Kulaklarım onun nefeslerinden başka hiçbir şeyi duymuyordu. Gözlerim karanlıktaydı, onları kapatalı dakikalar olmuştu, dudaklarım dudaklarındaydı. Onun verdiği nefesle nefes alıyordum, dokunduğu yerler hala karıncalanıyordu. Uyuşmuştum o üzerimdeyken, hislerimi sonuna dek yaşamıştım ve artık gücüm kalmamıştı. Yorgunluktan kırılıyordum ama üzerimde denedikleri için değil, his olarak bitkindim. Beni kollarının arasına aldı, şafak söküyordu. Sıcaklığına sığınırken, yanı başımda nefes nefese kalan göğsünün sakinleşmesini beklerken nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım. Bu bizim, çok önceden yapmamız gereken herhangi bir şeydi. Birbimize ait olmamız gerekirken araya giren bunca mesafe yüzünden hiçbir zaman bunun nasıl bir şey olduğunu anlamamıştım. Sevdiğin adama ait olmak nasıl bir duyguydu, geceye dek bilmiyordum. Sadece göğsünü öptüm ve o sakinleşmeye çalışırken öylece, boynunda bekledim. Sıcaklığı beni nasıl da esir alıyordu, hayret ediyordum. Sessizce bekledim, sadece ama sadece onun göğsünde uyumak, biraz sakinleşmek ve bu anın tadını çıkartmak istiyordum. Sonsuza dek benim olacak bir anın, daha uzun sürmesi, daha çok detaylanması benim için önemliydi. Bir daha kim bilir ne zaman bana bu kadar yakınlaşırdı, Tanrı bilirdi. Onun çalkantılı ruh hali ve her an tetikte bekleyen kalbi, aramıza bazen aşılmaz duvarlar örebiliyordu. Bu onun suçu değildi, benim suçum değildi, bu hayatlarımıza bu kadar çok dahil olan ailesinin suçuydu. Onun veya Nelly'nin çektiklerini düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Kalbinin üstünde oluşan kiste dokundum, irkilmedi ama hoşlanmamıştı da. Anılarına, yaralarla dolu anılarına müdahale ediyordum.

"Daha öncesinde.. her şeyin öncesinde yanında olmadığım için çok üzgünüm." Tavanı izleyen gözleri kapanıp açıldı, alnıma dayanan çenesiyle başını hareket ettirdiğini fark ettim. "Bu seninle ilgili değildi, tesoro." Başımdaki eli belimin boşluğuna doğru ürpertici bir sakinlikle ilerlemişti. "Kimse hiçbir şey yapamazdı." Alnımı öptü. Derin bir nefes alıp verdim. "Söylesene.." Elim karnında dolaşıyordu. "Evlenmeden önce benim.. benim hakkımda hiç mi fikir sahibi değildin?" Yüzünde herhangi bir ifade görmeyi bekledim, olumsuz bir cevaba kendimi cok alıştırmıştım ama o sadece güldü. "Seni bir defa gördüm." dedi. Heyecanlanmıştım. "Babam, babana teklifi götürdüğünde gözlerimle onu takip ettim. Corrado seni küçük bir odaya aldı. Sana sordu Lena, oradaydım ama sen beni göremezdin." Yüzündeki gülüş silinmedi, tepkimi ölçmek için yüzüme baktığında o anı hatırlayarak kızardım. "Sen orada mıydın sahiden?" Başını salladı. "Tıpkı şimdi olduğu gibi kızarmıştın ve berbat görünüyordun." Gülüşü büyürken merakla, "Çok mu kötüydüm?" dedim ona. "Çok çirkindin." dedi, koluna vurdum, beni utandırmıştı ve biraz da kızgın hissediyordum. Ondan kaçmaya çalışırcasına arkamı döndüğümde beni daha sıkı sardı, elleri bedenimi sıkıca yakalamıştı, sırtım karnına değiyordu. "Yalan söyledim." dedi gülerek, dudakları omzumu dövüyordu. "Sana kızgınım!" dedim onu itmeye çalışırken. Kıkırdadı, "Demek oyun istiyorsun?" Elleri karnıma küçük, gıdıklayıcı dokunuşlar bırakırken dudakları boynumdaydı, huylanmıştım. Beni güldürmeyi başarmıştı ve ona karşı koymak çok, çok zordu. "Beni rahat bırak!" dedim gülmeye devam ederken. Durmadı, birlikte güldük. Hareket ettikçe üzerimizdeki örtü açılıyordu, her şeyimle onun karşısındaydım. Ondan utanmıyordum, beni yanındayken rahat hissettirmek için elinden geleni yapıyordu. Durdu. Durdum. Nefes nefese, dişlerini göstererek gülümserken bana yukarıdan bakıyordu. "Seni seviyorum." dedim ona, yüzümde şımarık ve kendini beğenmiş bir ifade oluşmuştu. Bana en yumuşak sesini kullandı. "Seni seviyorum Lena." Bunu ona gece boyunca söyletmiştim, bin kez daha söyletme niyetindeydim çünkü kalbim her defasında daha da fazla dolup taşıyordu sevinçten. Beni öpmek için eğildi, onu öpmek için yükseldim ve tam o anda telefon çalmaya başladı. Bir an duraksadı, omzunun üzerinden arkaya baktığında ona, "Önemsiz bir şey olduğundan eminim." dedim. Omzunu silkti, bir kez daha yakınlaştı. Telefon yeniden çaldı. Zayn durdu, yüzünde daha önce görmediğim kötü bir ifade vardı. "Bu önemli olabilir." dedi yataktan kalkarken. Yüzündeki gerginlik dolu ifade beni kendime getirdi, yataktan çıkarken çıplak sırtını izledim, omurgasının nasıl titrediğini görünce beynimden vurulmuşa döndüm. 

Ahizeyi kaldırdı. "Ciao?"  Duraksadı, dinledi, dinledi, dinledi.. Nefesi kesilmiş gibi, olduğu yere mıhlanmıştı. "Ne sei sicuro?"  Bir kez daha durdu, ellerinin titrediğini görebiliyordum. "Addio.." Telefon kapandı, Zayn arkasına döndüğünde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, gözlerinde o ifadeyi görmüştüm. "Lena.." dedi usul ve biraz da kısık bir sesle. "Hemen toparlan." Yutkundu. 

"İzimizi buldular." 

***

Üzerime ne giydiğime dikkat etmemiştim, yatağı toplamak için bile vakit yoktu. Zayn dünden kalan kıyafetlerini üzerine geçirirken beline dolaptaki kutuda bekleyen silahı sıkıştırıyordu, tedirgin olmuştum. Korku kalbime bir gölge gibi yayılmıştı. "Haven'ı al." dedi, gerginliği sesinin sinirli çıkmasına sebep olmuştu. Odadan hızla fırladım, hala uyuyan Haven'ı battaniyesine sararken bana, "Acele et!" dedi. "Lena zamanımız yok!" Evin içinde koşturup duruyordu, beni kapıda gördüğünde bebeği kucakladı ve zaman kaybetmeden evin altına, bodruma inen merdivenlere yöneldi. "Zayn, neler oluyor?" diye sordum sonunda zihnimi toparlayarak. "Neden silahını aldın, Tanrı aşkına!" Kolumu yakaladı, merdivenlerde yankılanan ayak seslerimizden başka hiçbir şey yoktu. Kalbimin sesini kulaklarımda duyuyordum, kıpkırmızı kesilmiştim ve her yerim uyuşmuştu. Düşünemiyordum bile, Zayn ise sadece bir an önce aşağıya inmeye çalışıyordu. Bodrum kata indiğimizde bizi karşılayan ilk şey yoğun küf kokusu oldu, burnumu elbisemin ucuyla kapatmaya çalışıp ışığı ararken onu seyrettim. Bodrum kapısı sessiz bir şekilde açıldı, ardından gelen devasa ışıklarla birlikte önümüzde upuzun bir koridor belirdi. "Beni takip et." dedi. "Ve sakın arkana bakma." Koridora dizilen kapıları hızla geçiyorduk. "Neler olduğunu söylemeyecek misin?" dedim ona. "Zayn, korkuyorum." 

 "Biliyorum!" Sesini yükseltince Haven korku dolu bir hıçkırık koyverdi. Zayn durdu, nefes alırken tedirginlikten gözlerinin nemlendiğini fark ettim. Kalbim sıkışıyordu. "Özür dilerim bebeğim." Haven'ı teselli etmeye çalışarak kucağında sallarken neredeyse ağlayacaktı. "Lena," dedi, ellerim titriyordu. "Ne olduğunu sorma. Sadece dediklerimi yap, tamam mı?" Bir kolunu bana sarmaya çalışırken ondan uzaklaştım. "Seni tek başına bırakmam." Başını sertçe iki yana salladı. "Benim dediklerimi yapmak zorundasın!" Kolumu yakalayıp beni çekiştirirken  ısrarla, "Seni yalnız bırakmayacağım dedim!" diye haykırdım. "BENİMLE ZITLAŞIP DURMA!" Sesi koridoru yararken sinirle, öfkeyle titremeye başladı. Artık Haven'ı sakinleştirecek hiçbir şey yoktu geride. Onu Zayn'in kolllarından alıp göğsüme bastırdım. Delicesine, çığlık çığlığa ağlıyordu. Gözümden küçük bir damla yaş süzülüp çeneme indiğinde bana, "Her şey buraya kadar." dedi. Kalbimden vuruldum. "İzimizi buldular Lena, her an gelebilirler." 

"N..Nasıl?" Sırtım bir yere yaslanana kadar geriye gittim, buz gibi soğuktu duvar. Bu mahzenden farkı olmayan yerde, florasan ışıkların altında gözlerindeki o bitkinliği görebiliyordum. Gözleri doldu, ağlamadı ama burnunu çekti. Biz sahiden, yolun sonunda mıydık? Bitmişti her şey. Buraya kadardı. Sonumuz gelmişti. Biz ölmüştük. 

"Hayır." dedim, dudaklarımda saçma bir gülümseme vardı. "Bak bu sadece kötü bir rüya. Uykusuz kaldım ve sonunda saçma sapan bir kabus görüyorum." Elini uzattı. "Lena-" Başımı hızla iki yana salladım. "Hayır!" Haven'ı göğsüme daha çok bastırdım. "Gözlerimi açacağım ve her şey bitmiş olacak." Derin nefesler aldım. Gözlerimi sıkıca kapattım. Kendimi buna inandırmıştım. Açınca her şey geride kalacaktı. 

Açınca, her şey geride kalacaktı. 


Selamlar,

Bu bölümün diğerlerine göre biraz daha kısa olduğunun farkındayım ama kafamı biraz toparlamak ve daha iyi yazmak için bunu yeterli gördüm. Lütfen, oylarınızı ve değerli yorumlarınızı, görüşlerinizi eksik etmeyin çünkü biraz destek, bana her zaman daha iyi hissettiriyor. Sizleri seviyorum ve evet, gelecek bölümlerde beklemediğiniz şeylerle karşılaşacağız. Sevgiler..  <3

Death Valley | MalikWhere stories live. Discover now