ɢüᴢᴇʟ ᴋıᴢღ

151 130 36
                                    

on beş eylül pazar günü gelmişsin dünyaya. bu güne kadar mutlu, heyecanlı, sinirli zamanların olmuştur. deli dolu yaşamışsındır her anı. bugün de sonra da öyle olacak. yeni yaşına bastın, "yaşlanıyorum işte" dedin. ama bazı şeyleri kaybederek bazı şeyleri kazanarak büyüyorsun, büyüyoruz. biliyor musun ben seni kazandım. inanıyorum ki kaybetemeceğim de. çünkü sen benden haber alamayınca çıldıran birisin. haber alamayınca kendinde hata arayan birisin. gitsem zorla geri döndürecek kişisin sen. ki senden gitmekte en son isteyeceklerim arasında bile değil.

hani o hiç sevmediğin sesin var ya; ben bazen senin şarjın bitince, konuşmadığımız anlarda dinlerim haberin olmaz. seviyorum sesini sen sevmesen bile. kendine has şiveni, kahkahanı, ha bir de gülünce kısılan gözlerini. gülünce demişken sol yanağındaki çukuru izleyeceğim zamalar da gelecek biliyorsun değil mi?
gerçekleştireceğimiz hayaller var, ama suyu sevmiyor bizim hayallerimiz.d

bir de şu var sinirlenmeni hiç istemem Melek. sinirlenince sesin titer, üzülürüm. kendimi düşündüğümü sanma, sinirlenince etrafa zarar verirsin, o an aklına eseni yaparsın. derim ki: "kendini düşünmeden, kendini parçalıyor, etrafı yerle bir ederken eli bir yere değse incinse, o zarar görür. sinirlenmesin Allah'ım."

dondurmayı çok ama çok seversin bana dondurmam dersin, çikolatayı çok ama çok severim sana çikolatam derim. 10 yıl geçsin yine çikolatam derim, değişmez bu.

benim için benden daha fazla çabalıyorsun Melek. ben uğraşırım eğer olmazsa bir kenara çekilir olacakları izlerim. sen ise elimden tutar beni ayağa kaldırırsın ve çıkar yol bulana dek ararsın. sen de pes etmek yok. bu huyunu çok seviyorum. bu sana gelecekte çok güzel şeyler kazandıracak eminim. ("

mesela siyahı ve maviyi seversin. üstünde hiç siyah tişört görmedim ama mavi gördüm. ayakta bir poz vermiştin. tişörtü pantolonun içine sıkıştırmıştın. saçların açıktı, düzleştirmiştin. güzeldin, her zaman olduğun gibi.
saçlarını kestirdin dün. bir miktar üzüldüm. ama neden? çünkü uzun yakışıyor sana neyse dedim kendi kendime "zaten uzayacak zamanla. bir daha izin vermem kestirmesine."

moralim bozuktu. "moralinin düzelecek" dedin. bana bir fotoğraf attın bir poz vermiştin.d yanaklarını şişirip, kafanı sola döndürerek kameraya bakmıştın. gülmekten ağlattın beni o gün. yine şükrettim Allah'a seni benimle karşılaştırdığı için.
şu musically videolarına atıldın bir tane çektin bana yolladın ordaki şarkı önemsizdi Melek. çünkü videoda sesini duyuyordum ve gülümsüyordun. bu daha iyi geliyor kulağa.

hafıza kartımı kaybettim içinde bana attığın fotoğraflar vardı. yolda düşürmüştüm. o yolu tekrardan yürüdüm. bazen eğilerek kartı aradım. orada ki esnaflara bile sordum. ama bulamadım. o günden beri senin bana attığın her fotoğrafı bilgisayara atıyorum ve onunla birlikte bir flash bellekte de saklıyorum. o gün kendimi çok suçlu hissettim ):

her şeyinle her şeyimsin çikolatam. düşündüm de anılarımız hep gülümsetiyor. bu böyle devam etsin sonuna kadar. eğer bir gün düşsen de seni kaldırırım, şayet kaldıramazsam yanına oturur kalkacağımız günü beklerim. bugün dedik ya üç kere birbirimize "hep ol. hep ol. hep ol."
"hep olalım. hep olalım. hep olalım".

iyi ki doğdun çikolatam. doğum günün kutlu olsun. nice beraber yıllara.🖤

hayallerim_suyusever

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Jan 29, 2019 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

🍫"maTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang