•2•

102 37 2
                                    

Zil çalınca hemen üstümü değiştirdim. Hemen sınıfa girip dersi dinledim. Son ders te başımı sıraya koyup uyudum.
Zil çalınca eve koşar adımlarla gittim.
Araştırmam gerekecek şeyler vardı.
Ben diyetime az az yiyerek başlayacakmışım. Abur cubur dan hazır yemeklerden uzak duracakmışım.
Neyse artık okulda bisküvi falan yemem bugünden itibaren diyete başlıyorum.
Hadi Hye Sun yapabilirsin.
Spor salonuna yazılmam şart spor da zayıflamamızda yardımcıdır.
Babamın bana yolladığı harçlıkları biriktirmiştim.
Onun yeteceğini düşünüyorum. Spor salonuna gidip yazıldım.
Spora gittiğimde çok zorlanıyordum.
Aradan 3 hafta geçti. Spor yapıp yemeğimi azaltıp zayıflamıştım. Şimdi 45 kiloyum çok zayıfladım.
Yüzümde gamzeler çıktı. Bacaklarım kalçam spor sayesinde sıkılaştı. Eve gittiğimde annem le kardeşim ağzı bir karış açık bana bakıyorlardı.
"Noldu anne" "anne mi?? Ben seni tanımıyorum" "yahh saçmalama ben Park Hye Sun senin kızınım."
"Hıh?"" uf anne ben okula gidiyorum hoşçakal" dedim.
Bu arada gözlüklerimi çıkartıp gözlerime lens taktım.
Eski Hye Sun ile aramızda uçurum kadar fark var.
Eteklerimi kaldırdım. Şuan diz boyumda.

Okula gidince herkesin ağzı o şeklini almıştı. Erkeklerin bile sınıfıma gidip sırama oturdum.
Önümdekiler arkasına dönüp bakıyordu.
Sanırım o kızlar daha gelmemişti.
Aha geliyorlar. "Hey dombi.." dedi çünkü beni inceliyordu.
Yanındaki kızlara bir şeyler deyip yanıma geldiler.
"Hey bugün matematik sınavı var"" ne yapabilirim."
"Bize kopya vereceksin" "onu kim söyledi"" ben söyledim vermezsen acısına katlanırsın" deyip yanımdan ayrıldı.
" kim acısına katlanacakmış görücez "dedim.
Matematik kitabını çıkartıp çalışmaya başladım.

Sınav zamanı gelince kafamı dersten kaldırıp kitabı çantama koydum. Kızlar yanıma geldi.
" Kopyaları hazırladın mı?" "hayır" "neden" "çünkü ihtiyacım yok" dedim yanındaki kız bir şey kulağına fısıldadı.
"Tamam biz bu derslik arkana oturacağız."deyip arkaya geçti.
"Oturun nede olsa kopya vermeyeceğim."
"Huh ne dedin" "yok birşey" dedim gözüm bir anda tae ye kaydı. Rahat görünüyordu.
Neyse sınav kağıtlarını hoca verdikten 10 dakika sonra kağıdı doldurup hocaya verdim.
Hoca kontrol ettikten sonra "aferin hepsi doğru bemden 💯 aldın" "teşekkür ederim hocam" dedim.
Arkadaki kızlar dakikada bir beni dürtünce bir anda kalkıp hocanın yanına gittim.
"Hocam benim sınavım bitmişti sınıftan çıkabilir miyim?"
"Tabiki Hye Sun sen bunu hak ettin" dedi.
Ben kızlara dil çıkarttıktan sonra sınıftan çıktım.
Sınıfın penceresinden baktım. Herkes kağıdına gömülmüştü.
Benden kopya isteyen kızlar ise aval aval etrafına bakıyorlardı.
Onları koca bir sıfır bekliyordu. Belkide on olur o da isimleri sayesinde. Bana karışamazlar eski korkak Hye Sun yok karşılarında.
Sonra bir anda tae ye takıldı gözlerim soruları dikkatle bakıyor ve  çözüyordu.
Keşke o sorulara baktığın gibi benim gözlerimede baksaydın...

Zil sesini duyunca ilk önce hoca çıktı. Sınıfın hepsi hava almaya çıkıyordu. Ya da kızlar benim rezil oluşumu izlemek için çıkartmıştır onları. Nah rezil olurum olacak olan onlara olacak.

İkisi yanıma gelince herkes izlemek için farklı yerlere geçmişti.
"Hye Sun" diye bağırdı. "Sana bana kopya vereceksin dememişmiydim" "bende sanırsam vermeyeceğim demiştim"
"Banane sen ne demişsen şimdi ise acısına katlanacaksın"
"Bekliyorum" dedim ve beni iteledi. Ben biraz geriye sendeleyince yanıma daha çok yaklaştı.
"Sana makası getir" diye bağırdı.
Kız elinde kocaman makas getirdi. Makas la saçıma yaklaştı.
Tabi ona saçımı kesmesine izin vermeyeceğim.
O bir adım daha attığında ben onun koluna ayağımla tekme attım. Diğer kız bir hamle yapacağında kolundan tutup yere iteledim. O makası tekrar almaya yeltendiğinde ayağımla onu iteleyip yüzüne bir tane yumruk attım.
"Şimdi acısına katlanacak olan benmiyim yoksa senmi? Huh sana soruyorum bence benden kopya isteyeceğine kitabın yüzünü açsaydın da çalışsaydın" dedim "hah nasıl açıp bakacaksın sende o yüz yokki kitabı açmak değil iki dakikalığına insan ol da kime bulaştığını öğren çünkü senin gibi hayvanlarda onu öğrenmek gibi kabiliyet yok şimdiden iki dakkayı saydığını görebiliyorum tatlımm"

dedim onu bastırarak. Herkesin şaşgın gözleri beni izlerken her kelimemi dikkatle dinliyorlardı.
Ve onlarda hiç çıt yoktu. Sonra koridordan ayrılınca tae ninde orada olduğunu ve olan biten herşeyi izlediğini gördüm.Göz göze velince hemen gözlerimi kaçırdım.
Bahçeye çıkıp biraz hava aldım.
Bir banka oturdum ve gözlerimi yumdum.
Kafamı havaya kaldırıp rüzgarın saçımı savurmasına izin verdim. Sonra yanımda bir ses işittim.
"O kızlara güzel bir ders verdin güzelim"
Bu erkek sesi tae nin değildi. "Ve bu saçlarını kesmesine iyiki izin vermemişsin " dedi ve saçımı okşamaya başladı.
Ben gözlerimi açtığımda şok oldum. Çünkü bu okulun en yakışıklı çocuğu chanyeol du. Tabiki tae den sonra.
Bu çocuk kolay kolay kız beğenmez.
Elimin tersiyle ittim. "Sana yanıma oturman ve saçımı okşaman için izin vermedim" "bende izin almadım ki canım"
"Biz ne ara canımlı cicimli olarak samimi olduk bana en son yaptığın şeyi unutmadım ben değişince bana olan duyguların damı değişti." dedim bir ara bana çok bulaşmıştı.

Okula geldim ve sırama oturdum zil çalınca kalkacaktımki kalkamadım birisi altıma tutkal yapıştırmıştı.
Sonra bir anda kalkınca eteğimin deseni bembeyaz olmuştu. Bir tane kız bana çeketini vermiştide olayı atlatmıştım.
Başka bir gün elimde kahve varken omzuma çarparak geçti kahve elimi yakmıştı ve ben iki gün onun yüzünden o elimle hiç birşey yapamamıştım.

"Evet canım ha bu arada çok seksi olmuşsun seni öpebilirmiyim?" deyip yüzüme yaklaştı.
Yüzüne tokat attım ve "beni öpme cesaretini de nereden alıyorsun" dedim.
Kızarmış yanağını tutmuştu. Hemen yanından kalktım.
"Senin vurduğun yerde güller çıkar güzelim" dedi arkamdan
Ben hemen okula girdim. İyiki aynı sınıfta değildik.
Sınıfa girip sırama oturdum. Bugünde böyle geçmişti işte.

Eve gittim ve hemen üstümü değiştirdim. Aşağıya indim ve annem bana seslendi.
"Hye Sun" "efendim anne" "kızım markete gidebilirmisin?"
"Tabiki annecim" "tamam o zaman masanın üzerindeki parayı ve alınacaklar listesini al da git" "peki" deyip alıp evden çıktım.
Markete girdim ve eşyaların çoğunu almıştım.
Sıra sütteydi. Sütü aradığımda bulmuştum ama çok yüksekteydi. Neden bu kadar yükseğe koydunuz ki!!!
Ayak uçlarımla yükselip almaya çalıştım.
Ama bir türlü alamadım. Elimi tam yaklaştırdım alacağım sırada başka bir el aldı. Bu el çok tanıdıktı.
Ama eli elime değmişti. Üstelik arkamda bana yaslanmıştı.
Kalçamda farklı bir şey hissedince hemen konuşarak arkamı döndüm."Ya sen bana ta.." diyecektim çünkü eli elime değen arkadan bana yaslanıp üstüme ağırlığını veren kalçamda onun erkekliğini hissettiğim tae ydi.

Ellerimi omzuna koymuştum. Bu sefer gözlerinin içine bakıyordum tae de benimkine.
"Ş-şey süt senin" deyip uzattı ve bir adım geriye gitti.
"Teşekkür ederim" deyip elinden aldım yine elinden alırken eli elime değmişti. Hemen arabama koyup uzaklaşacakken "hey sana sakar dediğim için bana kızdın mı?" diye sordu.
"Ben alışkınım zaten o zaman herkes dalga geçiyordu. Sende geçmiştin tam olmuştu ama darılmadım. Daralacak kadar seninle yakın değilim ki üzüleyim" "neden öyle dedin arkadaş olabiliriz" "hayır" "neden"" boşver"deyip kasaya gittim.

Hesabı ödedikten sonra poşetler bana bende onlara bakıyordum. Nasıl taşiycaktım.
Sonra poşetlerin hepsini iki elime sıkıştırıp yürümeye başladım.
Sonra elimde bir el hissettim çok sıcaktı.
Elimdeki poşetleri alıp yanıma geldi. Yine tae ydi.
"Taşıyabiliyordum" "hayır taşıyamıyordun ellerin kızarmıştı." dedi "yinede taşıyabiliyordum" "sorun değil"deyip önüne döndü. Evin önüne gelince poşetleri kapının önüne bıraktı.
" Teşekkür ederim "" bir şey değil Hye Sun" dedi ve gitti.

Lütfen oylayın......

First LoveOnde as histórias ganham vida. Descobre agora