'Perde1'

28 4 3
                                    



Yeni hikayem ile karşınızdayım. Beğenmeniz dileğiyle iyi okumalar..

Koşabildiğim kadar koştum koştum. Nerde olduğum ile ilgili hiç bir fikrim yok. Sadece eskimiş evlerin, dar sokakların arasından hızlıca koşuyorum. Aldığım soluklar artık bana yetmezken yere basan ayaklarım yavaş yavaş hızlarını azaltılar. Yaklaşık 45 dakikadır koşuyordum. Etrafıma bakıp saklanabilecek bir şeyler arıyordum ki bir apartman gözüme çarptı. Eskimiş siyah Demir kapısı açık 'buyur' ediyordu beni sanki. Ne yapacağımı düşünürken yaklaşan ayak sesleri kulaklarımı doldurdu.

Düşünmeden açık olan kapıdan kendimi içeriye atıp hemen ardından kapıyı kapattım. Ama sanırım geç kalmıştım. Çünkü arkamdaki adam kapıyı kıracakmış gibi çalıyordu kapıyı. O an işte 'bittim ben' dedim. Dört katlı ,eskimiş bu apartman benim ölüm yerim olacağını anlamıştım. Son çare hızlı hızlı apartmanın sadece beton olan merdivenlerini tırmanmaya başladım. Sanırım çoğu ev boştu. Eski tahta kapılardan hiç biri açılmıyordu çünkü. Nefes nefese son kata geldiğimde ne yapacağımı şaşırmıştım ki o umut ışığını gördüm.

Apartmanda tüm kapılar tahta iken merdivenlerin sağında kalan kapı demirdi ve önünde pahalı olan bir ayakkabı duruyordu. Pahalı ayakkabının burda ne işini sonra düşünmeyi aklıma not ederek hızla o kapıya yürüdüm. Ayağımda bir gram bile hal kalmamıştı. Ya bu kapı açılacak bana umut olacak ya da ben burda öleceğim. İşte hayatımda bir ikilem daha. İşimden Allah'a dua ederek kapıya tüm gücümle vurmaya başladım.

Tam 2 dakika boyunca kapıya vurdum ama kapı açılmamıştı ve benim umudum kalmamıştı. Olduğum yerde dizlerimin üzerine çöküp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. İşte o an hiç beklemediğim bir şey oldu.

Bir kilit sesi duyunca hızla oturduğum yerden kalktım. Ayağımdaki eski ayakkabı üzerimde rengi solmuş bir kot ve soğuk havaya inat ince bir uzun kollum vardı üzerimde be bunlar bana hiç yardımcı olmuyordu. Kafamı kaldırdığımda çaldığım kapının açıldığını gördüm. Gözlerim yavaş yavaş yukarı çıkarken önce çorapsız bir ayak , onun üzerine bir siyah dar bir eşofman ve çıplak bir göğüs gördüm. Utanmak mı dibine kadar ama şimdi bunu düşünecek değildim. En son kafamı yukarı kaldırdığımda onunla karşılaştı gözlerim..

Bir çift bal rengi gözler!!
Ama bu nasıl birşey derken bir kırılma sesi geldi aşağıdan ve ardından o adamın sesi kulaklarıma ulaştı.
Ne yapacağımı bilemeden adamı iteleyip kendimi evin içerisine girip kapıyı hızlıca kapattım. Şu an ne utancım ne de adamın çatılmış kaşları umrumda değildi.
Kafamı kaldırıp adamın yüzüne olanları hızlıca anlatacakken o an beynime dank etti.

Bu adam o adamdı.

Meşhur sokak dövüşü yapan nam-ı değer Araftaki Ateşti.

İşte asıl ben şimdi boku yemiştim..

Sadece geçiş bölümü olduğu için kısadır. Diğer bölümler uzun olucaktır.

Vote vermeyi unutmayalım lütfen

AiakosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin