~FİNAL~

2.6K 217 95
                                    

Lütfen hikayeyi ekledim şarkıyı açıp okuyun. O zaman daha etkili oluyor. Teşekkürler🌟

Gözlerimi bir hastanede açtım. Üzerimde kocaman beyaz bir ışık, etrafımda 2 tane doktor vardı. Sağımda Max'n, solumda annem ve bizi bırakmış olan babam. Ayak ucumdaysa Abbie vardı. Büyümüştü! Ben onun öldüğünü biliyordum, görmüştüm.
Tekrar etrafımda olanlara baktığımda ise ne Tae'yi ne Jin'i ne de Namjoon'u görebildim. Sadece doktorlar, ailem ve Abbie vardı. Hepsinin yüzünde ise aynı ifade vardı. Ağlamaktan gözleri şişmiş, ne olduğunu kavrayamayan bir ifade. Ve o an fark ettim ki artık zihin okuyamıyordum. Bekle bir dakika madem ben gözlerimi açtım neden hala bana sarılmıyorlardı veya gülümsemiyorlardı?Beni niye görmüyorlardı? Neden!
"Ö-ölüm saati: 3.45." dedi doktor ve yutkundu. "Ölüm nedeni:  Şizofreniye bağlı sinir kriziyle birlikte beynin iflas etmesi." dedi.
Doktorun sözlerinin bitmesiyle birlikte annem ve babam bana sarıldılar. Sonra abim ve en son Abbie.
Her biri bana veda etti. Ama ben burdayım. Yaşıyorum!
Yataktan acısız bir şekilde kalktım ve yataktaki görüntüme baktım. Yüzüm beyazlamış, dudaklarım morarmış, kızıl saçlarımda bu yaşımda beyazlıklar vardı. Gözümü görüntümden çekip annemin yanına gittim. Bütün gücünle bağırmaya başladım.
"Anne! Ben burdayım! Gitmedim. Bana sarıl, öp, saçlarımı okşa. Lütfen gör beni! Ben burdayım. Anne!"
Elimi uzattım ama elim içinden geçip gitti. Bu sefer babama gittim.
"Baba! Gör beni! Ben seni çok özledim! Gitmedim! Sen bizi bıraksan da ben bırakmadım! Gör beni! Lütfen!"
O da görmedi. Abime de gittim o da görmedi. En son Abbie'ye gittim.
"Niye beni bıraktın!?" diye bağırmaya başlamıştı benim cansız bedenimin önünde.
"Benim kankamdın! Beni kurtardın! Ama ben seni kurtaramadım! Beni bu vicdan azabıyla mı bırakacaksın?" diye bağırdı. Onu hatırlıyordum. O benim 7 yaşındaki kankamdı. Şizofren olmadan önceki hayal arkadaşım, birkaç yıl sonra o gerçek dünyada yaşamaya devam etse de ben edememiştim. Ben kendi hayal dünyamda kalmıştım.
Cama daha çok vurduğu sırada yanına geçtim ve "Abbie! Burdayım! Gör beni. Bari sen gör! Lütfen! Bırakmadım seni, bırakmayacağım da! Lütfen gör beni!" diye bağırmaya başladım. En sonunda pes ettiğim sırada Abbie cebinden bir şey çıkarıp yere koydu. "Bunu senin için yazdım. Uyuduğun süre boyunca buna vakit bulabildim. İyi geceler. Umarım Taehyung'ı orda da görebilirsin." dedi ve gitti.
Yere bıraktığı kağıdı açtım ve içini okumaya başladım.

"Royal. Sen benim ilk okuldaki kahramanındın. Okuldaki kızlar benimle uğraşırken hepsini üzerine su döküp benden uzaklaştırmıştın. O an gözüme gerçekten bir kahraman gibi göründün ve senle takılmaya başladım. Okulda okuma yazmayı en geç öğrenen bendim ama yine de hocanın verdiği kitapları senin sayende okudum. Seninle hayal alemlerine girdik, uzun süre çıkmadık. 12 yaşındayken bana Taehyung adında bir karakterden bahsettin. Çok yakışıklıymış, öyle söylemiştin; seni kurtarmış, öyle söylemiştin. O an mutlu oldum senin adına. Ama birkaç yıl sonra bu fazla ileri gitti. Benimle hiç takılmayıp odanda duvarla, Tae olarak gördüğün, konuşuyordun. Ondan birkaç hafta sonra da şizofren olduğun ortaya çıktı. Benim için hiç şizofren olmadın, hiç değişmedin, hep aynıydın.
Son 5 hafta boyunca uyuyordun. Ne zaman uyanacağını merak ediyorum. Doktor uyanamayacağını söylüyor çünkü beynin çökmüş. Ben inanmıyorum buna. Sen beni bırakmayacaksın! Bırakamazsın! Sen beni hep kurtarırken ben seni bir kere bile kurtaramadan gidemezsin!
Doktor beni duyduğunu söylüyor, o zaman neden uyanmıyorsun? Sana yalvarıyorum uyan! Lütfen artık dayanamıyorum.
Arada Abbie, diyorsun. Max'n diyorsun, rüya mı görüyorsun? Neden uyanmıyorsun? Eğer uyanmazsan Tae'ye söyle sana iyi baksın..
İyi geceler, Royal. Beni unutma.
-Abbie."
Göz yaşlarım arasından ayağa kalkıp kendi görüntüme son kez baktım.
Ben bir hikayenin içinde yaşıyormuşum ve herkes bilir ki hikaye ana karakter yaşadığı sürece devam eder. Ama benim hikayem burda son buldu, hem de kendi ölümümle...

Delta/KTHWhere stories live. Discover now