Hem Dikkatsiz Hem Sinirli

73 2 1
                                    

''Anne ben okul çıkışı biraz Damla'yla vakit geçiricem bir-iki saat geç kalabilirim eve.Babamı idare et olurmu? seni seviyorum.'' Mesajı yazıp gönderdikten sonra okulun çıkışında Damla'yı beklemeye koyuldum. Herkes teker teker çıkmıştı okuldan ama bizim kız hala ortalarda yoktu. Bekletilmek en tahammül edemeyeceğim şeydi. Acaba şu çıkan Damla mı diye okuldan çıkanları takip ederken gözlerim yorulmuştu. Kafamı kantine doğru çevirince yine o çocuğu gördüm. Bir kızla tartışıyorlardı. Kızın söylediği şeyi duymadım ama Aras en sonun da ''Sana ne kızım ya istemiyorum diyorum anlamıyor musun? ''diye bağırmış sonra da sinirli ve hızlı adımlarla okulun çıkış kapısına yönelmişti. Kız arkasından ''Aras lütfen,sana ihtiyacı var ! '' diye bağırmıştı ama Aras arkasına dönmemişti bile.
''Kusura bakma canım ya beklettim seni de.'' Damla 'nın geldiğini farkedemediğim için bir an irkildim.Oğuz da yanındaydı. ''Yok ya sorun değil.Bir dahakine bekletmezsin olur biter.'' dedim şaka yollu gönderme yaparak.
Okuldan çıktığımızda Oğuz Damla' nın elini tuttu. Ben de arkalarından yürüyordum. Bisiklet kiralayacağımız yere geldiğimizde Damla'nın kulağına eğilip sitemkar bir sesle '' Hani bunun kuzeni Ayla da gelicekti.'' dedim fısıltıyla. N'apacaktım ben bunların arasında.
"Bilmiyorum işi çıkmış galiba. Oğuz gelmeyeceğini söyledi.''
''Hay ben senin Oğuz 'una ...''
"Kızlar hadi,hangisini seçiyosunuz?'' Oğuz 'un uyarısıyla Damla başka bir şey demeden bisikletlere yönelince sinirden oflayıp yumruklarımı sıktım. Buraya biraz kafa dağıtmaya gelmiştim ve en iyisi tek başıma takılmaktı. Onlar ikisi geziyorsa gezsinler. Kırmızı bir bisiklet seçip Damlalar' ın yanına gittim. '' Siz dolaşın beraber . Ben tek takılıcam biraz.'' ''Sen de gel bizimle ya.'' dedi Damla biraz çekingen. Çünkü öfkelendiğimi anlamıştı ve alttan almaya çalışıyordu belli ki ama ne yazık ki bunu hoşgörecek havamda değildim. Sonuçta beni buraya istemediğim halde binbir ısrarla getirmişti. Şimdi onlarla gitsem Damla kendini sevgilisine kaptırıp beni arka plana ittirecekti. Tabi sonrasında aramızda bir tartışma olacak ve birbirimizin kalbini kıracaktık ki buna mahal vermeden bisikletime binip "Hadi görüşürüz yarın.'' dedim kısa bir an onlara dönerek. Damlanın özür dileyen bakışlarını arkamda bırakıp bisikletimin pedalını çevirmeye başladım. Bisiklet sürmek çocukluğumdan beri en keyif aldığım şeydi. Sahil kenarı boyunca iyi bir tür attıktan sonra mahallelerin arasına daldım. Sokakta oyun oynayan çocukların sesi sarmıştı mahalleyi. Bir sürü yer gezmiştim, hem yorulmuş hem eğlenmiştim.
Çamaşır asan bir kadının yanından hızla geçerken karşı yola sapmak istemiştim ama yolun tam ortasında bisikletin zinciri atınca inmeden başımı yana eğip baktım. Tam o sırada gürültülü bir korna sesiyle ne olduğunu anlamadan yere savrulmuştum. Arabanın fren yaparken ki sesi de iyice ürkütmüştü beni. Kafamı fena çarpmıştım. Düşeli daha bir dakika olmamasına rağmen meraklı insanlardan oluşan bir çemberin ortasına alınmıştım bile.

Hiçbiriyle göz göze gelmedim çünkü bu durum canımı fena sıkmaya başlamıştı. Sadece izliyorlardı. ''İyimisin evladım? '' Elim ayağım titriyordu, bana soru soran amcaya bir cevap bulup veremiyordum titreyen çenem ve korkudan akan gözyaşlarım yüzünden.Kolumdan tutup kalkmamı sağladıktan sonra yolun kenarındaki tamirhane gibi bir yere getirip bir tabureye oturtmuştu beni. Hala dağılmayan meraklı kalabalığı da '' Haydi gidin işinize gücünüze '' diye azarladı tatlı -sert bir tonda. '' Çırak ! Bir su getir misafirimize. '' diye bağırdı içeriye doğru. Ellerimi bacaklarımın arasında birleştirmiş,titreyen ayaklarıma bakıyordum. Simsiyah lekeli elleriyle bana su uzatan Aras'ı görmeyi beklemiyordum doğrusu. Ben şaşkınlıkla suyu elinden almadan bakarken amca '' Kızım su iç iyi gelir. '' deyince titreyen ellerimle bardağı alıp kafama diktim. Aras da şaşkınlıktan açılmış gözleriyle bana bakıyordu. Suyu bitirdeikten sonra bardağı uzatıp teşekkür ettim.
'' Cemşit usta!'' '' Hop geldim! '' Adının Cemşit olduğunu anladığım bana yardım eden amca kendisini çağıran adamın yanına giderken Aras 'a dönüp '' Misafirimizi yalnız bırakma ben bir on dakka gidip geliyorum. '' dedi '' Tamam ,usta. '' Bana dönüp '' Ne bu halin?'' diye sordu. '' Araba çarptı '' dedim zor çıkan sesimle. '' Biraz daha su istermisin ? '' Başımı evet anlamında salladım. Bardağa su doldururken '' 11. sınıfa geçtin ve kocaman arabayı farkedemeyecek kadar dikkatsiz misin sen, ne işin vardı ki yolun ortasında ? '' dedi gülümseyerek. Belki de alay ediyordu benimle, anlayamıyordum ki yüz ifadesinden. '' Kendimi arıyordum, farketmemişim arabayı. '' dedim dişlerimin arasından sınıftaki konuşmayı hatırlayarak '' Yolun ortasında mı ?'' dedi bilmiş bilmiş. Pes ederek '' Sana ne ya ? Sen işine baksana !'' '' Ustamı duymadın mı ?'' Şu an işim sensin. '' '' Gidiyorum ben ! '' bir ayağımı yere vurarak ayağa kalktım. O sırada Cemşit usta yolun ortasında unuttuğum bisikleti getirirken '' Gidiyor musun kızım ? Bisikletin biraz zarar görmüş olsun. Cana gelmesin de. Ben bunu tamir ederim burda. '' Bisiklet kiralıktı. Bir de adama açıklama yapması vardı ama bozuk bisikleti de götürüp veremezdim ya. '' Çok sağolun. Bisikleti kiralamıştım. Ne zaman işi biter?'' '' Yarın akşam üstü gel al Aras bıraksın seni evine.''
"Teşekkür ederim , ama gerek yok ben gidebilirim. "
     "İnat etme kızım, yolda yine başına bir şey gelir Allah korusun. Biri bulunsun yanında. " Sonra o ukalaya dönüp emir veren ses tonuyla "Hadi oğlum gidin artık aaa!! Sizinle mi uğraşacağım, işim gücüm var, hadi hadi!"
   Aras harekete geçip "Olur usta." onayını da verdikten sonra bana ikinci bir itiraz hakkı kalmamıştı.  Son bi' kez Cemşit ustaya teşekkür ettim. O da dikkatli gitmemiz konusunda bizi tekrar ikaz ederken "Merak etme usta. " diyen Aras 'ın alaylı bakışlarına ve imasina da gıcık olmayı ihmal etmedim tabiki.

     Üstüne üstlük yolda giderken "Ustayı duydun, dikkatli ol bak." demesine iyice sinirlenerek "Dikkatsiz değilim ben!" diye kükredim adeta. Benim gibi sinirli birini sinirin en hat safhasına çıkarmak ateşle dans etmek gibiydi. Cinnet geçirip onu her an boğabilirdim.
 
     "Hı hı tabi. Ben de anarşist değilim aslında ama n'aparsın. Ses tonumu kontrol etmeye çalışarak "Sana anarşist diyenlerin arasında ben yoktum. Tam tersi onlara karşı savundum seni. " dedim yoluma devam ederek. Sahi onu savunurken aklımdan ne geçiyordu da bu kendini bilmişi savundum bilmiyorum.

      " Savunmaya ihtiyacım olduğunu kim söyledi ki. Hem şu Kemal denen çocuğun sana yakıştırdığı avukat fikrini sevdim. Senden iyi avukat olur ama sorun şu ki..." duraksamıştı. Arkamı dönüp ona bakınca güldüğünü gördüm. Tek kaşımı kaldırıp "Neymiş sorun?" dedim olduğum yerde iyice dikilerek.
"Evet, sorun şu ki bir tek kendini savunamazsın sen." Sonra yüzümün etrafında bir daire çizerek devam etti:"Şu haline bak, çok çabuk sinirleniyorsun." Şu an kendimi sıktığım ortadaydı. Sinirlenip ona benimle böyle dalga geçmesi için fırsat vermiştim Ama hemen zeytinyağı moduna bürünüp "Gören de beyefendiyi sinirleri alınmış mülayim bir İstanbul beyefendisi zannedecek. Seni okulda bir kızla tartışırken gördüm. Hiç de sakin görünmüyordun." dedim üste çıkarak. Yüzünde oluşan şaşırmış ifadeden ve yürümeye devam etmesinden onu sinir etme amacıma ulastığımı takdir ederek  kendime yıldızlı bir pekiyi verdim. Sen misin beni sinir etmeye çalışan.

    Birkaç adımda onun hizasına gelerek "İşte susarsın böyle. Benimle uğraşmadan önce birkaç kere düşün deri... Aaaaa!!..."
Ayağım takılıp da tökezlediğimde ani refleksiyle kolumdan yakalayıp "Sen daha önünü göremiyorsun önünü! Hem dikkatsizsin hem sinirli!" diye bağırdı. Düşmeyeyim diye bir eli kolumu diğer eli elimi tutuyordu ve tabiki elleri oto tamirinde çalıştığı için simsiyah kirdi ve bana da bulaştırmıştı.

     "Ellerin için kusura bakma. Eve gidince yıkarsın. " Ses tonundan pek anlayamadım ama bundan rahatsız olmuş bir hali vardı. Ve nedense onun rahatsız olması beni de rahatsız etmişti.
"Sorun değil. " dedim bugün ilk defa gülümseyerek.

      Daha sonra bisikleti kiraladığım dükkana gelip kazadan dolayı bisikleti yarın getirecegimi söylemiştim ve adam anlayışla karşılamıştı.
 
     Aras beni evime kadar bıraktığında ona dönüp "Teşekkür ederim." dedim. O da gülümseyip "Dikkatli çık merdivenleri avukat hanım." dediğinde ise koluna vurup "Bana 'dikkatli ol' deme kotanı doldurdun. Eğer bir daha dersen seni kız whatsapp grubuna ekler tüm gün kafanı şişirim haberin olsun." sözüme kahkahayla gülüp "Aman almayayım sağol ve iyi aksamlar" dedi kaçar gibi yaparak. Ben de binaya gülümsemeyle girip bina kapısını kapattım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 23, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YALNIZ DEĞİLSİNWhere stories live. Discover now