Sonsuzluğun olmadığı bi evrende, sonu görünmeyen karanlık yollarda hücreme doğru ilerliyordum...
Ayık geçirip akyanusumda bağrıyordu...
Unutmak istediğim yıllarım silahtan çıkan kurşun hızını geçerek gözlerimde fersiz acıya mesuliyet veriyordu.
Yine akşam saatleri sokağın birinde kulağımda Kulaklık karanlığa yürüdüm kadını izleyerek. Her gün ki gibi topuklu ayakkabı ile kürlü motusuyla yürüyordu. Yada esaret bu sonsuz boşluklarda
- Unutmak yokmu bu sokaklarda yok dedi adam Unutmak yasaklarda.
- Nerdesin?
Kız güler derki unuttuğun yerdeyim...
Sorar kız masum bir edayla
- Nereye ?
Adam cevap verir
- Bana beni unutturan onu unuttuğumu sanmış gidiyorum.
Adam kızı takip etmeye başlar taki yerdeki içki şişesine çarpana
denk ama sonra hemen bir binanın arkasına geçip gizlenir.
Kız bağırarak kim var orada?! Oradaki çöp Konteyner'den bir kedi gelir ve kız yürümeye devam eder adam biraz durduktan sonra yürür ama kızı etrafında göremez adam biraz daha yürür ve çığlık sesleri duyar
- İmdatttt!!!!! diye sesler gelir .
Sonra adam bir bakar sokağın köşesinde kadının etrafında sarhoş adamlar tabi adamın yanında bıçak vardır. Oraya doğru gider ve adam bağırır sarhoş adamlara
- Hemen buradan gidin!!!
Tabi adamlar gitmedi.
Sonra adam yanındaki ışıkla korkutmaya çalıştı adamlar güldü ve üzerine yürüdü adam sinirlenip adamlardan birine sağladı ve bıçağı yere atıp kadını alıp kaçtılar daha sonra arabaya binip uzaklaştılar.
ZZZZZ...titreşim halinde sesler geliyor. kulaklarımda yankılanıyor. Gözümü açtım baktım meğersem hepsi bir rüyaymış.
