7.8

52.4K 5K 2.4K
                                    

| sina |

Okul saatinden bir saat önce hepimiz kalkmıştık. Enes'in annesi, annemin de evde olmadığını bildiği için kahvaltıya çağırmıştı. Ömer üstünü giyinip geldiğinde Özgür "Sonunda kardeşim." dedi. Ömer "Hadi hadi." diye geçiştirip evden çıkarken anahtarları ve çantamı aldım.

Eve gittiğimizde Nilay Teyze hemen kapıyı açıp "Günaydın. Hadi geçin bakalım." dedi. Çocuklarla tanıştıktan sonra koşarak mutfağa gitmişti.

"Sinacığım!"

Çocuklara oturma odasını gösterirken mutfağın kapısından ona baktım. "Efendim."

"Enes ve Yağız hâlâ uyuyor. Seslendim ama duymadılar sanırım. Onları kaldırabilir misin?"

Kafa sallayıp merdivenlere yöneldim. Enes'in odasının kapısını hafifçe çalıp kapıyı açtım ama odası boştu. Lavaboya gitmişti sanırım. Yan odanın kapısını da tıklayarak içeriye girdim.

Yağız yatakta ters bir şekilde yatıyordu. Enes de ayaklarını duvara yaslamış, kafası yataktan aşağı sarkar bir şekilde uyuyordu. İkisi birbirini öldürmemiş, ayna yatakta yatıyordu. "Vay be."

Enes'in yanına gidip eğildim ve omzundan dürterek seslenmeye başladım. Gözlerini yavaşça açmıştı. "Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey bir melek. Cennetteyim herhalde." dedi uykulu sesiyle. Gülmeye başladığımda Yağız da yavaş yavaş uyanıyordu.

"Bu ne romantiklik sabah sabah..."

"Çalış senin de olur." dedi Enes yatakta oturur pozisyona geçerken. Yağız gözlerini ovalarken Enes belimden tutup yatağa çekmişti. Sıkıca sarılırken "Yağızcığım gözlerini kapa." demişti dalga geçer gibi. Yağız göz devirip uyumaya dönerken Enes boynumu öpüp duruyordu. Kedi mırıltısı gibi sesler çıkarırken gülmeden edemiyordum. "Niye burada uyudun?"

"Uyuyakalmışım."

Kafa sallayıp kalkarken o da kalkmıştı. Yağız'ı bacağından tutup çekerek yere düşürmüştü. "ENES!"

Enes gülerek yerdeki çocuğun üstüne yastığı atıp üzerindeki tişörtü çıkardı. Odasına giderken ben de peşinden gittim. Tişörtünü yatağın üzerine bırakıp okul formasını giydikten sonra kıyafetlere bakmaya devam etti. "Sina mavi giymiş. Ben de mavi bir şeyler giyeyim..." Dolabından mavi bir hoodie alıp kafasına geçirdikten sonra bana döndü. "Seni seviyorum bu yüzden başkasını sevme."

"Başkasını seveceğimi nerden çıkardın?" dedim.

"Etrafta yakışıklı insanlar var." dedi çantasının içine birkaç şey koyarken. "Onları gördüğünde hemen gözünü kapat."

Yanına gidip çantasına koyduğu coğrafya kitabını çıkardım. "Bugün coğrafya yok."

"Beni duydun değil mi?"

"Hm?"

"Yakışıklı gördüğünde gözünü kapat."

"Enes neden böyle konuşuyorsun?"

"Sen gözünü kapat yeter."

çinliWhere stories live. Discover now