3

959 79 83
                                    

Peter, felsefe dersinden çıkmış, az önce olanların şokundaydı. Neden sürekli kısık sesle konuşup her seferinde Peter'a yaslanmıştı. Peter düşünceleriyle koridorda koşar adım yürürken çarptığı koca cüsse ile 2 adım geri gitti. Kafasını kaldırdığı an gördüğü sarı saçlarla nefesi kesilmişti. Aslında boğazını sıkıp onu havaya kaldırmış bir çift elde nefesini kesmiş olabilirdi. Peter bi anda çırpınmaya başladı ama nafile. O eller o kadar sıkıydı ki nefes alamadığı için gözleri kararmaya başlamıştı. Aslında örümcek adam olarak bu işi çözseydi şuan çoktan Flash'in ağzı ve burnu yer değiştirmiş olabilirdi. Ama bunu yapması kimliğini gizli tutmasını zorlaştırırdı. Gözleri iyice kararmaya başlarken boynunu bırakan ellerle akciğerleri parçalanana kadar nefes almaya çalıştı. Ama çok geçti. Peter çoktan bayılmış ve Wade Flash'in kolunu çoktan kırmıştı.

×××××××××××××××

Peter gözlerini hafifçe araladı ve yoğun içki kokusu boğazını yakarken zaten hasar almış boğaz çevresi tekrar acımıştı. Kendi evinde olmadığını ancak bir süre sonra idrak edebilmişti. Elini istemsizce boğazına götürdü ve hafifçe yokladı. Ayağa kalktı ve banyo olarak düşündüğü yere girdi. Aynanın önünde durdu ve boynundaki morluklara baktı. Yer yer kızarık bazen de koyu bir mor rengi hakimdi. üstündeki kıyafetlere gözü kaydı ve kendi kıyafetleri olmadığını fark etti. Tuvaletten çıktı ve aşağı kata yavaş adımlarla ilerledi. Belki de kaçırılmıştı? Aşağıdaki koltukta omuzları geniş biri oturuyordu.  Dışarıya açılan kapı Peter'a çok yakındı. Belki de gerçekten kaçırılmıştı ve kaçması gerekirdi. Peter yavaş adımlarla merdivenlerden inerken geniş omuzlu adamın sesi tüm evi doldurmuştu.

"Hey uyanmışsın!"

Peter ona dönmedi ama sesin çok tanıdık olduğunu fark ettiğinde korkusunu yendi ve ona omzunun yukarısından bir bakış attı.
'Wade' dedi içinden. Bu Wade'di yeni gelen o harika muazzam çocuktu.

"Ş-şey evet eeee benim eve gitmem g-gerek."

Kapıya doğru yöneldi ve ayakları soğuk zemine temas edince aklına kıyafetleri ve ayakkabıları geldi.

"Kıyafetlerim ve ayakkabılarım nerde Wade?"

"İsmimi unutmamışsın"

Peter onun gözlerinde acayip bir parıltı geçtiğine yemin edebilirdi.

"Bekle hemen getiriyorum."

Peter Wade'i beklerken etrafta gözlerini gezdirdi çoğunlukla kırmızı ve koyu renklerle döşenmişti. Bir kaç açık renkli ksesuarlardan başka pek iç açıcı olduğu söylenemezdi. Üst kat yani uyandığı oda çok renkli ve pastel renkler içeriyordu. Sanki iki kişilik gibi düşünmüştüm Peter. Omzuna değen elle hafifçe irkildi ve Wade'e baktı. Çok keskin yüz hatları ve yeni çıkmaya yüz tutmuş sakalları vardı. Saçları kumral ve gözleri elaydı. Hafif dağılmış saçları onu harika gösteriyordu. Peter bu düşüncelerden çıkıp Wade'in elindeki kiyafet ve ayakkabılarını aldı. Kapıyı açıcakken

"Peter, sanırım biraz dinlenmek isteyebilirsin çünkü baya bir hırpalandın."

"Halamın haberi yok ve merak edebilir yinede teklifin için teşekkür ederim"

"Eğer halanı kalp May kalp diye kaydettiysen az önce aradı ve şuan bir arkadaşında olduğunu, bayıldığın için seni buraya getirmem gerektiğini söyledim."
Hafifçe gülümsedi."Yani burada dinlenebilirsin."

O kadar tatlı ki diye düşündü Peter. Onunla tabiki kalmak isterdi ama onu tanımıyordu ve güvenemezdi bile.

"Aslında yapılıcak ödevlerim var ve May halamın beni merak ediceğine eminim"

Ayakkabılarımı giydim ve kapıyı açtım.

"Kıyafetleri yarın getiririm ve teklifin için tekrar teşekkür ederim."

Peter hafifçe güldü  ve kapıyı kapattı. Tam cadde nerde diyecekken dağın başında olduğunu ve buradan tüm şehrin göründüğünü fark etti. İçinden harika bir küfür savururken 2 katlı zannettiği villanın 3. Katından Wade'in kıkırdadığını fark etti.

"Şey sanırım buradan otobus geçmiyor."

××××××××××

Peter odasına girdi ve kapıyı kapattı. Kendini yatağa attı ve az önce olanları düşündü. Wade onu harika son model arabası ile evine kadar bırakmıştı. Ve neredeyse 1 saat süren yol boyunca kimse konuşmamıştı. Peter utandığı için Wade'in ısrarlarına rağmen öne değilde arkaya oturmuştu. Arada bir Peter ona bakmak için dikiz aynasından ona bakıyor ve her seferinde göz göze geliyorlardı. Peter çıkarken teşekkür etmiş ve uğurlama konuşmasından sonra birbirlerine el sallayıp içeri girmişti. Peter ne ara bu kadar samimi olduklarını düşünürken bir yandan da eğer samimi olmasalar ne olurdu diye düşüyüyordu. Aslında hiçbir şey olmazdı. Değil mi??

Peter bir kaç saat sonra yataktan çıktı ve saate baktı. 20:10. okulda zaten 1 2 saat durmuştu ve baya bi o harika muhteşem kokan yatakta uyumuştu. Kesinlikle çamaşır suyundan dolayı o kadar güzel kokuyordu çünkü başka açıklaması olamazdı. Hala oyun için vakit var diye düşünerek kostümünü eline aldı ve bir çırpıda giydikten sonra binanın çatısına çıkmıştı. May halasını aradı ve eve geldiğini fakat onu göremediğini söyledi. May ise sabaha doğru geleceğini ve erkenden ona uyumsını söylemişti. Peter ağlarını başka bi binaya atarken telefonu kapattı ve karnının deli gibi aç olduğunu fark ederek bir yerden sandiviç aldı. Bir teyzeye yolu göstermiş, bisiklet çalan kişiyi önlemiş,ve bi adamın isteği üzerine geri takla atmıştı. Günün sonuna doğru bir binanın üstüne çıkıp orada sandiviçini yerken arkadan gelen adım sesleri ile hafifçe irkildi ve arkasını dönerken maskesinin ağız kısmını aşağıya indirdi.

"Naber? Örümcek."

Siyah kırmızı kostümü, beyaz gözleri,iki yanında duran katanaları ile ona doğru yaklaşıyordu. Beyaz gözler? O kadar tanıdık gelmişti ki.

"Örümcek adam. Adım örümcek adam bayım"

"Deadpool"

Elini uzattı ve Peter'ın yanına oturdu. Tokalaştıktan sonra oda yanındaki poşetten bir tako çıkardı ve yemeye başladı.

"Halan biliyor mu Peter?"

Peter son lokmasını tam yutucaktı ki gelen soru ile boğazına takıldı ve öksürmeye başladı.

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum deadpool. Şimdi izninle gitmem gerek."

Peter ağ fırlatmaya hazırlanırken daha fazla inkar edemeyeceğini anladı.

"Hadi ama Peter. Seni gece yarısı ben izloyordum ve beni gördüğüne eminim. Üstelik ben deadpoolum beni kandıramazsın bebeğimm."

Peter ona doğru yaklaştı ve iç çekip maskesini çıkardı. Ne yaptığını kendi bile bilmiyordu ama şuan çokta umrunda değildi. Nasıl olsa Peter ın kim olduğunu biliyordu.

"Eğer bana bir şey yapıcaksan şimdi yapabilirsin. Durma!!"

Wade ondan kısa boylu çocuğa doğru eğildi ve kulağına fısıldadı.

"Merak etme örümceğim. Sana öyle bir şey yapacağımki aklını oynatacaksın. Şimdilik sadece bu olsun"dedi ve Peter ın dudağına kendi maskesi varken dudaklarını bastırdı. Peter daha ne olduğunu anlamadan Wade oradan çoktan uzaklaşmıştı. Peter kendine geldiğinde maskesini takarak eve doğru ağ atmaya başlamıştı. Gerçekten onun Peter olduğunu nereden biliyordu. Peki ya ima ettiği şeyde ne demek istemişti??

Peter eve geldiğinde saat 02:00 dı. Kostümünü değiştirdi ve bir duş aldıktan sonra kendini yatağa attı. Bugün olanları düşünürken uykuya daldı.

Ve kendini izleyen beyaz gözlerden habersiz...

Spideypool ||auWhere stories live. Discover now