AGS 3

13 1 0
                                    

Ne yapacaktım şimdi? Hemen gidecek miydim ona? Ya da yıllardır hasret olduğum o kokuyu benden uzak mı tutacaktım?

"Maral?"

Gözlerine baktım. Dolmuştu. Neden? Sevmediği bir kız yüzünden mi?

"Konuş benimle"

Neden konuşamıyordum. Neydi beni engelleyen?
Galataya çevirdim bakışlarımı.

"Benim de yaralarım var"

Yaraları varmış. Hah! Benim 12 yıldır var be.

"Galataya zaafım var."

Yalan mı söylüyordu? Ama neden yalan söylesindi ki? Ya da zaafımı nereden biliyordu? Her şeyi Nisa veya Ozandan öğrenmiş olabilirdi. Konuşmayacaktım. Ne olursa olsun. Asla konuşmayacaktım. Neden bilmiyorum ama kimseyle konuşmak istemiyordum. İntihar ettiğim gün geldi aklıma.

Flashback

" Maral neredesin kızım ya?''

Nisaya cevap vermedim. Dayanamıyordum artık. Her şey üst üste geliyordu ve ben artık sıkılmıştım. Elimdeki jileti bileğime bastırdım. Ve derin bir çizik attım. Acımıştı ama yaşadıklarımın yanında bir hiçti.

"Maral kapı neden kilitli?"

Nisanın bir kez daha seslenmesiyle derin bir çizik daha attım. Kanlar yavaş yavaş akarken, kulağımda Nisanın bağırışları vardı.

"Maral lütfen düşündüğüm şeyi yapmaa!"

Ağlıyordu. Ona bahsediyordum. Artık dayanamadığımı, ve ölmek istediğimi. Muhtemelen aklına gelmiştir. Bilincim tamamen kapanırken, son duyduğum şey, Nisanın,

"Beni bırakma" deyişiydi. Üzgünüm...

GÜNÜMÜZ

Ondan sonra kimseyle konuşmamış, yemeden kesilmiştim. Uyku düzenim tamamen bozulmuştu.

"Maral benimle konuş"

Yatağıma girdim ve gözlerimi kapattım.

"Maral yalvarırım."

Sesi titremişti. Ağlıyor muydu? Aras, canımdan bile sakındığım adam? Gözlerimi açtım. Gözlerimiz birleşti. Elimi yanağına koydum. Yavaşça okşarken, gözlerini kapattı. Çektim elimi ve uyumaya devam ettim. Son duyduğum şey, Arasın

'Allah kahretsin' deyişiydi.

^

Yataktan çıkmadım. Pencereden görünen Galatayı izledim. Kapı sesi gelince o tarafa baktım.

''Maral?"

Nisa ya cevap vermedim. Ve bakışlarımı tekrar pencereye çevirdim.

"Eski şeyler olmayacak değil mi?"

Eskisi gibi olmayacak ki Nisa. Daha da kötüsü...

"Maral bak lütfen eskisi gibi olmasın"

Ona çevirdim bakışlarımı. Elimi kaldırdım. Tam yanağına koyacakken geri çektim. O sırada Nisanın gözünden bir damla yaş aktı. Umutsuz gözlerini yerden bana çevirdi ve üzüntüyle odadan çıktı.

Benim hayallerim vardı değil mi? Psikolog olacaktım güya! Herkesin derdini dinleyecek, onlara yol gösterecektim.

Hayallerime ulaşmıştım. Uzun bir aradan sonra. Şimdi? Mezun olmama bile sevinemiyordum.

Kapı sesi gelirken, bakışlarımı o yöne çevirdim. Aras gelmişti.

Yanıma oturdu. Ne yapacağını bilemez gibiydi. Ellerini saçlarından geçirdikten sonra, konuşmak için araladı ağzını.

"Maral ben çok üzgünüm. Geldim ve her şeyi mahvettim. Yani haklısın bu güne kadar birçok kız oldu ama yemin ederim ki aklımdan çıkmadın. 10 yaşında çocuk olabilirdik ama insan unutamıyor. Yokluğun pek koymaz sanmıştım. Ama yanılmışım. Seni görünce bunu çok iyi anladım. Bunun için gelmedim aslında. Benden savaşmamı bekleyeceksin belki ama öyle olmayacak. Çünkü senin yaralarını kanatmaktan başka bir işe yaramıyorum. Üzgünüm Maral. Gidiyorum. "

Gözümden bir damla yaş aktı, ve ardı da geldi. Kriz mi geçiriyordum? Ah! Hayır. Şimdi değil. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken, son hatırladığım şey, Arasın beni kucağına almasıydı.

^

Beyaz bir odadaydım. Her taraf beyazdı. Hadi ama! Kriz geçirdiğimden dolayı hastaneye getirmediler değil mi? Fakat hayır. Öyle değildi.

Kızım?

Anne? İyi de annem ölmemişti ki benim? Yani film ya da dizilerde, ölen kişiye gidiyorduk. Bir dakika ya? Ben ölmemiştim. Ya da öyle sanıyordum. Rüyada falandım sanırım.

Benimle konuşmayacak mısın annecim?

Maral lütfen.  Hayat devam ediyor. Arkadaşlarını üzme.

Konuşmadım. Rüyaydı zaten. Gidecekti geri. Yine bırakacaktı beni.  4 yıl önce nasıl bıraktıysa, rüyalarıma girmeyi de bırakacaktı.

Kapı açıldı. Ama ben gözlerimi açamıyordum. Tanımadığım bir ses konuşmaya başladı.

"Aslında bu durum ne kadar hafife alınsa da ölumle sonuçlanabilir. Çünkü bir insan kendi kendine konuşuyorsa, olum olmasa bile kişilik bozukluğuna dönüşebilir.  Yani zararın neresinden dönseniz kâr. Anlayacağınız, Maral hanımı bir psikoloğa götürmelisiniz."

"Elimizden geleni yapacağız"

Nisanın konuşmasıyla gözlerimi açtım.

Psikolog? Hayır hayır. Bir daha olmaz. Yanlış anlamayın beni psikoloğa giden insanları asla yadırgamıyorum ama ne biliyim. Benim hayallerim olduğu icin bu duruma düşmek biraz sıkıcı bir durum.

Yatakta dikleştim. Doktor bana doğru geldi.

''Nasılsınız Maral hanım?"

Boş gözlerle baktım. Nasıl mıydım? Nasıldım öyle mi? Anlatayım. 12 yıl sonra çıkıp gelen, annesini kaybeden,  gerçek dostu olmayan, ilk kahramanının aslında bir hiç olması... bu saydıklarımı yaşayan bir insan nasılsa,  ben de öyleydim!

Hani güçlü olacaktım ben? Bir insan gelince yıktı mı tüm duvarlarımı?  Bu sırada gözleri kızarmış olan Arasa kaydı gözlerim. Ağlamış mıydı?

Ellerimi yüzüne yaklaştırdım. Kendime çektim ve öptüm gözlerinden.

Bu his... nasıl desem? Yıllar sonra bulduğum güven gibiydi...

























3.bölümü baya farklı yazmıştım aslında. Ama silinince böyle bir şey yaptım. Neyse iyi okumalarrrr

Annem Gittikten Sonra  (Yeniden Yazılıyor)Where stories live. Discover now