Bölüm 10

99 17 3
                                    



Trian da hazır olan halk Tendor'u görünce yola hemen çıkmak istedi. Ancak Tendor'un işi vardı. Daha muhafızlara Tria ve Alinda'yı bıraktıkları için atılacak fırçayı planlıyordu. Ayrıca soluklanmalıydı. Yuvasından ayrılırken bu mağara şehrin duvarları ile vedalaşmalıydı. Belki o zamana kızlar da dönerdi. Bu geceyi burada geçirip sabah yola çıkmaya karar verdi. Komutana bir oda hazırlattı. O da Grifit Anneye uğrayıp sonra dinlenecekti.

Grifit Anne toplanmakta bir hayli zorlanmıştı. Kitaplar, haritalar, iksirler, malzemeler onu bir hayli zorlamıştı. İçinden gittikleri Megafun Krallığında da büyük bir odası olmasını diledi. Yoksa kesinlikle çalışamazdı. Kapının çalınma sesi ile irkildi. Tendor'un geldiğini anlamıştı. Çünkü akşam mağaradan girdiklerinde haber çabuk yayılmıştı. Kızlar için kendisine uğrayacağını mutlaka tahmin ediyordu. Kapıyı açmak için tokmağa uzandı. Ama kapının camından gördüğü kadarı ile bu çok daha iri bir adamdı. Tereddüt etti ve seslendi.

- Kimsiniz?

- Grifit Anne ben Layris. Kapıyı açar mısın?

- Hayırdır Komutan Layris bir şey mi oldu ? Derken kapıyı da bir yandan açıyordu.

Komutan Layris aceleyle içeri süzüldü. Grifit Anne bir an şaşırdı bu cüssesine oranla kapıdan geçişindeki estetiğe. Komutan Layris hemen lafa girdi.

- Grifit Anne. Kızlar Kahin'i buldular. Ancak şu an Orman Bekçileri dağın etrafını sardı. Kahin durumun farkında benimle iletişime geçti. Kızlara hissettirmemeye çalışıyor.Tek başına kızları buraya kadar getirebilir ama bu çok tehlikeli biliyorsun. Kızları Gökaltı yolu ile buraya getirmeliyiz.

- Ne diyorsun Komutan Layris? Gökaltı yolu için en az 12 karantu gücü gerek. Mümkün değil 12 karantuyu bulmamız. Hadi bulduk onlar bizden nefret eder. Ezeli düşmanımız onlar bizim. Şu an Vonterlar ile anlaşmışlardır bile...

-Kahin senin sandığından da güçlü. Ben de fena sayılmam. Sen de katılırsan bu işi çözebiliriz belki.

Grifit anne düşündü ve beni biraz bekle diyerek kapıdan çıktı. Döndüğünde yanında daha önce hiç görmediği bir kadın vardı. Kadının üstünde şapkalı bir pelerin, omzunda da bir baykuş ile içeri girmişti. O da ne olduğunu anlamamıştı.

- İçimizdeki tek yarı Karantu İris. O Kahin'in ablası.. Kahin ile güçlü bir bağları olacağını düşünüyorum. Birbirlerini hissettiklerini biliyorum ama hiç karşılıklı gelmediler. Onu Kahin yanımızdan ayrıldıktan sonra tesadüfen bulduk. Ölümü gerçekleşmeden kıyamet oluştuğundan yarı insan yarı Karantu olmuş. O cehenneme gittiğini ve yarı yoldan geri çekildiğini görmüş. Sonrasında biz onu bulunca o da bizimle yaşamak istedi. Tria ile de iyi arkadaşlar. Haydi İris geç otur şuraya kızım ... Dedi Grifit Anne.

Diğerleri de sandalyelerini İris'in yanına çekerek el ele tutuştular. Tendor gelmeden kızları ve Kahin'i buraya getirmeliyiz diye düşündü Grifit Anne... İris büyülü sözler söyledikçe Layris'in gözleri daha da parlıyor, içi enerji ile doluyordu. Grifit Anne uyur gibiydi. İris'in gözleri kapalı olmasına rağmen teni kırmızı neon gibi yanıyordu. El ele oluşturdukları çember o kırmızı ışık ile yanmaya ve bir halka oluşturmaya başladı. Halkanın rengi, İris'in sesi yükseldikçe maviye dönüyordu. Layris'in içindeki enerji dayanılmaz bir hale gelmişti. Sanki bir patlama olacak ve o parçalara ayrılacaktı. O anda mavi çember içinde 3 siluet göründü. Görüntüler netleşmeden salınıyordu. Güç yetmiyordu. O sırada kapı çalındı. Açılmayınca sertçe kapıyı omuzlayan kişi Başkan Tendor'dan başkası değildi.

Tendor durumu anlayınca düşünmeden halkada kendisi için açılan yere geçti. O an görüntüler netleşti. Alinda, Tria ve Kahin halkanın içinde beliriverdi.

- "O da ne ? O Kahin'in boynundaki Alinda'nın elleri mi ?" dedi Grifit Anne. İris de onaylar ama şaşkın bakışlar ile eşlik etti. Komutan Layris gülümsüyordu. Hem ışığına kavuşmuş, hem de endişeden kurtulmuştu.

Tendor uzattığı eliyle yakaladığı kolu çekiştirerek "önce senden başlayacağız Prenses Alinda!" dedi. Tria Layris'in buz mavisi gözlerinde asılıydı oysaki. Babası Alinda dan önce Tria'yı görseydi kızılcık sopasında birinciliği kimseye kaptırmazdı, emindi...

Kızlar Tendor'un peşine takılıp ilerlerken, ortada kalan Kahin'in gözleri İris de kilitliydi...

İris kendisine dikilen bakışlarda, büyük bir öfke gördü. Grifit anne de aynı bakışları sezmişti. Hemen Kahin'e;

- "Çocuğum hoşgeldin çok özlettin kendini" dedi. Grifit anneye dönen bakışları yumuşadı Kahin'in. Biraz mahçubiyet, biraz özlem karışık bir gülümsemeyle elini uzattı Grifit Anne'ye. Elini tuttuğunda bacakları titredi Grifit Anne'nin. Bir adım attı Kahine, güçsüzce. Kollarına aldı onu Kahin. Yılların özlemi vardı. Ağlamakla gülmek arası garip bir duygu yaşıyordu manevi annesi. Aslında Kahin onu çok özlemişti. En çok onsuzluk yakmıştı yüreğini. Ama mecburdu. Hiçbir sevdiğini bu gün gelene kadar göğsüne basamamaya mecburdu...

Akşamdan birlikte koltuğa oturmuş ve öylece uykuya dalmış iki bedenden biri olan Kahin gözlerini açtığında gün yeni ağarıyordu. Usulca kalktı Grifit Annenin yanından. Ne güzel bir geceydi. Anne kokusunu duymayalı ne kadar uzun bir süre olmuştu. Senelerdir özlediği bu mağara şehre baktı camdan. Yavaş yavaş uyanan ve eşyalarını oyuk kapıların önlerine çıkartan insanları seyretti. Grifit Anne'yi uyandırmak için hareketlendiğinde göz kapaklarını açtı Grifit Anne.

- "Oğlumm" dedi yürekten...

- Anne yorgunsan biraz daha uyu. En erken 2 saate çıkarız tahminimce. Herkesin mağara girişinde toplanması en az o kadar sürer.

- Yok oğlum hazırım ben zaten, seninle vakit geçirmeyi özledim. Gel otur yanıma. Kahvaltı edelim öyle çıkarız. dedi Grifit anne..

Yanına doğru yürüdüğü annesine sokuldu Kahin. Ufacık bir büyü ile annesini taradı. Ona yapılan bir kötülük varsa hissetmek için. O an gözü masada duran suya takıldı. Annesi neden bu kadar yorgundu ki ? Aklı ve kalbi sıkıştı o an. Hissetmişti. Onu yavaş yavaş öldürmeye çalışan kişiyi, emeline ulaşmadan hissetmişti. Neyse ki çok geç değildi...


Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt