4. Kaçmak ve Yakalanmak

298 35 26
                                    

Hermione, kaldırım çizgilerine basmamaya özen göstererek yürümeye başlayalı yaklaşık yirmi dakika olmuştu. Adımlarının onu yine hastanenin kapısına bırakmasına engel olmak için, çizgilere odaklanmaya devam etmek zorundaydı. Sanki oraya birkaç defa daha giderse, bir daha hiç ayrılamayacakmış gibi hissediyordu. Oysa onu tanıyan herkes, kusursuz derecede planlı hareket ettiğini zannederdi.

Çok fazla, diye düşünürlerdi. Nasıl oluyor da her şeyi kusursuzca yönetebiliyordu? Öğütler vermek, Harry'yi her gün ziyaret etmek, herkesin ve her şeyin mükemmel olmasını sağlamak, her daim başarılı olmak ve onun en mühim göreviymiş gibi, herkesi sevmek. Ama son bir ayda, onun solan yüzünü, halkaları koyulaşmış gözlerini, sürekli çatık kaşlarını ve açıkça belli olan mutsuzluğunu görünce, onun mükemmelliği hakkında konuşmayı bırakmışlardı.

Ron'u çağırdığı kafenin kapısına gelince aceleyle geri dönüp yürümeye başladı. Yine aniden ağlamaya başlamıştı. Son zamanlarda çok sık olan, anlamlandıramadığı bir şeydi bu.

"Hermione!"diye bağırdı Ron. Hemen arkasında kalan kafeden çıkmış, koşarak onu takip ediyordu. Aceleyle çağrıldığı kafede bu kadar uzun süre bekledikten sonra, neden aniden geride bırakıldığını merak etmişti.

"Neden yaptın?"dedi Hermione, aniden ona dönerek.

Ron afallamıştı. Olduğu yerde kıpırdamadan duruyordu.

"Riddle'ı ziyaretçi listesine eklemişsin. Sana güvenmiştim. Sirius ve sen hariç hiçkimseye, Harry ile ilgili bir şeyin sorumluluğunu verecek kadar güvenmedim!"

"Çok ısrar etti."dedi Ron fısıldar gibi.

"Neden peki? Onu gerçekten tanıyor musun? Harry ile çok mu yakındı? Onunla alay etmek istemediğini nereden biliyorsun? Onun kafasına saçma sapan şeyleri o sokmuş olabilir! Onun hakkında düşündüğü şeyleri Harry'ye öğretmiş, onunla alay etmek için bunu gerçekten yapmış olabilir."

"Bilmiyorum." Ron dürüstçe omuz silkti. "Hiç düşünmedim."

"Evet, senin sorunun da açıkça bu."

"Çok samimiydi."dedi Ron, yeni ayılmış gibi. "Bir süre önce, büyükbabasının çok sevdiği birinin, kız kardeşinin, başına benzer bir şey geldiğini söyledi. Harry için gerçekten üzüldüğünü söyledi. Dedi ki-"

"Herkes her zaman bir şeyler söyler."

"Bunu neden yapmak istesin? Onu pek iyi tanımıyoruz, Hermione. Ama sen de biliyorsun işte."

"Neyi?"dedi Hermione sertçe.

"Harry'yi. Riddle için söylediği şeyler... Yani, onları söylemesinde Riddle'ın bir payı olduğuna mı inanıyorsun? Harry bütün bunları kafasının içinde kurguluyor ve sonra-"

"Saçmalama!" Hermione, gereksiz bir düşünceyi savuştururmuş gibi başını hızla iki yana salladı. "Bir daha ne Draco ne de Tom, o hastaneye gelmeyecek."

"Onu seviyorum."dedi Ron. "Ama, gerçek bu."

"Hiçbir şeyden haberin yok. O iyileşiyor."

"Hermione-"

"İyileştiğinde - tamamen iyileşip hastaneden ayrıldığında- onunla bir daha dost olamayacak kadar çok utanacaksın."

"Benim istediğim de bu."dedi Ron, gözlerini yere dikerek. "Umarım haklı olan sensindir."

***

"Dolguyu bu şekilde yapamam. Ağzını kapatma lütfen."dedi Mrs Granger. "Biraz daha dayan."

Phosphene| Harry Potter (au) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin