Çil

875 83 7
                                    

Hyunjin benim yanıma geldi ve L koltukta karşıma oturdu, bana doğru döndü. Seungmin ben senin için neyim?  Sen benim için çok fazla şeysin demek istedim.

"Hyu-ung."

"Beni de abin olarak görüyordun değil mi?"
Tam yerine basmıştı.

"Tabiki de." Bir abiden fazlası olabilsen keşke.

"Benim dediklerimin senin için hiçbir faydası yoksa ne değerim var ki Hyung'un olarak?"  Bana daha çok yaklaştı. "Sana dokunmalarına izin verme demiştim ama sen ne yaptın? Yanağını ve boynunu birisinin okşamasına izin verdin. Sana arkadaşlarına dikkat et dedim ama sen dikkate almadın. Verdiği şeyleri yeme dedim sen ise verdiği hapı yemişsin." Hyunjin'in gözleri doluyordu ve çok sinirliydi. "Yalnızca lise ikinci sınıftasın ya daha kötüsü olsaydı?"

"Senin için umrunda bile olmayan biriyim nasıl olsa."

"Gerizekalı umrumda olmasan böyle mi derim?!" Gözleri, yaşarıyorlardı.

"Benim size bir şey demem lazım benim bünyem onlardan istiyor. Ne yapmalıyım?Abim konuşmuştu.

"Yanında hiç var mı? Varsa şu anlık al sonra azaltmaya çalışırız." Hyunjin sinir küpüne dönmüştü.

"Defol buradan tamam mı kaybol yoksa üçte birimiz ki bu ben olmayacağım, burdan sağ çıkamayacak." Abim gitmişti. Hyung dibime kadar geldi, bacağıma ve koluma, sonra da şişkin kırmızı gözlerime baktı.

"Hepsi geçecek onlardan asla kullanmayacaksın Seungmin.  Birlikte atlatacağız." Bana sarıldı ve saçımı okşadı. Bunları yapacaksa onun için bırakmam gerekiyordu. Zaten şu an yirmi bir gün bile olmadığından bağımlı bile değildim. Bence. Hyunjin beni kendinden ayırdı. 'Yanında var mı?' dedi.

"Kotumun cebinde iki tane var."

"O zaman saatle başlayalım . On iki saatte değil yir dört saatte bir vereceğim. Yalnızca birazcık fazla dayanman lazım tamam mı çoktan yarısı doldu bile. Dediği kadar kolay olsa keşke "Spor yapalım mı Seungmin?"

"Olur, ama bugün antrenmana gitmek istemiyorum."

"O zaman benimle yap antrenmanı ben de gitmem hapkido ve taekwondoya."

"Peki." Bahçeye çıktık ve voleybol topunu alıp oynamaya başladık. Ben ona topu attım o ise topu sert bir şekilde bana attı.

"Napıyorsun?Tekvando ve hapkidoya da gitsen ben voleybola gidiyorum. Bu attığı topa karşılık versem herhalde kolum alçıya falan alınırdı.

"Ben de antrenman yapıyorum."  Bir sonraki attığımda havada takla attı ve öyle yakaladı. Tamam yorum yok, çok karizmaydı. Bu şekilde neredeyse iki saat geçmişti. Yarım saat kadar sonra ben cidden çıldırma aşamasına gelecektim. Hyunjin endişeliydi ve ne yapması gerektiğini düşünüyordu.

"Video oyunu oynayalım mı?"

"Başımın ağrısı geçecekse olur." Tekrar sessiz bir şekilde Hyunjin'in yanına gidip mırıldandım.

"Babamlara söylemesek olmaz mı? Zaten bir hafta yoklar söz veriyorum o zamana kadar düzelteceğim."  Video oyunu oynadık ve bir saat sonra Hyunjin haplardan birini getirdi tam elinden alacakken "Sıra dozuna geldi yarısını vereceğim. Tamam mı?" dedi. Hayır efendim tamam falan değil.

"Hyung." dedim. Yarısını verdi ve sonra ellerini omuzlarıma koyup iyi misin diye sordu. Kafamı aşağı yukarı salladım. Daha sonra yatmaya gittik. Odalarımız karşı karşıyaydı ve benim pijamam abimde kalmıştı. Geri çıktım ve kapısını çaldım. Yarı çıplak karşıma çıktı. "Ne oldu, bir sorun mu var?Yoktu ama yarısı bana yetmemişti. 

İlacın pis fesatlar.

Bölümü böyle bitirdik. Biraz yakınlaşsınlar dimi.  ❤

I'M ALİVE † Hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin