eğleniyordu hayat bu kadar acımasız dı işte. Kimse kelimelerin çok güçlü olduğunu bilmiyordu, kelimeleriniz ile bir insanı intihardan çevirebilirsiniz veya onun ölümüne de sebeb olabilirsiniz. Yoongi bunun farkındaydı ve intikamı ile hepsinin kabusu olucaktı, sevdiği kadının bile.

The Other Side Of DeathWhere stories live. Discover now