BÖLÜM 1

3.1K 287 149
                                    


Uzun bir aradan sonra merhaba. Yeni kitaba başlamak istedim. Ara ara yeni bölümler ekleyeceğim ve iddia ediyorum çok değişik bir kurgusu olacak. Kafanız çok karışacak ama telaşlanmayın. Her şeyin bir cevabı olacak. İyi okumalar.

Kitabın detayları, kitapla ilgili kesitler ve günlük yaşantımdan paylaşımlar yaptığım instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın!

İnstagram: barisugar 


Dışarısı kıyametten farksızdı. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur tüm öfkesini kusarcasına tüm evin pencerelerine sert bir şekilde çarpıyor ve cam yüzeyine tutunamayıp akıp gidiyordu. Evin içerisi diğer tüm gecelerden daha karanlıktı. Elektrikler kesilmiş, sokak lambaları yoğun yağan yağmurdan kaçıyormuşçasına karanlığa bürünmüştü. Evin içerisini aydınlatan tek şey dakikada onlarca kez çakan şimşeklerden başkası değildi. Rüzgarla birlikte inleyen pencereler evin içerisinde yankılanıyor, arka odadaki balkon kapısı tüm bu olanlara dayanamamış duvara çarpıp tekrar kapanıyordu. Mutfak pencerelerinden sızan yağmur suları tezgahın üzerine akıyor ve oradan yavaşça süzülerek lavabonun içerisine doluyordu. Tüm bunlar yaşanıyorken evde yaşayanlar uykusuna aralıksız devam ediyorlardı.

Yaklaşık yarım saat sonra ayak sesleri mutfağın hemen yanında bulunan yatak odasından yükselmeye başladı. Derin, şaşkınlıktan ve korkudan titreyen bedenine hakim olabilmek için ellerini karanlık koridordaki duvarlara sürterek ilerliyordu. Evdeki diğer bireyler uyuyor, olup biteni Derin tek başına sindirmeye çalışıyordu.

Kız mutfağa girdiği anda dışarda onlarca kez çakan şimşeklerin saçtığı ışığın yardımıyla tezgahın üzerinde duran bardağa uzandı ve hemen yanındaki masadan su şişesini alarak titreyen elleriyle bardağın yarısını zar zor suyla doldurdu ve şişeyi aldığı yere geri bıraktı. Elleri fazlasıyla titriyor ve suyu içmekte zorlanıyordu. Suyun yarısı midesine giderken yarısı çoktan ağzının kenarından süzülerek tüm pijamasına dökülmüştü. Elinin tersiyle ıslanan ağzını sildikten hemen sonra önüne düşen saçları tek seferde geriye attı ve bardağın dibinde kalan suyu avcuna dökerek yüzünü ıslattı. Kendinde değildi. Odasına girip okumaya devam etmesi gerekiyordu ama bunu yapmaktan hem korkuyor hem de kendisinde bu cesareti bulamıyordu. Elindeki bardağı tezgahın üzerine bıraktıktan hemen sonra kendi odasına gitmek için tekrar duvardan destek alarak yürümeye başladı. Odasında okuduğu şeyi daha rahat görebilmek için yaktığı mumlar duvarda gölgeler oluşturuyor ve esen ufak bir esintiyle bu gölgeler dans edercesine hareket ediyordu.

Derin yavaşça yatağına oturdu ve hemen önünde duran yorganı üzerine kapattı. Defter yanında açık duruyordu ve okumaya devam etmek istemiyordu. Etmek zorundaydı. Ne olup bittiğini anlamak zorunda ve buna mantıklı bir açıklama yapmak zorundaydı. Bu olağanüstü bir şeydi. Yatakta doğruldu ve sırtına yastığını koyarak rahat bir pozisyon aldı. Defteri eline aldı ve sayfalarını çevirmeye başladı. Derin bir nefes aldı ve kısa süreliğine tuttu. Tuttuğu nefesi yavaşça geri bırakırken oda bir anda aydınlandı. Nihayet elektrikler gelmişti ve mum ışığıyla okumaktan neredeyse bozulacak olan gözleri azda olsa rahatlamıştı. Derin, ışığa alışabilmek için gözlerini ovuşturduktan hemen sonra yanında yanan mumu üfleyerek söndürdü. Daha sonra önündeki deftere odaklandı. Belki de şuana kadar okudukları sadece tesadüftü. Kendisi kuruntu yapıyordu veya son yaşadığı olayların üzerine bir de bu olması fazla tepki vermesine neden oluyordu.

"Sadece tesadüf Derin. Kendine gel."

Kız kendini sakinleştirmek için sürekli içinden bir şeyler tekrarlıyor ve korkusunu azaltmaya çalışıyordu.

"Böyle bir şey mümkün değil."

Kız tekrar defteri araladı. Bu denli korkması daha fazla okumasına engel olan en büyük nedendi. Cesaretini topladı ve şuana kadar okuduklarının sadece tesadüf olduğunu düşündü. Birkaç satır daha okuyup defteri kapattı ve tekrar aynı şeyleri tekrarlamaya başladı.

"Sadece tesadüf."

"Sadece tesadüf."

"Bu imkansız."

Tekrar defteri araladı ve okumaya devam etti. Okudukça korkudan ve şaşkınlıktan gözleri git gide doluyor ve üzerine örttüğü yorganın içine daha fazla gömülüyordu. Olabilecek herhangi bir olumsuzluğa karşı yorganın kendisini koruyacağı psikolojisindeydi.

Hızla yorganı bir kenara attı ve ayağı kalktı. Defter elindeydi ve bir an önce okuyup bitirmek istercesine odanın içerisinde dolanarak hızlı bir şekilde okumaya başladı. Fısıltıları git gide yükseliyor bir insanın rahatlıkla duyabileceği yüksekliğe ulaşıyordu. Önüne düşen saçları hızla geriye doğru atıyor hiçbir şey olmamışçasına defteri okumaya devam ediyordu. Daha fazla dayanamadı ve yüksek sesle bağırarak defteri nefretle yere fırlattı.

"YETER!"

"Bunun mantıklı bir açıklaması olamaz."

Defter yere düştükten hemen sonra bir daha gözükmek istemiyormuşçasına yatağın altına kayarak karanlıkta kaldı. Derin ise önüne düşen saçlarına bir son vermek için masanın üzerinde duran tokayı alarak rastgele bir topuz yaptı ve yatağına oturdu. Sakince düşünmesi gerekiyordu ama vücudundaki adrenalin buna engel oluyordu. İlk olarak nefesini kontrol altına almak zorunda olduğunu ve daha sonra rahatlayacağını biliyordu. Tüm bunlar yaşanırken aniden odasının kapısı aralandı ve içeri Derin'in babası girdi.

"Neler oluyor? İyi misin?"

Derin gözünden süzülen yaşları silerek babasına yanıt verdi.

"İyiyim kötü bir rüya gördüm sadece."

"Emin misin? Yüzün bembeyaz olmuş."

"İyiyim baba yok bir şey, merak etme. Sadece kötü bir rüyaydı."

Adam kapıdan dışarı çıktığı anda Derin ayağa kalkarak kapıyı kapattı ve hemen sonra odanın ışığını kapatarak yatağının içine girdi. Başını yastığının üzerine koydu ve gözlerini sakince kapattı. Okudukları sadece tesadüftü. Gerçek olamazdı.

DERİN(RAFLARDA)Where stories live. Discover now