Yachts and Anonymous [M]ail

4.4K 300 91
                                    


Yazar: fauxglitter
Çeviri: Mona

Nasıl bu kadar mükemmel olabilir ki? Güzel, yetenekli ve altın kalpli," Baekhyun gazeteye gömülü burnuyla yüksek sesle iç çekti.

"Kim?”

Baekhyun yanmış tost dilimini katur kutur çiğneyen Sehun'a gazeteyi verdi. Baekhyun uzun zamandır Sehun'un evine davetsiz gelmelerine alışmıştı ve genellikle aç çocuğun ön kapıdan içeri girmesiyle beraber ekstra bir yemek servisi hazırlardı.

Sehun, haber makalesini okurken portakal suyunu yudumladı. "Yetimhane ve hayvan barınaklarından tanınan mücevherat zincirlerinin mirasçısı," diye başlığı yüksek sesle okudu. "Bayan Irene Bae, gençliğinden bu yana hayırseverlik amaçları konusunda tutkuluydu ve halkı gönüllü olarak katılmaya çağırıyor." diye devam etti.

Sehun bardağını indirdi ve yüksek sesle gülmeye başladı. "Ciddi misin? Bu sadece bir tanıtım reklamı. Dürüst olmak gerekirse, sözde yardım ettiği yetimler ve hayvanların umrunda olduğunu düşünüyor musun? Bu sadece kendini iyi göstermek için yaptığı bir şey.”

Baekhyun gazeteyi Sehun'dan kapıp ona karanlık bir bakış attı.
"Oh? Nereden bileceksin? Onu böyle bir düzenbaza benzetme, Sehun.”

"İşte yine, aşk rakibini savunuyorsun. Bazen kafanda bir yerde gevşek bir vida olup olmadığını merak ediyorum," diye cevapladı Sehun, Baekhyun'un kafasını suçlayacı bir şekilde parmağıyla itti.

”O benim aşk rakibim değil," Baekhyun öfkeyle cevap verdi. "Chanyeol bana onu kız kardeş olarak gördüğünü söyledi. Onun için böyle hisleri yok.”

Bu, Sehun'u iğrenç kahkaha tufanına soktu, Baekhyun gazeteyi bir topa çevirip ve ona atmak istedi. "Ve ona inanıyor musun? Park Chanyeol muhtemelen Irene'e aynı şeyi söylüyordur. Eminim seni sadece bir arkadaş olarak gördüğünü söylüyordur, böylece ikinizi de iki kez görebilir!”

Baekhyun, "Ona inanıyorum," dedi usulca. "Ya da en azından ona inanmak istiyorum." Baekhyun, Chanyeol'un samimiyetle konuştuğu, yıldızların altında geçirdiği geceyi hatırladı ve tüm varlığı boyunca bir sıcaklık hissi hissetti.

”Umarım o zaman seni hayal kırıklığına uğratmaz," dedi Sehun, Baekhyun'un tabağından bir parça tost aldı. "Onları sevmiyorum, Baekhyun. Lütfen dikkatli ol.”

“Bir çok insanı sevmiyorsun,” Baekhyun kıkırdadı. Çocukluğundan beridir Sehun seçtiği insanlarda ekstra seçici olmuştu ama Baekhyun'un asla bilmediği standartlara dayanıyordu. Sehun, parlak güneşli bir günde ani bir fırtına kadar öngörülemezdi ve Baekhyun, uzun zamandan beridir gençlerin zihninin nasıl çalıştığını anlamaya çalışmaktan vazgeçmişti.

"Bu doğru değil. Seni seviyorum," dedi Sehun somurtarak. "Ve hiçbir sebep olmadan insanları sevmediğim gibi değil.”

"Tamam, Chanyeol'u sevmememeni anlayabiliyorum, ama neden Irene? O zararsız kız sana ne yaptı?" diye sordu Baekhyun, gerçekten şaşkın hissediyordu. Irene ve Sehun'un kulüpte birlikte takıldıkları zamanlar dışında çok fazla etkileşime sahip olmuş gibi değillerdi.

Sehun omzunu silkti. “Hiçbir şey. Ondan hoşlanmıyorum.”

Sehun başka bir tost için uzanırken eli Baekhyun tarafından uzaklaştırıldı. "Yemeyi kes. Gevşeklik ediyorsun.”

Sehun’un gözleri genişledi ve hemen ayağa kalktı, sandalyesi parke zeminde sürünerek tiz bir ses çıkarmıştı. "Gevşeklik mi? Bu senin için nasıl, ha?” Gövdesini gururla gösteterek beyaz gömleğini düğmelerini açtı, spor salonunda uzun eğitim saatlerinin bir işareti olan iyi tanımlanmış kol ve karın kasları vardı.

OF GOLD AND OBSIDIANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin