on üçüncü bölüm

735 137 5
                                    


Yoongi'nin dikkati kapıdaki darbeler tarafından dağıldığında, planının son taslağı üzerinde çalışıyordu.

"Şimdi ne var?" Diye inledi nefesini vererek.

Jimin'den kaçmaya çalışırken kendini yeterince yoruyordu, ancak genç olan Yoongi'nin çabasını engellemek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Çocuk neden ipucuyu anlayıp uzak durmuyordu ki? Yoongi anlamıyordu. Eğer birisi sürekli ona soğuk davransaydı, onunla uğraşmazdı bile. Ama Jimin... Jimin ısrarcıydı. Çok ısrarcı. Ve bu da Yoongi'yi sonsuz bir hüsrana uğratıyordu.

Sinirle dolmuş bir şekilde, kapıyı açtı, yüzü sert ve ifadesizdi.

"Ne."

"Şey, uh konuşmak için zamanının olup olmadığını merak ediyordum. Var mı?" Jimin gergin bir şekilde kekeledi, diğerinin ifadesizliği onu daha da kötü hissettiriyordu.

"Tabii ki, zamanım yok. Sen beni rahatsız ettiğinde taslağımın üzerinde çalışıyordum." Yoongi etkili bir şekilde anında cevap verdi.

"Özür dilerim. Seni rahats—"

"Özrünü kendine sakla." Yoongi bir eli havadayken Jimin'in sözünü kesti. "Sadece... beni rahatsız etme. Kendi işinle uğraş ve bu haftanın sonunda burayı terk etmeye bak. İstediğim tek şey bu." Güç bela iç çekti.

"Bu kadar-bu kadar kaba olmak zorunda değilsin." Jimin mırıldandı, yumuşak sesi sona doğru kırılıyordu.

Gencin gözlerini kaplayan incecik parıltıya rağmen, Yoongi göz yaşlarının göz kapaklarında düşmeye hazır bir şekilde toplandığını hayal edebiliyordu.

"Ben sadece bana yeni bir yer seçmende yardımcı olup olamayacağını soracaktım." Jimin isteksizce devam ediyor, elindeki kağıtları o kadar sıkı tutuyordu ki, sayfalar çatırdamaya ve kırışmaya başlamıştı. "Yakında taşınacağım, endişelenme. Bu kadar rahatsızlık verdiğim için özür dilerim." Diye tısladı, fırtına gibi esip kendi odasına dönmeden önce.

Bunca zamandır yapmaya çalıştığı şeyi başardıktan sonra, Yoongi en azından bir rahatlama hissi duyması gerektiğini düşünüyordu. Ama hayır. Tek hissettiği şey suçluluk duygusuydu. Suçluluk, acı ve kendisine olan kini.

Kapıyı kapatan Yoongi, diğer odadan gelen hıçkırıkları ve kesik ağlama seslerini görmezden gelmeye çalışırken, ayaklarını masasına geri sürükledi.

Evin inşa edildiği zamandan beri Yoongi, duvarların ince olduğunu asla düşünmemişti. Ama şimdi geç de olsa, onların öyle olduğunu fark etti.

fated. ✓Where stories live. Discover now