2.4

713 66 0
                                    

Hyuna kafasını kaldırıp etrafa baktı. İçinde hâlâ bir umut vardı, nasıldı bilmiyordu ama yanına gelecekmiş gibi hissediyordu. Saçma, dedi iç sesi. Bir kere karşısına çıktıktan sonra yaptığı mal mal davranışlardan dolayı kaybediyordu. Yüzünde küçük bir gülümse oluştu, onu ilk gördüğü anı hatırlamıştı. Sevgilisinden yeni ayrılmıştı, çıkış yapacağı grup dağılmış ve solo devam etmesi gerektiği söylenmişti. Her şey üst üste geliyordu, boğuluyordu. Bir de psikolojik sorunlar yaşamaya başlamıştı o zamanlar, sık sık gördüğü kabuslar, panik atak krizleri ve daha nicesi.

Bu kadar olumsuzluğun içine güneş misali doğmuştu E'dawn. Han Nehrinin yanında umutsuzluğun boğduğu bedenini suyun içine atacakken duymuştu onun sesini. Elinde bir gitar ile yanındaki çocuk ile hiç duymadığı ezgileri fısıldamaya başlamışlardı. Gün boyu onu dinlemiştim, saatlerce uzaktan onu izlemişti. Taki eşyalarını toplayıp gidecekleri zamana kadar, o an hatırlamıştı. Ölmek için geldiği bu yere yaşamak için bir neden bulup gidiyordu.

Birkaç ay sonra ise bir barda onunla birlikte şarkı söyleyen çocuk ile karşılaşmış ve yakınlaşmıştı. Bunların hepsi o çocuğa ulaşabilmek içindi, birgün bara gittiğinde ikisini kavga ederken görmüş ve 'Dawn orayı terk ettikten sonra Hui ile bu konuyu konuşmuştu. Hui, onun bir şirkette girdiğini ve daha birçok şeyi anlattığında HyunA'nın gözlerinde şeytani parıltılar vardı. Aynı gökyüzüne bakmak yeterken, o zamanlar aynı şirkette olacaklarını öğrenmek... Elbette, rüyalarını süsleyen her şey gerçekleşmişti. Ertesi sabah antlaşmaya bir madde daha eklemişti.

Hyojong dışında kimse onun bestekarı olmayacaktı ve Hyojong onun dışında kimse ile uzun süreli bir çalışmaya başlamayacaktı.

Şirket bunu ilk zamanlar onaylamasa da işin ciddiyetini kavrayınca susmuşlardı. Her şey kusursuz ilerlemişti, hatta Hyojong'ta ona vurulmuştu. Ama hesaba katmadığı bir sorun oluşmuştu, idol olduğu için ilişki yasağı vardı. Şimdi gelip sarılsa her şeyini verirdi. Hatta hayali olan idol olmayı bile bırakırdı.

Hyojong HyunA'nın bu planlarını bilmiyordu ve o da aşık olmuştu. İlk yazdığı şarkı sözlerinin o acemiliğine rağmen çok güzel olduğunu söylemiş ve çıkış şarkısı olarak seçmişti. Her zaman yanında olmuştu, ilerleyen süreçte ona duyduğu bu saygı, sevgiye ardından ise aşka dönüşmüştü. Hyojong yanına gitmek istiyordu, HyunA'nın ama hayallerini kaybetmesini de istemiyordu. Belki, dedi içindeki ses; bir umut vardı. Adımları istemsizce ağlayan kadının yanına giderken pişman olacağı bir şey yaptığının farkındaydı. Kollarını genç kadına sarana kadar ne HyunA geldiğini fark etmişti Hyojong'un ne de Hyojong yaptığı yanlışın farkındaydı.

Genç kadın kendine sarılan adama karşılık verdikten sonra kafasını kaldırıp ona baktı. Rüya olup olmadığından emin olmak için yüzüne dokundu, bu dokunuş genç adamın tüm vücuduna elektrik verilmiş hissi oluşturdu. Hyuna göz yaşlarını sildikten sonra kendi dudakları arasına yeni bir tat almak için birleştirdi karşısındaki genç adamla dudaklarını. Öyle bir öptüki sanki yıllarca suya hasret kalıp sonunda kavuşan bir insanın kana kana içmesi gibi öptü. Yavaştı anın tadını çıkıyordu ama bir o kadarda hırslı ve sertti adete intikam alır gibiydi. İlerleyen dakikalarda oğlan da karşılık verdi bu şehvet dolu öpüşmeye. İkisi de nefes alma ihtiyacı duyana kadar birbirlerinden ayrılmadı, ayrıldıkları an ise nefesleri daha havaya karışmadan dudakları karıştı birbirlerine. Güç bela ayrıldı dudakları, azad ettiler birbirlerini ama içlerindeki o boşluk yeni yeni dolarken birbirlerinden ayrılmak istemiyorlardı.

"Seni seviyorum, sen benim için en büyük hayalsin ve bunu gerçekleştirmek için her şeyden herkesten vazgeçerim."

"Çok büyük konuşuyorsun benim gibi bir çöp için bu dediklerin çok değerli şeyler."

"Sen bir çöp değilsin, aptal!"

Tekrar birleşti dudakları, bir daha ayrılmamak üzere. İkisi de bu sefer gerçekten hissetti birbirleri için yaratıldıklarını.

Fenomen °hyun×dawn✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin