6¦birtakım aşk oyunları

3.9K 477 229
                                    

"Bak ben sana söyleyeyim. Al kızı karşına. De ki seviyorum seni. Sonra yapış dudaklar-"

Gözümün önüne düşen saçlarımın çekiştirilmesiyle cümlem kesildi

"Taehyung senin dudaklarına yapıştırmadan kes sesini."

Baygın bakışlarla beni izleyen Jimin'e baktım bir an. Gerçekten bıkmış gözüküyordu. Bir haftadır aynı konu etrafında dönüp duruyorduk gereksiz bir şekilde. Dürüst olmak gerekirse ben de sıkılmaya başlamıştım bu saçma oyundan. Tahmin ettiğim gibi olmamıştı, istediğim zevki alamamıştım ve gittikçe daha da saçma gözüküyordu gözüme her şey. Ama bunu Jimin'e belli etmemeye karar vermiştim.

"Ne var, ne güzel anlatıyordum."

"Birincisi Jeongyeon'dan hoşlanmıyorum. İkincisi daha on dört yaşındayız gerizekalı, öpüşme falan yok. Üçüncüsü de neden ilk öpücüğümü böyle bir şey için kullanayım, mantıklı mı bu dediğin sence?"

"Bitti mi."

"Evet."

Derin bir nefes alarak konuştum. Sadece diretiyordum işte, inceldiği yerden kopsun istiyordum ama koparmak için tenezzül etmiyordum. Sıkılmıştım işte, yapacak bir şey yoktu.

"Birincisi şu kızdan hoşlan artık yeter. ikincisi öpüşmek gayet doğal bir eylem neden bu kadar abartıyorsun. Üçüncüsü de farkında değilsin galiba, senin ilk öpücüğün gitti zaten çoktan."

Ne dediğimi anlamamış olacak ki küçük gözlerini büyüterek sordu.

"Ne?"

"Senin ilk öpücüğünü ben aldım ya, bu kadar çabuk mu unuttun?" Yapmacık bir şekilde dudaklarımı büzdüğümü gördüğünde şaşkınlıkla açtığı gözlerini gözlerime çıkarttı.

"Ya benim ilk öpücüğüm nasıl senin gibi birine gitti kafamı kıracağım gerçekten."

"Şu mükemmel dudaklarımla seni öptüğüm için teşekkür edeceğin yerde bir de gelmiş bana kızıyorsun. Nankörsün Park Jimin, hiç hoş değil."

Kafamı iki yana sallayarak onaylamadığımı belli eden bakışlar atarken konuştu.

"O değil de benim ilk değil de ilk elli falan sana gitti herhalde. Bir kere öpüp bırakmadın ki. Tabii buldun böyle dudakları bırakmazsın."

İşaret parmağımı salladım yüzüne doğru. Eskileri konuşmayı seviyordum, onunla büyüdüğüm ve onunla küçük olduğum yıllar bana hep yalnız olmadığımı hatırlatıyordu. Jimin sanki hep vardı, doğduğumdan beri yanımdaydı. Onunla tanışmadan önceki hayatımı anımsayamıyordum. Kendimi bildim bileli vardı işte.

Kumların içerisinde yollar yaptığımda yanımdaydı. Bindiğim salıncakta yanı başımdaydı, geceleri karanlıktan korktuğumda ona sarılmıştım. Paha biçilemez bir şeyi tutuyordum elimde ve bunun farkındaydım. Ellerimden tutan bir Jimin vardı ve hep benimleydi. Her yerde ve her zamanda. Ruhen ve bedenen.

"Yanlışın var canım, o gün üstüme atlayan sendin hatırlarsan."

"Beni öpen sensin ama, o yaştaki çocuğun ne işi olurdu ki öpüşmeyle. Yaramaz bir çocuktun, hala da öylesin Taehyungie."

Saçlarımı karıştırdı alayla.

"Ne yaramazlığımı gördün?"

"Taehyung, yanımda soyunmaya kalkışmıştın."

"Kabul etmiyorum küçüktüm." Göz devirerek cevapladı.

"Bilgisayarındaki gizli videoları gördüm."

b(oy)est friends forever | vminWhere stories live. Discover now