🕊1

257 16 45
                                    

Saat; zaman kavramının önemli olmadığı bir vakit, Günlerden sen, Aylardan özlem, Yıllardan, sana hasret yaşadığım uzun vakitlerin artık sayılardan ibaret olduğu bir yıl.

Önündeki denize içindekileri söylüyordun sessiz sessiz. Biliyordum, anlatıyordun denize içinden geçenleri.

Durgun olan deniz coşmuştu bir müddet sonra. Ne anlatıyordun da böyle öfkelenmişti o çarşaf misali dalgalarını ufuklara yollayan deniz?

Ne derdin vardı da bu kadar yıpranmana sebep oluyordu?

Elindeki sigarayı biçimli dudaklarına götürüyorsun sonra.

Sigaradan nefret ederim. Neden içiyordun?

Fakat bu beni senden uzaklaştırmaya yeterli olmadı biliyor musun? Aksine, o nefret ettiğim sigara senin biçimli dudakların ve tapılası parmakların arasında beyaz güller gibi asilleşiyordu.

Elimdeki kitabı kapatıp yanına ilerledim. Aslında bunu yapacak cesareti nereden buldum bilmiyorum fakat oturduğun kayanın yanına gelince dudaklarının arasındaki sigarayı alıp denize fırlattım.

Hah, benim gibi biri için bu hareket çok fazlaydı. Bu, delilikti!

İçinde küçük bir çocuğun koşturduğu naif gözlerin bana değiyor ve bir süre sonra alev saçmaya başlıyor.

Beni korkutuyorsun.

"Ne yaptığını sanıyorsun?!" İçinde kuşların sevincini barındıran sesin öfke kokuyor şimdi.

"Sigara zararlıdır." Korkuyla fısıldıyorum. "İçmemelisin."

Gülüyorsun. Keyiften hayli uzak, öfkenin baş gösterdiği bir gülüştü.

Beni korkutuyorsun.

"Ben de zararlıyım." Diyorsun sonra. "Benimle konuşmamalısın."

Ayağa kalkıp bana saldırmanı beklerken sen böyle bir cümle kurmuştun. Artık korkmuyordum.

Önüne dönüyorsun sonra.

"Yanına oturabilir miyim?"

Cevap vermiyorsun. Sen dikkatini denizden çekmezken, usulca yanaşıyorum yanına.

"Benimle konuşmamamı söyledim." Diyorsun. "Ama sen daha da yanıma geliyorsun."

Omuz silktim ama sen görmedin tabii. Gözlerin denizle sevişiyordu. Belki de ruhundu denizle sevişen. Ah, denizi kıskanmıştım.

Ne zaman bu kadar edepsiz olduğumu bilmiyordum ama şimdi bundan zerre rahatsızlık duymuyordum.

"Sadece buraya oturmak istedim." Diyorum umursamazca. Aramızda kalsın, çok umursamıştım.

Başını bana çeviriyorsun. Gözlerimiz kitleniyor birbirine. Sonra yavaşça, elime iniyor bakışların.

Kaşların çatılırken kitabımı alıyorsun elimden.

"Şiir kitabı?" Diyorsun kitaba bakar bakmaz. Şiir sever miydin ki?

"Bakar bakmaz nasıl anladın?" Diyorum merakla. Bana bakmıyor, hâlâ kitaba bakıyordun.

"Bu kitabı her yerde arayıp bir türlü bulamamıştım çünkü."

Gözlerim büyüyor. Sen, sahiden şiir seviyordun!

"Sahiden..." cümle bile kuramıyordum baksana. "Sen şiir okuyacak birine benzemiyorsun..."

Bana bakıyorsun sonra. Gülümsüyorsun.

İşte! Bu, mutluluğun bana el salladığı bir gülümsemeydi.

"Sen de benzemiyorsun."

Bu sefer ben dönüyorum önüme.

Çenemden tutup başımı çeviriyorsun. "Küsme hemen. Güzelliğini herkesten saklayan insanları severim." Başını yana yatırıyorsun. Gözlerin hâlâ gözlerimde. Sen ne derdin buna bilmiyorum ama ben buna gözlerimiz sevişiyor şimdi derdim. Denize karşı bakışlarına karşın, daha şevkli, daha yumuşak, daha güzeldi. "İnsanların özensiz kapağından dolayı okumaya tenezzül bile etmediği, içinde güzel satırları barındıran şiir kitapları gibi."

Sözlerin neden böyleydi? Sanki yıllarca tanışıyor gibiydik...Halbuki daha kaç dakika oluştu birbirimizi göreli?

"Ben kimseyi sevmem." Kaşlarını çatıyorsun. " Sadece, kendini zararlı sanıp; aslında içinde çiçek bahçesi gibi güzel kokulu hisler barındıran insanlara aşık olurum."

Kaşlarını kaldırıp indiriyorsun. "Bana sakın aşık olma."

Kafamı iki yana sallıyorum. "Bunun için çok geç."

Bunun için çok geç, kalbim için erken.

Saat; zaman kavramının önemli olmadığı bir vakit değil, Günlerden sen, Aylardan özlem, Yıllardan, sana hasret yaşadığım uzun vakitlerin artık sayılardan ibaret olduğu bir yıl, değil.

Saat, tam güneşin battığı vakit. Tarih 23 Haziran, yıl 2018.

Ve artık, bunun için çok geçti. Çünkü ben, sana aşık olmuştum.

🕊

Bu kitap; yüreği evrenden bile büyük, ruhu en güçlü kılıçları bile kıskandıran, saçlarının uçlarında yıldızları barındıran, parmak uçlarında en güzel şiirleri tutan ve teni çiçek kokulu Yin'e ithafendir.
Güzel gönlüne layık değil lakin, minik kalbimden kopan bir hediye olsun.
İyi ki varsın.

Kapağı hatırladın mı?:"

─236 Deniz Kenarındayım °Yoonmin✔Where stories live. Discover now