twelve

635 75 32
                                    

"Bu da anahtar. İyi yolculuklar dilerim."

Namjoon, Jin'i son kez öptükten sonra, ayağa kalktı.

"Amerikadan geldiğimizde ilk yapacağım şey; seninle evlenmek olacak."

Jin gülüp arkadaki, koltukta oturan çocuğa baktı. "Uzun süre bekâr kalacağım desene sen şu işe."

Uzun boylu gözlerini kıstı. "Cidden Amerika'ya gelmek istemediğine emin misin?"

Jin, kollarını Namjoon'un boynuna dolarken dudaklarına doğru yaklaştı. "Tabii ki de eminim."

İkili sırıtıp, yüzlerini birbirine yaklaştırdıkları anda; Jimin'in sesi duyuldu.

"E ben gideyim, siz seviştikten sonra geri gelirim."

Namjoon, anın bölünmesiyle sessiz  bir küfür etti. "Dondan çıkar gibi niye, ortaya çıkıyorsun? "

"BEN SABAHTAN BERİ BURDAYIM BE! ADAMI UMURSAMIYOSUNUZ Kİ! ÜSTELİK GÖZÜMÜN ÖNÜNDE SEVİŞCEKSİNİZ DİYE NE KADAR KORKTUM HABERİN VAR MI?!"

Jimin, oturduğu koltuktan hızlıca kalkıp, yanında duran bavulunu aldı. "Hadi, gidelim artık. Uçağa geç kalacağız"

Jin, gözlerini kıstı."Sayende benim uçağımda havada kaldı."

Jimin anlamamışcasına bakarken araya Namjoon girdi."Öhöm öhöm, şuan sağ elinle idare etmen gerek, sevgilim. Bizim gitmemiz gerek."

Geniş omuzlu olan, çocuğun kulağına eğilip fısıldadı."Geri döndüğünde üstte ben olacağım Namjoon. Bunu cidden hakettin."

"Ya hadi artık. Geç kalıyoruz diyorum."

Namjoon korkulu gözlerle sevgilisine bakarken konuştu. "Ge-geliyorum."

--------

"Kaç saat kaldı ya."

Namjoon, kolundaki saatine baktı. "5 dakika sonra uçak kalkacak işte."

"Off, ben çok sıkıldım ama."

"Çok konuşuyorsun, Jimin."

Küçük çocuk öfleye pöfleye koltuklardan birine oturdu. İnsanların üstünde göz gezdirmek için kafasını kaldırdığında, gördüğü kişiyle buz kesildi.

"T-Taehyung?"

"Ne?"

Jimin, kafasını hyung'una çevirdi."Taehyung burda hyung, bana bakıyordu."

"Nerde o şerefsiz? Göster çabuk."

Jimin kafasını tekrardan koltuklara çevirdiğinde, kimseyi göremedi. 'Belki de yanlış gördüm? Evet, evet. Kesinlikle yanlış gördüm.'

"Hyung, sanırım yanlış gördüm."

Namjoon, derin bir nefes verdi. "Öyle olsun bakalım. Hadi uçağa yerleşelim. Kalkacak birazdan."

Jimin,kafasını sallayıp hyung'unu takip etmeye başladı. Uçağa girdiklerinde yüzünde bir gülümseme oluştu. Kurtuluyordu artık.

"Otur artık, Jimin."

Kafasını, çoktan pencere kenarına oturmuş, kendisini bekleyen Namjoon'a çevirdim. "Tamam be."

Koltuğa oturduğunda, hemen telefonunu eline aldı. Tam oyununu oynayacakken mesaj geldi.

x : amerika mı?
ne kadarda klişe bir yer

Jimin, kaşlarını kaldırdı.

neye göre ya da ne için klişe?

x : yakışıklı olmak için gittin ya hani,
ondan

ne saçmalıyorsun taehyung?
sadece kafa dinlemek için gidiyoruz

üstelik amerikaya gittiğimi nerden biliyorsun?

x : amerikaya gittiğinizi*

nerden biliyorsun dedim?

x : tüh ya
o kadar göz göze geldik
nasıl unutursun hemen

biliyordum
orda olduğunu biliyordum

x : he aynen aynen

x : neyse,
ne zaman, kitaplardaki gibi başka ülkeye gidip, orda güzelleştikten sonra geri dönüp, benden intikam alacaksın? :d

sana böyle bir amacımın olmadığını söyledim

x : ve ben de inanmış gibi yaptım
mükemmel
neyse
iyi uçuşlar :*

Jimin, sondaki emojiyi boş vererek gözlerini kapadı. Uyumak iyi gelecekti.

uglyWhere stories live. Discover now