Bölüm Şarkısı: Aylin Aslım- Bir Çocuk Sevdim
Keyifli Okumalar🌛
19 Eylül 2018Genç kadın küçük çekik gözlerini yeni bir güne açarken bunun diğer yaşadığı günlerden farklı olmayacağını düşünüyordu. Zorlukla kendini yataktan çıkardıktan sonra tembel adımlarla banyoya gitti. Aynada gördüğü kadın ona 9 yıldır yabancıydı. Eski günlerini hatırladığında aynadaki kadın ona daha çok yabancı geliyordu. Eskisi kadar uzun değildi saçları. Bir zamanlar hafif tombik olan yüzü şimdi daha zayıftı. 27 yaşındaydı artık ama kendini daha yaşlı hissediyordu.
Banyodaki rutin işlerini hallettikten sonra odasından çıkıp aşağı indiğinde her zaman ki gibi sofranın büyük salonun ortasındaki görkemli masaya hazırlandığını gördü. Ayaklarını sürte sürte masaya gidip en ucu oturduğunda evin hizmetlisi hemen çayını koydu.
"Alperen yok mu?" dedi Aybüke umursamaz bir tavırla.
"Hayır efendim. Kendisi sabah erkenden çıktı. İş için şehir dışına çıkacağını iki güne döneceğini söyledi."
Aybüke duyduğu şeyle gülerken en azından iki gün boyunca rahat edebileceğini düşündü. Alperen'in arada iş gezileri için ondan uzaklaşması en sevdiği zamanlardı. Adam bazen bir hafta gelmezdi. Aybüke bunların iş gezisinden çok adamın sevgilileriyle kaçamak yaptığını biliyordu. Ama adamın onu aldatmasını hiçbir zaman umursamamıştı. Zaten sadece kağıt üzerinde olan bu evlilikte bu kaçamaklar aldatma bile sayılmazdı. Hele kadının kalbi yıllardır başkasına aitken.
"Aytaç'ın hemşiresi gelip ilaçlarını verdi mi?"
"Evet efendim."
"Tamam, gerisini ben hallederim, sen kendi kahvaltını yap."
"Afiyet olsun Aybüke hanım."
Çalışan mutfağa geri çekildiğinde genç kadın büyük masada göz gezdirdi. Dokuz yıldır lüks evlerde ve büyük masalarda yerdi yemeklerini. Ama yalnızdı. Masada kocası denen adam olsa da hep yalnızdı. Ama eskiden öyle değildi diye düşündü kadın. Eskiden kocaman bir ailesi vardı. Onu çok seven bir anne, şımardığı bir baba ve onu uyuz etmekten her zaman zevk alan bir küçük kardeş.. Bir de arkadaşları vardı. Beraber büyüdüğü, yediği içtiği ayrı gitmediği, en kötü anlarında da en mutlu anlarında da yanında olan arkadaşları. Aynı anne babadan doğmasa bile kardeşi kabul ettiği iki kız ve abisi olarak gördüğü iki erkek.
Bir de o vardı. Kahramanı. Her anında yanında olan çocuk. Onu dünyadaki herkesten çok seven adam. Mavilerinde huzur bulduğu insan. Gökyüzünü de denizi de o maviler de görürdü genç kadın. Her gece rüyasına giren, sabah olduğunda sırf onu daha fazla görmek için uyanmak istemediği tek aşkı. Ama yoktu hiçbiri. Kadın onu bırakıp gitmişti. Gitmek zorunda kalmıştı. O mavilere biri aşık olmuş mudur acaba diye düşündü kadın. Bu ihtimal bile küçük çekik gözlerinden yaşlar akmasına neden olurken çalan kapıyla elinin tersi ile yanağındaki ıslaklığı sildi kadın.
Çok şaşırmıştı kapı çalmasına. Hiçbir arkadaşı bilmezdi ki evini. Daha doğrusu evinin adresini bilip onu ziyarete gelecek bir arkadaşı yoktu ki. Kadın yıllardır tek bir insanla konuşuyordu. Tek ona içini döküyordu. Ama hiç bir zaman cevap bulamamıştı konuşmalarına. Çünkü yanında olan tek kişi yıllardır sadece uyuyordu.
Düşüncelerden sıyrılıp yerinden kalktı. İçinde yıllar sonra ilk defa heyecan vardı. Kapıyı açmaya giden çalışanını eliyle durdurup kendisi açmak istedi kapıyı. Hızlı adımlarla kapıyı açtığında karşısında elinde kocaman bir poşet tutarak gülen bir kız gördü.

YOU ARE READING
Dildâr | Askıda
FanfictionBir insan birini kaç yıl bekler bir iki hatta beş... Çaresizce bekliyordu adam. Gözlerine ömrümü adayacağı kadın onu terk etmişti. Ne bir haber verdi giderken ne bir not bıraktı geriye...