Bölüm 6

73 7 0
                                    

Çamurlara elleriyle şekil verirken adeta bu dünyanın dışına çıkıyordu. Onu bu kadar mutlu edebilen başka bir sanat yoktu yeryüzünde. Heykellere şekil veren ince uzun parmakları dans eder gibi kıvrılıyor ve ortaya çıkan görüntüyü büyük bir mutlulukla izliyordu. Atölyenin gözlerden uzak bir köşesinde çalışan Sahra saatin çok geç olduğunu farketti. Hemen toparlanıp çıkmalıydı.
Okul koridorları bomboştu. Ağır adımlarla uzun koridorlardan geçti. Binanın çıkış kapısına yaklaştığı sırada, kulağını hoş bir gitar tınısı yalayıp geçti. Melodi hiç tanıdık değildi ama eşsiz bir çekiciliği vardı. Yavaşça sesi takip etti. Boş olan dersliklerden birinden geliyordu bu tınılar.
Kapıya arkası dönük bir adam çalıyordu bu eşsiz melodileri yüzünü yerden ayırmadan, ve adeta başka bir boyuta geçiş yapmış olan bu yabancı kimdi acaba? İçeri girmekle girmemek arasında kaldı. Tam eşikte durdu ve dinlemeye başladı. Şarkının içinde "Mavi ev" diye bir cümle geçiyordu. Bu bölüm dikkatini çekmişti. Adamın çaldığı eser bittiğinde bir an ne yapacağına karar veremeyen Sahra, önce hızla oradan uzaklaşmayı düşündü fakat ayakları onu oraya adeta mıh gibi çivilemişti. Adam arkasına doğru baktı. Sahra ile göz göze geldi. O kadar keskin bakışları vardı ki bir mum kütlesini bile eritebilirdi adeta. Heyecandan dili tutuldu Sahra'nın. Hiçbirşey söyleyemeden öylece kalakaldı. Adam sessizce yerinden kalktı, gitarını özenle kılıfının içine yerleştirdi ve yavaş adımlarla Sahra'ya doğru yaklaştı. Çok da iri olmayan cüssesi sanki bütün odayı dolduracak gibiydi. Yanık bir ten ve yemyeşil gözler. Sahra birden adamın kendisine doğru yaklaştığını farketti. Kalp atışları iyice hızlanmış, dizleri titremeye başlamıştı. Sanki gizli birşey yaparken yakalanmış bir insanın suçluluğunu yaşıyordu ve birazdan üzerine yürüyen bu adam, ondan hesap soracaktı. Al al olan yanaklarından utandı ve başını öne eğdi.
Adam tam karşısında durdu. Gözlerini bir mızrak gibi Sahra'nın gözlerine saplamıştı. O kadar yaklaştı ki aralarında sadece santimler kaldı. Bir eliyle tuttuğu gitarı, diğer eline aldı ve boşta kalan elini Sahra'ya doğru uzatırken, ne yapacağına karar veremeyen Sahra'nın dudaklarından sadece mırıltı halinde "şey" diye bir kelime çıkabildi.
Adam havadaki elini Sahra'nın hemen arkasındaki duvara doğru uzattı ve odanın ışığını kapattı. Sahra artık sadece koridordan dersliğin içine giren flüoresan aydınlığı ile adamın yüzünü görebiliyordu. Adam gözlerini Sahra'dan ayırmadan yanından geçip odayı terk ettiğinde, Sahra rahat bir nefes alabildi. Hiçbirşey konuşmadan öylece çıkıp gitmişti. Sahra bir an için arkasından koşup, özür dilemek istedi ama buna cesaret edemedi. Öyle ya nihayetinde izinsiz olarak onu dinlemişti. Okuldan çıkarken, adamın gözleri hâlâ gözünün önündeydi. Adeta "ne hakla beni izinsiz dinlersin" diye bakan gözlerini düşündü. Yaptığından çok utanmıştı. Onu oraya çeken melodiler beyninde tekrar canlandı. Ve o yemyeşil gözler..

Mavi EvWhere stories live. Discover now