Bölüm 2

13.6K 223 16
                                    

"Odaya git kızım.Ben oyalarım bir şekilde onu"son hatırladığım sözler buydu.Babam anahtarını çıkarmayı akıl etmiş ve eve hiddetle girmişti yüzüme inen sert tokat haddi hesabı olmayan küfürler art arda gelen kemer darbeleri ve daha niceleri.Bir kaç tokattan sonra zaten ben bilincimi yitirmiştim.Bedenim çok zayıf ve kırılgandı.Bu kadar darbeden sonra ölmemem mucizeydi.Saatler sonra gözlerimi açtığımda olduğum noktada yatıyordum ölü gibi.Nalan annemin haykırışları hala susmamıştı.Onu da odaya kilitlemişti ki yanıma gelemesin.Biliyorum çünkü her defasında böyle yapardı.Kendi de çoğu ihtimal sızmıştı.

İlk gözlerimi açtığımda şokun etkisiyle mi yoksa neyle mi bilmem ağrım yoktu ama bir kaç dakika sonra bedenimden alışık olduğum ama hiç bir zaman alışmayacağım o sızı yükseldi.Her yerim o kadar çok ağrıyordu ki hareket dahi edemiyordum.Kalkıp bir şekilde gitmem lazımdı.Hıncını daha almamıştı o adam.Biliyordum.O benim acı haykırışlarımı duymak istiyordu.Bir daha dövecekti bu gün bir daha daha ve bir daha.Belki de annem doğru söylüyordu.Beni öldürecekti.Bacağımda olan keskin sızı bacağımın kırılmış olduğunun habercisiydi.sırtımda ve bedenimin bazı yerlerinde olan belirli sızılar jiletle beni doğradığının habercisiydi.Yada etimi yakmıştı kızgın demirle.

Gelen titreşim sesinin ne olduğunu anlamak için bakındım.Bir az ileride ışığı yanıp sönen telefonu gördüğümde bu kadar sevineceğimi tahmin etmezdim.Telefonu almalıydım.Birini arayıp beni buradan çıkarmasını söylemeliydim.Yoksa ölecektim.İmge?Sibel?hiç biri gelmezdi.Sözde arkadaşlardı onlar.Gele bilecek tek kişi Ahu idi.O da şanslıysam burada olurdu.İzmir'e taşınmıştı, 1 hafta önce görüşme imkanımız olmuştu ama çabuk gideceğinden bahsetmişti.Tek umudum onaydı ama telefonuma uzanmam gerekiyordu.Kaç dakika orada öylece uğraştım bilemiyordum ama sonunda telefonumu tutup kendime çektim zor bela.Ahunun numarasını bulup tuşladım.parmaklarımı oynatmak bile canımı yakıyordu.Telefonu alana kadar o kadar çok eziyet çekmiştim ki bir Allah bilirdi.

"Alo kuzum?"Ahunun sakin ve neşeli ses tonu kulaklarıma doldu.Ağzımı açtığımda ilk önce bir kaç inleme kaçtı.Bedenimde olan sızı dayanacak gibi değildi.Gözümden akan yaşlar sessiz çığlıklarıma eşlik ediyordu."Ecem! Ecem ne oldu sana?Ecem iyi misin?konuş kuzum neredesin gelip seni alayım?Ecem?Tan arabayı durdur İstanbul'a dönüyoruz,Ecem cevap ver kuzum.Baban mı dövdü gene?kuzum korkuyorum cevap ver.Geliyorum canım dayan bir az.Hadi kuzum dayan geliyorum.Tan daha hızlı sür çabuk ol"sesim çıkmıyordu.Ahunun haykırışlarına rağmen ne kadar çabalasam da sesim çıkmıyordu.her ağzımı açışımda inlemeler dökülüyordu ağzımdan.Tek tesellim Ahunun gelişiydi.Belki de ölmezdim.

~~

Burnuma dolmasını beklediğim hastane kokusu yerine yasemin  kokusu yani benim kokum geliyordu.Neredeydim ben? Hastane odası bu kadar güzel kokmazdı ki.Yasemin çiçeği kokmazdı aksine B vitaminin o garip kokusu sarardı hastaneni.Burada öyle bir koku yoktu.Bedenim de ağrı sızı da yoktu.Yoksa?Yoksa günlerdir hatta belki de aylardır komada ve ya yoğun bakımdamıydım?Neden hiç bir yerimde bir ağrı yoktu?İlaç mı vermişlerdi?Canım hiç acımıyordu.Gözlerimi açamıyordum nasıl açacağımı da bilemiyordum.Sanki gözlerimin üzerinde tonlarca ağırlık vardı.

"Hala bir değişiklik yok durumunda.İki gündür kıpırdamadan yatıyor.Benim üniversiteye gitmem gerek biliyorsun ki gitmezsem bir yıl daha uzar.En iyisi üniversiteni dondurup geri dönmek.Onu burada tek bırakamam Tan.Babası öldürür ki neredeyse öldürecekmiş dalağını çıkarttılar beyin kanaması vardı bir süre solunum cihazına bağlı kalacak,Ona bakım lazım.Benden başka kimsesi yok"derin  bir sessizlik çöktü odaya.Ne ses vardı ne de başka bir şey. Gözlerimi zorlukla aralayıp kıstım.Beyaz ışık gözlerimi rahatsız etmişti.Alışmak için bekledim bir kaç dakika sonra gözlerimi rahatlıkla açtım.İlk gözüme çarpan mavi beyaz hastane odasıydı.Sonra koltukta oturmuş Ahu ve Tan.Tan dizlerine yaslanmış yere bakıyordu.Ahu da pencereden dışarı bakıyordu.Kuruyan dudaklarımı dilimle nemlendirip derin bir nefes aldım.Ağzımda solunum cihazı varken konuşmam imkansız olduğu için kolumu kaldırmayı denedim ama denemekle kaldım.Koluma baktığımda dirseğime kadar alçıya alınmıştı.Diğer elimi kaldırıp solunum cihazını çıkardığım an nefesim kesildi.Ne kadar nefes almaya çalışsam nefesim çekiliyordu."Ecem,Ecem tamam tamam iyisin"diyerek yanıma koşup solunum cihazını tekrar ağzıma kapattığında derin bir nefes çekip sakinleşmeye çalıştım.Bir kaç dakika içinde nefesimi kontrol altına alıp sakinleştim.

"Canım iyisin değil mi?kendini nasıl hissediyorsun? ağrın var mı?"Başımı zar zor iki yana salladım.Ahu derin bir nefes aldı.Yanağıma bir öpücük kondurup Tan'a baktı.Tan da gülümseyerek anlıma bir öpücük kondurdu."Bizi korkuttun ufaklık,şimdi iyisin değil mi?iyi değilsen doktoru çağırayım"başımı iki yana salladım yine."Doktora uyandığını haber vereyim de şu kablolu solunum aletini bağlasınlar sana ki konuş"diyerek odadan koşarak çıktı.İlk bir kaç saniye sessiz kalan  Ahu ne zaman aktığın bilmediğim göz yaşlarını silmeye çalıştı."Sen uyandın ya.İyi ki Tan o şerefsiz arkadaşıyla görüşmek için gitme saatimizi  ertelemeseydi kim bilir ne haldeydin.Baban çoktan evden gitmişti.Annen de perişan haldeydi bir kaç sat önce baban zorla götürdü onu. Kaburgan  akciğerine zarar verdiği için bir süre solunum aletine bağlı kalman lazım.Bunları zaten doktor sana söyler ama yine de demek istedim."

Bir kaç dakika sonra doktor gelmiş uzun bir konuşma yaparak bakımıma istersem  evde devam ede bileceğimi söylemişti.Bunun üzerine Tan ve Ahu odamdan bir süreliğine ayrılmışlar sonra geri dönmüşlerdi.Ben merakla onlara bakarken Ahu gelip yanıma oturdu.Elimi elleri arasına alıp gülümsedi."Canım babamla yaptığım anlaşmayı biliyorsun ona ve anneme verdiğim sözü tutmam lazım.İnan anneme söz vermeseydim umurumda olmazdı ama annemin ruhuna ihanet etmiş olmak beni eziyor.Üniversiteyi bitirmem lazım biliyorsun onun için İzmir'e dönmem lazım ama Tan burada kalacak.Seni yarın sabah amcamlara götüreceğiz.Amcamla konuştum seni ağırlayacak bir süre.En azından tamamen iyileşene kadar.Bu süre içinde  Tan da seninle olacak biliyorsun amcamın şirketinde çalışıyor seni tek bırakmamış oluruz en azından.İtiraz falan etme pekte bir şey değiştirmeyecek.Asla seni babanın yanına göndermem anladın mı beni.O güzel çeneni boşuna açma.Yarın amcamlara gidiyorsun.Yengem de aksi kadındır ama pek evde bulunmaz yurt dışında olmayı tercih eder.Haftada 2-3 kere anca görürsün."başımı iki yana sallarken böyle bir şeyin mümkün olmayacağını anlatmak için oksijen aletini ağzımdan çıkarırken Tan buna engel oldu."İtiraz etme Ecem.Amcamın kendi teklif etti.Bizim düşüncemiz sana güzel bir ev tutup orada bakmaktı ama amcam izin vermedi.Şimdi uyu bir az yarın sabah bu illet yerden çıkacağız"çaresizce akan göz yaşlarımla başımı salladım.Ne yapabilirdim ki?Tek çarem onlardı.

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin