Bölüm|3

709 17 8
                                    

"E, hadi o zaman. Yemeğe geçelim."

Babamın talimatıyla Savaş, Onur Bey ve Yaren  Hanım ayaklandılar. Yemek odasına geçerken en arkadan yürümeye dikkat ediyordum. O sırada Savaşın duraksadığını fark ettim. Önden giderken durmuştu. Aile büyükleri yemek odasına girerken o beni bekliyordu. Bu benim de yavaşlamama sebep olmuştu.

"Gözlerimi kamaştırıyorsun yine Akel.."

Bakışlarımı ondan kaçırıp hızlanan kalp atışlarımı dindirmeye çalıştım. Sessizce yutkunup ellerimi birbirine kenetledim ve yüzümü ona doğrulttum. Yüzündeki gülümsemenin sebebi neydi bilmiyorum ama o gülümseme, mutluluktan değildi. Dalga geçmenin verdiği zevkti.

Birşey demedim. Aklıma Beyza gelmişti.. Bu iltifatları etmesi gereken kişi ben değildim.
Yanından geçip gidecekken kolumu yakaladı.

"Ama Akel,.. Dün geceden sonra beni görmezden gelemezsin sen.." kulaklarımı dolduran fısıltısı yerimde gerileme sebep oldu. Usulca ona dönerken, gözlerine bakmaya cesaret edemediğim fark ettim. O gözlerinde kaybolduğum adamın şimdi gözlerine bakacak cesaretim yoktu. O serseri kalbime iyi bakıyordu. Ama onun kalbi benim değildi. O adam bana ait değildi. Ben sadece onun gözlerinde kaybolacak, sigara dumanına karışıp yok olacaktım. Aldığı derin nefesi üflediğinde sonum gelmiş olacaktı.

Parmakları kolumdan yukarısına usul usul tırmanırken rahatsızca kıpırdandım. Kolumu kendime doğru çekmeye çalıştığımda izin vermedi ve kolumdaki elini sertleştirip beni kendine daha çok çekti. Neredeyse göğsüne yapışmıştım ve parfüm kokusu burnuma oldukça nüfus etmişti. O kokuyu ezberlemiştim.

"Seninle gün sonunda konuşacağız. Şimdi yemek yiyelim güzelim.."

Birşey diyemedim yine. Boğazımı temizleyip kolumu kurtardım ellerinden. Gözlerine bakma isteğim bedenimi ele geçirmişken karşı koyamadım. Kayıtsız kalamadım bu isteğe. Kendimi mahrum bırakmak istemedim.

Fakat onun gözleri duygu barındırmıyordu. Şeytani parıltılar vardı sanki içinde. Sevgi yoktu, nefret yoktu, sinir yoktu, aşk, heyecan... Hiçbirşey yoktu simsiyah gözlerinde.

Karnımda meydana çıkan o karıncalanma, kendime gelmeme sebep oldu ve yemek odasına attım kendimi. Herkes birden bana odaklanmıştı. Aile büyükleri oldukları için yemeklerini yemeye başlamışlardı bile. O sırada annemin bana olan imalı bakışlarını fark ettim. Ah hayır!

"Ahzal, Akel gerçekten çok güzelleşmiş.. Duyduğuma göre üniversite öğrencisiymişsin ve mühendislik okuyormuşsun." Onur Bey'in iltifatına karşın küçük bir tebessüm yolladım ve masada annemin yanına kuruldum.

"Evet Onur Bey. Mühendislik okuyorum. 3. Sınıfım."

Memnun olmuş bir şekilde gülümserken içeri Savaş girdi. Onu orada bıraktıktan sonra biyere uğramış olmalı. Ya da sonradan gelip tüm şüpheleri üzerimden çekmeye çalışmıştı.

"Demek 3. Sınıfsın." deyip karşımdaki yerine yerleşen Savaşa bakmadım.

"Peki Savaş sen ne alemdesin? Bizim şirkette çalışacak mısın?"

Babamın sorusuyla bakışlarım istemsizce Savaşı bulmuştu. O da bana bakarak olumlu anlamda başını salladı. Özellikle annemin ve diğerlerinin dikkatini çekmemek adına yemeğime yöneldim.

"Evet Ahzal Amca. Sizinle birlikte çalışacağım. Yeni mühendis olmuş bir adamla çalışmaktan memnun olursunuz umarım."

Yediğim yemek boğazıma kaçınca öksürük krizine girmiştim. Ne demek mühendis? Peki ben neden bunu bilmiyorum? Beyzanın bildiğinden de şüpheliyim açıkçası.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyaha Soyun+18'  #wattsy2019 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin