48. Bölüm : Hoşgeldin Elis bebek!

29K 1K 106
                                    

Multimedya:Alya🖤Araf
Kelime sayısı:3800

Veee ard arda gelen bölümlerden sonucusu.!
Vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen!
Keyifli okumalar.🖤

Araf'ın kolunu sıkıca sıkarken hepimiz endişe içinde Eda'yı bekliyorduk.
Erdinç bir o yana bir bu yana volta atarken içeriden Eda'nın çığlıklarını duymak,üç buçuk ay sonra yapacağım doğum için içimde bulunan korkuyu tetikliyordu.
Korkuyordum,elimden bir şey gelmeyeceğini de biliyordum ama eğer Elis'imi kucağıma almak istiyorsan buna dayanmak zorundaydım.
Sonunda o ses duyuldu.
Bir bebek sesi,bebek ağlaması tüm doğumhaneyi inlettiğinde başımı Araf'ın omzuna bıraktım.Su,Buket ve Gamze,hepsinin yüzünde rahatlama görürken doğumhanenin kapısı açıldı.
Ebe çıktığında Erdinç hemen yanına ulaştı."Nasıl? İkisi de sağlıklı değil mi?"

"Evet efendim.İkisi de çok sağlıklı,tebrik ederim.Şimdi içerideler,siz girebilirsiniz."diyerek Erdinç'in içeri girmesine izin verdi.
Ve Savaş Arslan'ın küçük kardeşi Kıvanç Arslan da dünyaya merhaba demişti.
Ben büyük göbüşümle,üzerime giydiğim hamileler için elbiselerden birinin içindeydim.
Aralık ayının sonuna yaklaşıyorduk.
Yeni yıla girecektik.Heyecanlıydım,Elis bebek beni sürekli heyecanlandırıyordu.
Dışarıdaki hava karlıydı ve buz gibiydi.
Kabanıma daha sıkı sarındım.
"Üşüdün mü güzelim?"

Araf beni kendine daha çok yapıştırırken "Biraz."dediğimde "Kalkalım mı?"diye sordu.

"Ama ayıp olur Eda ve Erdinç'e."

"Eve gidince arar,daha sonra tebrik ederiz.Durumu anlatırsam anlayışla karşılayacaklardır."

"Peki o zaman."

Araf elimden tutarak ayaklandı.
Çağla bir buçuk aylık Ayaz bebekle ilgilendiği için gelememişti.
Dediği gibi bizim sitemize taşınmışlardı ve Çağla ile Eda birbirlerine çok ısınmışlardı.
Diğerleri hastanede beklemeye karar vermişlerdi.
Arabaya binerken ellerimi kabanımın ceplerine sokmuş,ısınmalarını sağlamaya çalışıyordum.Hemen sıcacık evime kavuşmak istiyordum.
"Araf yoldan bir büfenin önünde durabilir misin?"

"Neden güzelim?"

"Canım soğuk bir içecek çekti."

"Tamam alırım."
Yolda giderken bir büfenin önünde durdu.
Arabadan indikten sonra büfeye girdi.
Onu beklerken radyodan bir müzik açtım.
Hafifçe mırıldanırken Araf büfeden çıktı ve arabaya bindi.
Poşeti elime verdikten sonra gazladı.
Eve vardığımızda bahçenin ışıkları yanıyordu.Kar taneleri araba farından ve sokak lambalarının ışıklarından belli olurken hava bembeyazdı.
Bu havayı seviyordum.
Çocuğumuz,Elis'imiz doğsa da,küçüklüğünde annemle oynamayı hayal ettiğim kar topu savaşını kızımla oynayayım dedim.
Arabayı park eden Araf kapımı açtı ve karlı zeminde düşmemem için elimden sıkıca kavradı.
Eve yürümeye başladık.
Kapıyı açtıktan sonra yüzüme çarpan sıcacık hava ile gülümseyerek sıcacık yuvama girdim.
İleride Elis burada koşuşturacaktı,belki bizim kızların çocuklarıyla,belki Eda'nın oğullarıyla.
Gelecek heyecan verici hissettirirken kabanımı astıktan sonra atkımı ve beremi çıkarttım.Daha sonra yukarı çıkan Araf'ın sırtından bakıp mutfağa geçtim.
Sıcak birer bardak kahve içimizi ısıtıp daha iyi hissetmemizi sağlayabilirdi.
Kahveleri hazırladıktan sonra oturma odasındaki büyük cam duvarın yanına geçtim.Dışarısı görünürken Araf arkamdan sarıldı."Sana kahve yaptım."diyerek kahvesini uzattım.
Saçlarımdan öptükten sonra kahveyi elimden aldı ve yanıma geçerek kar tanelerini benim gibi seyretmeye başladı.
"İleride,bu karın altında,bu bahçede,çocuklarımızın hepsi kar topu savaşı yapacak."dediğimde Araf bana döndü.

MAFYAWhere stories live. Discover now