Ölüm Meleği 2.Bölüm

1.1K 64 12
                                    

 

 1978-Obiyon

Yaşlı kadın yere çökmüş korku dolu gözlerle gökyüzüne bakarak fısıldıyordu

-Kızı beliyor

-Kızı bekliyor,Edmon dedi korku dolu gözlerini gökyüzünden çevirip Edmon'a doğrultarak

-O kızı saplantı haline getirmiş bir durumda dedi dehşetle.

"Ve Ölüm meleği varken Obiyon prensesi malesefki bir hiç".

2014-Londra

Gözlerimi yavaşça açtım. etrafıma baktığımda yanımda kimsenin olmadığını fark ettim.Neler olmuştu böyle ? En son çantamda anahtarımı arıyordum ve gerisi hafızamda yok.Yattığım yerden hafifce doğruldum,her yanım ağrıyordu. tutulmuş gibiydim.Birden kapıdan annem içeri girdi.

-Günaydın Jamies dedi sıcak bir gülümsemeyle

Jamies:gü-günaydın dedim 

-Dün hangi ara kapıyı açıp içeri girdin duymamışım

Jamies:anahtarımı almıştım dedim yalancı bir gülümsemeyle

Bilmiyorum demek istedim anneme,nasıl girip odama çıkıp uyuduğumu inan ki bende bilmiyorum anne.

"""

Salonda oturmuş televizyon izliyordum fakat beni hiç rahat bırakırlar mı ? kapı çalmıştı. kesin Maria'dır.Kapıyı açtığımda kimseyi göremedim fakat yerde olan Siyah gülleri görmem imkansızdı.Yere eğilip gülleri elime aldım. içinde not olduğunu fark ettiğimde zarfından çıkarıp okumaya başladım.

Seni bekliyorum,yalnız ve sadece seni,

Karanlık dünyamı aydınlatman için,

Kış mevsimi gibi soğuk gönlümü ısıtman için,

Solan yüzüme can olman,renk katman için,

Seni bekliyorum, seni.

 Korku.

Şuan vücudumun hissttiği tek şey korku.

kimdi bu ?

Benden ne istiyordu ?

Bu iş canımı fazlasıyla sıkmaya başlamıştı.

Kapıyı yavaşça kapatıp içeri girdim. daha fazla kapıda dikilmenin gereği yoktu sonuçta elimde sadece bir adet siyah gül ve de not vardı.

" " "

Gözlerimi yavaşça açıp etrafıma bakındım. Simsiyah bir ormanın içerisindeydim normal ormanlar yeşil olurdu fakat burda ağaçların yaprakları bile simsiyahtı. Hafif bir sis vardı ortamda. Sanki burayı bir korku filmi çekmek için hazırlamışlar gibiydi.Yattığım yerden kalkıp yürümeye başladım,fakat üstümde normal gündelik kıyafetlerim yerine uzun kabarık bir balo elbisesi vardı.Bu durumu pekte aldırış etmeden yürümeye devam ettim ve arkamda yaprakların çıtırtısını ve ardından adım sesleri duydum hemen arkamı dönüp baktığımda kimse yoktu.

Korkuyordum.

Yanaklarımdan yaşlar süzüldü yavaşça.Fakat şuan bir bebek gibi ağlamamalıydım. hemen ellerimle gözyaşlarımı silip  koşmaya başladım.

"Kaçma" duyduğum sesle olduğum yerde donup kaldım.Ses ormanda yankılanmıştı.

"Jamies"Öyle güzel söylüyordu ki adımı, adımın hep onun ağzından çıkmasını istedim. 

Jamies:ki-kimsin dedim titrek bir sesle.

"Azrailin"

-Uyan Jamies uyan annemin sesini suyduğum an kurtarıcımı bulmuş gibi sıkıca sarıldım

Jamies:a-anne korkuyorum artık dedi ağlayarak.Evet güçsüzdüm fakat bu durumda nasıl güçlü olabilirdim ki ? yaşadıklarım normal bile değildi.

-Geçecek Jamies söz veriyorum geçecek 

Jamies:geçmeyecek anne birbirimizi kandırmayalım dedim titrek bir sesle

-Geçmesi için elimden geleni yapacağım tatlım dedi annem yavaşça benden ayrılarak

-Hadi uyu tatlım.Annemin sakinleştirici sesizyle huzur bulmuştum ve gözlerimi kapatıp dalmaya çalıştım.

" " "

Sabah erkenden kalkıp annemle evi temizlemiştik.Bugün babamın ortağı gelecekti ailesiyle birlikte.

-tatlım hadi hazırlan gelmeleri yakındır dedi annem bende onu kafamla onaylayıp odama çıktım.

Gardolabımı açıp içinden Beyaz elbisemi çıkardım.Byaz rengini aşırı severdim,Beyaz masumluktur benim için.

Hızla üzerime onu geçirip su dalgası olan saçlarımı tutan tokayı çıkarıp saçlarımın özgürlüklerine kavuşmasuna izin verdim.Makyaj yapmaktan ne kadar nefret etsemde gözlerime bir rimel sürüp kalem çekmeliydim.Bütün işlerimi bitirip hazır olduğumda aşşağı indim.

Jamies:oo bakıyorumda çok şık olmuşuz annecim dedim yanağına sulu bir öpücük bırakarak.

-Sizinde benden aşşağı kalır yanınız yok bakıyorumda dedi annem gülümseyerek.

Jamies:ee babam nerde

-onlar malesef katılamicaklar acil toplantıları çıkmış o yüzden sadece eşi ve çocuğu gelicekmiş.

İçimden durumun ne kadar saçma olduğunu düşündüm fakat yapacak birşey yoktu.

Zilin çaldığını duyup hızlıca yerimizden kalkktık annemle kapyı annem açtığında içeri kızıl saçlı, beyaz teni ve yeşil gözleriyle çok güzel bir kadın girdi.

-Merhaba dedi gülümseyerek arkasında ise oğlu olduğnu tahmin ettiğim çocuk içeri girdi.Çocuğun gözleri direk beni buldu ve baştan aşşağı süszdü ben ise Siyah gözleri tekrar gördüğümde donup kalmıştım,bu bardaki çocuktu.

Arkadaşlar bunu bir geçiş bölümü olarak kabul edin

Ölüm Meleği asıl şimdi başlıyor :)

 

ÖLÜM MELEĞİWhere stories live. Discover now