17 falan

8.1K 649 405
                                    

Bilge'den.

Elime aldığım ruja bir kaç dakika bakındım. Aslında makyaj yapmakla bir problemim yoktu. Sadece gerek duyduğum bir şey değildi. Bir nefes verdim ve rujun kapağını açıp dudaklarıma sürdüm. Aynadaki yansımama baktım. Siyah göz makyajı, bordoya boyanmış dudaklar, askılı dar bir bluz ve vazgeçemediğim siyah dar pantolonum ile bir kız gibi göründüğüm inkar edilemezdi.

Acaba Azra beni böyle de çekici bulur muydu?

Onunla arkadaş olmakla ne halt yediğimi bilmiyordum. Saçma davranmıştım. Onu kendimden uzaklaştırmışken öyle kalması gerekirdi. Ama onunla yakın olmak isteyen tarafıma da direnememiştim.

Beni izlediğinin hep farkındaydım zira ben de onu izliyordum. Çok güzeldi. Kimsenin farketmesini istemeyeceğim kadar güzel. Ama beni erkek sanması ve bir erkek olduğumu düşünerek benden hoşlanması beni incitmişti.

Erkek gibi hissediyor falan değildim kadın olmaktan memnundum. Tarzlada cinsiyet rolleri büründürülmesinden bu yüzden nefret ediyordum. Kim karar vermişti kısa saçın erkeklere göre olduğuna? Kim karar vermişti pantolonların, bol kıyafetlerin erkeklere göre olduğuna? Ya da kim karar vermişti kızların pembe giyeceğine? Kim karar vermişti makyajın sadece kızlara olduğuna?

Kimse.

Kimse bunun hakkında bir şey söyleyemezdi aslında. Ama toplum bir şeylere kalıp koymak zorund hissetmişti. Ama bu yanlıştı. Baştan aşağı yanlıştı.

Kapımın çalınması ile düşüncelerimden ayrılıp "Gelebilirsin." dedim tek nefeste.

"Bilge arkadaşın gelmiş." dedi Yasemin ablam. Arkasında Azra dikiliyordu. Onun burada ne işi vardı şimdi?

"Tamam Yasemin abla." dedim başımı sallayarak.

"O zaman ben gideyim istediğiniz bir şey var mı?"

"Yok Yasemin ablam sağol."

Yasemin abla'nın gitmesiyle Azra kocaman olmuş gözleri ile bana baktı.

"Çok farklı görünüyorsun."

"Ne manada?" dedim gülerek.

"Güzel." dedi kısık bir sesle.

"Teşekkür ederim."

"Harry Potter izlemek için epey iyi."

"Harry Potter mı?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Oh pardon. Sen galiba bir yere gideceksin. Ben geri gideyim en iyisi." diye devam etti konuşmaya. Elindeki poşetlere baktım. Tabi ya biz film izleyecektik birlikte.

"Ben unutmuşum Azra." dedim elimla alnıma vurarak.

"Sorun değil. Sonra izleriz."

"Hayır sorun. Sana söz vermiştim."

Elindeki poşetleri yere bırakarak burukça gülümsedi. "Sonra gelirim. Boşver."

"Gitme." dedim. "Benimle gelsene. Arkadaşımın doğum günü partisine gideceğim."

"Üzerimde Gryffindor sweatshirtü ve saçma bir tayt var. Lenslerim bile yok ben beni bu halde yanımda gezdirmezdim."

"Çok güzelsin ki." dedim kendimi tutamayarak.

"Sen de gereksiz kibarsın."

"Gelmezsen ben de gitmem. Sözüm ilk sanaydı." dedim ciddiyetle.

"İnsana bile benzemiyorum. Hem tanımadığım birinin doğum gününe gelmem uygun olmaz."

"Tanışırsın." dedim ısrara devam ederek. Şuan evine giderse somurtup mutsuz mutsuz oturacağını biliyordum. Gitmesine izin veremezdim.

"Tamam. Ama makyaj yapmam lazım. Malzemem yok."

"Benim var." dedim aynamı ve masanın önündeki zibilyon tane malzemeyi işaret ederek.

"Pekala." diye mırıldanıp çantasını yere bıraktı ve üzerindeki ceketi çıkarttı.

'Yardımcınız olduğunu söylememiştin." diye mırıldandı masama otururken.

"Senelerdir bizimle artık evden biri gibi ablam sayılır." dedim. "Sen geldiğinde kuzenin düğününe gitmişti yoksa tanıştırırdım."

"Hoş birisi. O değilde bu odada kaybolmuyor musun? Çok büyük. Atlı koşturabilir hani. Geçen geldiğimde odanı görmemiştim ya. Hayalimde böyle değildi. Birde daha iç karartıcı hayal etmiştim. Ama fazla güzel."

Aralıksız konuşmasına karşın gülmeden edemedim.

"Konuşma da makyaj yap yav."

"İyi be sustum." diye homurdanıp makyaj malzemelerime bakmaya başladı.

"Bilge!" dedi birden dehşet içinde. "Ben bunlarla makyaj yapamam."

"Niye? Ne var?"

"Olm bunlar hep Mac, Benefit, Anastasia beverly hills falan. Benim maksimum aldığım Loreal. Yüzüm bunları kabul etmez. Biz buna azız kanka derler."

"Ya saçmalama be yap işte. Ne fark eder?"

"Utanmadan mi fark eder mi diyorsun? Pü. Neyse hayatımda bir daha böyle bir an olmaz. Değerlendireyim. Aşk dolu bir 5 dakika olacak."

Sen istesen hepsini sana verirdim, diye düşündüm. Böyle önem vermesine şaşırmıştım. Ben markalarını bile bilmiyordum. Annemle rastgele almıştık işte.

Makyaj yaparken onu seyretmeye başladım. Birilerini makyaj yaparken izlemek güzeldi. Küçükken hep annemi de izlerdim. Ama Azra'yı izlemek daha güzeldi. Makyaj aletlerine çocukları gibi davranıyor cidden aşk yaşıyordu. Fazla sevimliydi.

"Tamam bitti." dedi bana dönerek. Dudağında asla kullanmadığım nude bir ruj vardı. Ona çok yakışmıştı.

"Güzel oldum mu? Ben baya güzel hissediyorum. Sephoradaki pis çalışanlar böyle olsam peşimde dolaşmaz gezmeme izin verirlerdi bence."

"Bilmem." dedim. "Aynısın işte."

"Tamam." dedi gülümsemesi solarken.

"Yapma." dedim. "Güzelsin işte."

"Ehe teşekkürler." dedi yeniden gülümseyerek.

"Çıkalım mı o zaman?"

"Ne?"

"Dışarı."

"Haa tamam." dedi ve ceketini gerip giyip yerden çantasını aldı ve peşimden odadan çıktı.

...

Biraz da Bilge ne hissediyor öğrenelim dedimmm

Not: Makyaj kismini yazarken kalbim acıdı Azra ben çünkü diririririim

Parti Azra'dan o yüzden burada kestim cok yorum yapip beni mutlu edersiniz 2 güne yb atarim ;)

Stalk ve Zararları (girlxgirl || texting) Where stories live. Discover now