Kendi Hogwarts Hikayeni Yarat

Karmaşıklık...

Omzuna çarparak trene ilerlemeye çalışan öğrencilerde gezdirdi gözlerini bayan Masques.

Zaman incisinin onu tam olarak bu noktaya göndermesini tuhaf karşılamamıştı. Burası her şeyin başladığı noktaydı. İstasyon.

Kalabalıkta gördüğü yüz simalarını, büyükannesinden duyduğu hikayelerdeki karakterlere benzetmeye çalışıyordu. Bir yandan da elindeki siyah not defterine, başlangıcını not ediyordu.

Yine de hiç birini, hiç kimseye benzetemedi. Bu kalabalıkta onları tanıyabilmek imkansızdı.

Veronica'nın omzuna bir görevli dokundu ve ona trenin kalkmak üzere olduğunu, yerine geçmesi gerektiğini söyledi.

Afallayan kız trene ilerledi ve boş bir kompartıman bulup yerleşti. Peronun dokuz üç çeyrekten geçtiğini görmüştü.

Not almaya devam ederken, kömür gibi olan siyah saçlarını açtı. Büyükannesinin aksine saçı devamlı toplu olurdu -Yine de onun izinden gitmek içinmidir bilinmez, saçını bu sefer açık bırakmayı tercih etti.-. Üstelik saçlarının siyah olması da büyükannesine benzemediğini gösteriyordu.

Tren hareketlenmek üzereyken, yanına birisinin oturduğunu hissetti. Birisi değil, birçok kişinin.

"Selam, bulanık."

Sesin geldiği yöne çevirdi zümrüt yeşili gözlerini. Tedirginleştiğinde yeşillerinin kenarları grileşmeye başlıyordu. Kedi gibi çekik olan iri gözleri, onun en çok dikkat çeken özelliğiydi.

Gözlerini, beyaz rengine kaçan sarı renkli saçlara sahip çocuktan almadı ve cümlesini bekledi.

Gözlerini kısarak kızı inceleyen genç çocuğun sözlerine yanındaki arkadaşı devam etti. "Hemen burayı terk et. Yoksa sonuçları senin için iyi olmayabilir."

Bulanık...

Bu ne demekti ve bunlar da kimdi?

Bu, Potter'a başlarda kabalık eden Draco olabilir miydi? Ve onun 'sadık'arkadaşları?

Elindeki not defterini kapatıp kalkacağı esnada tren hareketlendi.

Onlara karışmak ve zamanda bir yırtık oluşturmak istemiyordu. Buraya hapsolmak istemiyordu. En önemlisi de gelecek ne kadar güzel olsa da, güzelliğine sebep veren o savaşı görmek istemiyordu. Voldemort... Hala korkulası birisiydi.

Hızla ilerleyecekken "Yerinizden ayrılmayanız!"diyerek kompartımanları dolaşan görevliyi farketti.

Başı belaya girsin istemiyordu.

Alt dudağını dişlemeye başladı. Zaten kırmızı olan dudağı daha da kızardı. Beyaz teninde belli olan ikinci şeydi belki de.

"Hey bulanık, yerine otur. İlk günden azarlanmak istemiyorsan tabi."dedi, isminin Draco olduğunu düşündüğü çocuk.

Kız yerine oturduktan sonra tekrar not defterini çıkardı ve sadece kendi anlayabileceği dilde durumunu özetledi.

"Elindeki nedir?"diye sordu siyah saçlı olan.

"Şey.. hiç."dedi ve not defterini hızla kapattı. Tedirginleşmişti.

Sırıttı ve "Hiç bir şey olsaydı lafı bu kadar gevelemezdin, ucube. Onu bana ver."dedi.

Veronica'nın kaşları kalkmıştı. Yutkundu. Büyükannesinin söylediğine göre defterine yazarken kullandığı dili, Hogwartsdaki bazı öğrenciler biliyordu. Ve bilenlerin çoğunluğu Slytherin'liydi.