Bölüm 14- FİNAL

932 30 19
                                    

Evet final bölümümüzle karşısınızdayım :) umarım hikayemi okurken keyif almışsınızdır. Yorumlayan, oy veren ya da sadece okuyup geçen herkese çok teşekkür ederim :)

diğer hikayelerimi de okuyunn ve yeni gelecek olanları bekleyinn :)

veee en sevdiğim şarkıyı son bölüm için sizlerle paylaşıyorumm :)

Kurt aklındaki düşüncelerle ve suratındaki aptal sırıtışla koridorda yürüyordu. Blaine’i düşünüyordu. Dün okul çıkışından beri resmen sevgililerdi. Sevgililerdi. Kurt onun erkek arkadaşıydı ve Blaine’nde Kurt’ün erkek arkadaşıydı. Sanırım bu ciddi bir şeydi. Ah kesinlikle ciddi bir şeydi. Kurt korkup korkmaması gerektiğini bilmiyordu. Dün okul çıkışından sonra bir yerlere gitmişler ve birkaç saat boyunca konuşmuşlardı. Henüz kimseye sevgili olduklarını söylememişlerdi. Kurt biraz da bu yüzünden endişeliydi. Çünkü herkes öğrendiği anda, özellikle Finn öğrendiği anda babası da öğrenecekti. Babasından çekinmiyordu ama yine de farklı hissediyordu. Birine çarptı.

“Yavaş Kurt. Yoksa sende mi aşıksın?” çarptığı kişi Bay Shuester’dı. Söylediği şeyi şaka olarak söylemişti. Ama anlaşılan Kurt bunu ciddiye almıştı.

“Evet…hayır…neden ki?... yani şimdi durup dururken aşık neden olayım ki?” Will hafifçe sırıttı.

“Aşk zaten durup dururken olur. Önceden haber vermez” Kurt ona kaşlarını çattı hafifçe ve sonra ağzında bir şeyler gevelemeye başladı.

“Aşk yok. Sadece… gitmeliyim” cevap beklemeden hemen öğretmenine gülümseyip yanından uzaklaştı. Arada arkasına baktı ama yine birine çarptı. Tam küfür ederek önüne dönecekti ki çarptığı kişinin Blaine olduğunu gördü. “Hey” dedi Blaine gülümseyerek. Kurt iç çekerek ona baktı.

“Bugün herkese çarpacağım anlaşılan” diye gözlerini açtı hafifçe ve Blaine’e gülümsedi. Blaine ona aynı parlak gülümsemeyle karşılık verince Kurt ‘günaydın’ını fazlasıyla almış oldu. Şu sıralar Blaine’in gülümsemesi en güzel şeydi. Tabi Blaine’in gözleri, sesi, ne kadar sevimli ve yakışıklı olmasından sonra. Ya da önce buna emin değildi. Ona bakınca tüm seslerin kesildiğini fark etti Kurt. Sanki kimse yokmuş. Bak mesela bunu hayatı boyunca ilk kez yaşıyordu. Yoksa duyma problemimi başlıyordu? Yok canım herkes Kurt’ün çok keskin kulaklara sahip olduğunu söyler. Mutlaka başka bir şeydir.

“Kurt, iyi misin?” sesler geri geldi ve Blaine ona endişeli bir şekilde baktı. “cevap vermedin?”

“Ha? Şey tabi,” birkaç saniye durdu “ne sormuştun?” Blaine ona gülümsedi.

“Ders zili çaldı demiştim. Gidelim mi? Dersimiz ortak” Kurt sadece başını salladı. Çünkü konuşursa yeniden saçmalayacağını biliyordu. İyi de Kurt bu kadar sık saçmalamazdı. Bak bu bir sorun işte.

*

Blaine ve Kurt’ün dersleri ortaktı evet ama başka insanlarla da ortaktı. Mesela Santana, Rachel, Sam gibilerle. İkisinin yan yana içeri girdiğini gördüklerinde Rachel okuduğu kâğıttan başını kaldırdı, Santana çiğnediği sakız balon şekilde kaldı, Sam ise şapşal şapşal bakındı. Kurt hafifçe kaşlarını kaldırdı ve geçip orta sıralardaki yerine oturdu. Bir anlık tereddütten sonra Blaine artık resmen erkek arkadaşı olan Kurt’ün yanına oturdu ve kendilerine bakan üçlüyü umursamadan çantalarından defterlerini çıkardılar. Kurt bakışlarını kendilerine bakan üç arkadaşına çevirdi.

“Bence önünüze dönün. Boynunun tutulacak” diye bastırarak konuştu. Blaine ona sırıtırken başını çevirip ona bakmamaya çalıştı.

Can't Take My Eyes Off YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin