17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...
"SEVGİLİM?!" sesini duyunca kaşlarım çatıldı. Ses Ejder'in kapısından geliyordu. Onca insan içinden kafamı çıkardım Duvarı görme gücüm olduğu için kapıyı açmak gibi bir rezillik yapmayacaktım. Karşımda güzeller güzeli ama sahte bir kız ve ona sımsıkı sarılan Ejder görünce yine gözlerim doldu. Burada bu şekilde ağlamam uygun olmazdı.
Ses çıkarmamaya çalışarak merdivenlerden aşağı hızla indim. Bizimkilerin arkamdan baktığını hissediyordum ama ciddi anlamda yalnız kalmak istiyordum. Bu yüzden ormana doğru ilerledim. Ormanın dört ana merkezinden biri olan ağaca yaklaştım ve kanatlarımı açarak en üstüne uçtum. Canımın acımayacağı bir şekilde oturmayı başardığımda karşımdaki manzaranın yeni yeni farkına varıyordum.
Masmavi gökyüzü kırmızıya karışmış, güneş yavaş yavaş batıyordu. Bir süre daha gökyüzünü izledikten sonra ağacın biraz ötesinde iki tane uluma duydum. Uzağa dikkatlice baktığımda iki tane yavru Sibirya kurduna saldıran bir iblis gördüm.
Hızla aşağı atladım ve iblise yöneldim. Derslerden öğrendiğim kadarıyla elimde ateş topu yaptım ve iblise fırlattım. Düşük seviyeli olsa gerek, bayılmıştı. Bir tane daha ateş topu attım ve ölmesini izledim.
Daha sonra yavru Sibiryalara döndüm ve onların yumuşacık tüylerini okşadım. Bir deri bir kemik kalmış yavruların annesi olmadığı anlaşılıyordu. Onları bir süreliğine sahiplenmekten onur duyardım. İki yavru Sibiryayı da kucağıma alıp akademiye doğru yürümeye başladım. İsimlerini Mafya ve karamel koymuştum.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Soldaki Mafya, sağdaki Karamel (Yazar bir sibirya kurdu delisi!)
Odama çıkarken Ejder'in sözleri tekrar beynimde yankılandı.
'Sevgilim...'
'Onun yerinde olabileceğini mi sandın sürtük?!'
'Senin de diğerlerinden bir farkın yok!'
Mafya göz yaşlarımı yalarken Karamel bana sürtünüyordu. Her zaman köpeklerime bu isimlerden birini koymak istemiştim. Onları kafalarını okşarken gülümsedim.
"Hoş geldiniz yeni arkadaşlarım!" Onlara aşı büyüsü yaptıktan sonra odamda birkaç değişiklik yaptım. Köpekleri yere bıraktım ve pijamalarımı giyindim son olarak da yatağa uzanarak hayaller kurdum.
Acaba o kız kimdi?
*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*
Parmaklarımı çıtlatarak bizimkilere baktım. Onlara Can'ın sevgilim olmadığını açıklama vaktiydi. "Gençler Can benim sevgilim değil kuzenim." "Ne!" "Oha" "Ayakta uyutulduk" "Çüş devenin nalı!" "Turşulu nutellalar aşkına!" Mert'in sözleriyle herkes ona dönerken kusacağımı hissettim. Çocuk doğru düzgün tepki bile veremiyordu yazık "Ben kantindeyim. Biraz yalnız kalsam?" Dediğimde hepsi endişeli bir şekilde bana baktı ve kafa salladı. Benim için endişeleniyorlardı. Mert ve Mercan bile. Onlar gurubumuzun komiği de olsa korkuyorlardı benim için...
Kantine vardığımda Ejder ve sarı çiyanı gördüm.
Kankasakın geri gitme!
İç sesime hak verdim ve kantinden karışık tost aldım.
Aslında kaşar koymasaydın da iyiydi ha burda bol bol kaşar var.
Kıkırdamaya başladığımda birkaç kişinin bakışları bana döndü. Yani bir anda kıkırdadım başka ne bekliyorsam? Tostumu aldım ve Ejderlere en uzak yere oturdum.
Tostum bitmek üzereyken masamda sandalye çekildi. Bakışlarım karşımdakine bakarken göz devirdim. Ejderin sevgilisiydi.
"Selam ezik." Duyduklarım beynimi zonklatırken ağzımdaki lokmayı sertçe yuttum. Ezik? Bu kelime bana söylenmeyeli uzun bir zaman olmuştu.
"Selam falan yok yürü işine" tabii ki beni dinlemedi ve elindeki su şişesindeki suyu bana fırlattı.
"Ben senin varya a...." büyük küfürüm kantinde yankılanırken herkes susmuştu. Kızın saçlarından tuttuğum gibi yere fırlattım. Birkaç gündür üzerimde olan duygu kargaşası ile yere düşmüş kızın her yerine tekme atarken cebinden kurtboğan çıkardı. Bugün kurt özelliklerim daha ağır basmıştı, ölebilirdim. Hızla ondan uzaklaştım ama beni saçımdan yakaladı ve ben daha bir tepki dahi veremeden kurt boğanı ağzıma sıktı. Beni yere bırakırken nefesim kesilmişti. Etraftakilerin çoğu kurttu ve gaz yayılıyordu. Yardım dilenmek yerine onları korudum. Hava ve varlık geçirmez koruma kalkanımı yaptıktan sonra nefessiz bir şekilde ayağa kalktım. Önümde duran ilk kişinin beynine konuştum.
"Benim odama çık ve arkadaşlarıma hemen haber ver lütfen" dedim ve olduğum yere yığıldım.
Uyandığımda hastane odasında değil, yatağımdaydım. Ağzımda nefes alabilmem için bir maske vardı. Hızla ayağa kalkıp maskeyi çıkardım. Mafya ve Karamel yatağın başında beni izliyorlardı. Ben uyanınca birden Karamel havlamaya başladı. İçeri Meral ve abim girdi.
"Günaydın prensesim" "Gün aydın falan değil Ejder'i çağırın hemen!" Odaya sırıtarak giren Ejder ve sarı çiyanı görmemle sarı çiyanın boynuna asıldım. O kadar sinirliydim ki kafamın sinirden kıpkırmızı olduğunu tahmin edebiliyordum. Kızı sertçe duvara iterken kız çığlık atmaya başladı. Ejder sevgilisinikurtarmaya çalışsada benim kadar güçlü değildi ve ayriyetten çok sinirliydim.
"Kimin için çalışıyorsun lan sen?!"
"Bı-bırak be ruh hastası kimin iç-in çalışayım b-ben?!" Boğazından tutup yere fırlattığımda kemiğinin kırılma sesi bana korkutucu derecede bir zevk yaşatmıştı. Tam tekrar saldıracaktım ki Ejder buna engel oldu ve yaptığı o saçma şey ile boğazıma bir yumru oturdu...
Eveeet bir bölümün daha sonuna geldik. Benden hızlı olmamı istediğiniz için şimdilik bu kadar yazdım ama ilerki bölümü biraz daha okunma aldıktan sonra yazacağım.
Bölün soruları;
Sizce Ejder ne yaptı?
Burcu kimin için çalışıyor?
Ejder'in, Açelya'yı bayıltanın Burcu olduğundan haberi var mı?
