[ILoveU]

169 28 4
                                    

[BTS-Let Go]

Hoseok elindeki ince şalı biraz kaldırıp gözlerinin önüne tuttu. Yutkunup yavaşça burnuna getirdiğinde o kokuyu hissetti.

Tatlı çikolata kokusu.

Aylar olmuşken hala bunun var olması garip değil miydi?

Burnundan çekip hafifçe güldü.

Gözlerini denizin karanlık sularında gezdirirken, gecenin bu saatlerinde kimsenin olmaması onun için büyük şanstı.

"Kim Taehyung." diye mırıldandı geceye doğru. "Seni unuttum ben değil mi? Ama herkes bunu gözüme sokmaktan geri durmuyor."

Yaklaşıp bir banka oturdu ve şalı biraz daha kokladı.

"Senin yüzünden çok acı çektim."

Koyu sessizliğin içindeki sesi, duyan herkesi etkileyecek derinlikteydi. Siyah saçları rüzgarın karşısında bir o yana, bir bu yana salınıyor; genç adamı daha da güzel gösteriyordu.

"Neden hala etkin üzerimde?" Şalı iki elinin arasında özenli bir şekilde katladı. "Ben, rahatlamak için seni bıraktım Taehyung. İkimiz de nefes alalım diye." Histerik bir şekilde güldüğünde, yoldan geçen biri onu görmüştü. "Ancak şimdi her şey daha da beter. Ama ne yapabilirim?" Gözlerinden kayan bir damla yaş eline düştü. Diğer eliyle üzerini silerken burnunu çekip devam etti.

Onu gören kişi iyice meraklanıp, birkaç adım daha yaklaşmıştı.

"Ben ne yapabilirim, Taehyung? Şimdi gelsem ve sana bağlı olduğumu söylesem beni kabul eder misin? Aylardır unutmaya çalıştığım, üstünü örtmeye çalıştığım anıların tekrar gün yüzüne çıktığını; seni sevdiğimi söylesem.." Şalı yavaşça bankın diğer tarafına bıraktı. "Sana şaka yaptığımı düşünür ve bana güvenmezsin, değil mi? Elbette. Çünkü ben bir aptalım."

Ayağa kalktı ve denizin tam kenarından yürümeye başladı Hoseok.

Onu gören ve duyan genç adam Hoseok'un kalktığı banka doğru yaklaştı.

Üzerindeki şalı tek eliyle alırken dudaklarını yaladı ve gittikçe uzaklaşan Hoseok'un sarhoş gibi gözüken çaresiz adımlarına baktı.

Kalbinde bir şeylerin hareketlendiğini hissetti.

Git ve onu durdursana.

Ancak gencin yapabildiği tek şey o banka oturmak ve Hoseok'un ardından bakmak oldu.

Bu şalın kendisine ait olduğunu biliyordu, tüm bağırışmaların boşa olduğunu da.

"Aptal değilsin, Hoseok." diye mırıldandı. "Yemin ederim ben aptalım. Göremedim. Acını, göremedim." Akan gözyaşlarını şalın bir parçasıyla sildi. Ağlarken omuzları sarsılıyordu. "Ve biliyor musun? Seni seviyorum deyip gelsen, yine seni kabul ederim. Ama bunu yapmayacaksın, değil mi?"

Başını gökyüzüne kaldırıp yutkundu Taehyung.

"Seni seviyorum, Jung Hoseok."

《◆》

[L I E]-taeseokWhere stories live. Discover now