FİNAL : KÖYLÜ GÜZELİNİN VEDASI

10.8K 261 24
                                        

FİNAL : KÖYLÜ GÜZELİNİN VEDASI

Çıktığım bu yol bana neler getirdi diye soracak olursanız eğer bunu size anlatmaktan hiç çekinmem. Şuana kadar da zaten bana neler getirdiğini görmüş oldunuz. Bambaşka bir duyguyu tattım ben burada.

Şuan bu eve bakarken ne çok anı biriktirdiğimi düşünüyordum. Hasta da olmuştum, kahkahalar da atmıştım, oturup ağladığım zamanlar da olmuştu, aşkı tattığım anlar da. Belki de bana hayatım boyunca olan en güzel şeyleri burası sayesinde keşfedip görmüştüm. Belki değilde, kesinlikle öyle olduğunu söylemem gerekirdi sanırım.

Her ne kadar gidişimi ertelemiş olsam da, sabah sabah gitmeyeyim akşam giderim demiş olsam da o zaman bile çok hızlı geçmişti. Akşam olmuş ve yarım saat sonra gitme vaktim geliyordu. Bu yarım saatse benim buraya vedam oluyordu. Köylü güzelinin vedası.

Kerem eşyaları arabaya yerleştirmişti. Arabayı da o kullanacaktı bense sanırım büyük ihtimalle yol boyunca burayı özleyecek, belki de biraz ağlayacaktım. Başak gün boyu abisine sarılarak ve benimle de vakit geçirerek kendini ağlamamak için zor tutmuştu. Özgür de gitmemizi hiç istemese de gidiyorduk işte.

"Yakın zamanda görüşeceğiz ki," diyerek kendimi avutuyordum aslında. Evet, yakın zamanda görüşecektik ama o da sadece üç beş gün bir şeydi. "Düğünüme gelmeyeni keserim." Ağlamamak için zor duran yüzüme bakan Özgür o da hüzünlü bir gülümseme ile beni kolları arasına aldı.

"En önden yer ayır köylü güzeli, bizsiz olur mu?" Gözümden süzülen bir damla yaşı Özgür kendi elleriyle silerken az sonra bu yaşların ardı arkası kesilmeyecekti, biliyordum.

Burada geçirdiğim her anım gözlerimin önüne bir film şeridi gibi gelip geçerken benim duygusallığım daha da fazla artıyordu. Hâlâ Özgür'ün kolları arasındaydım ve Başak da Kerem'in kolları arasındaydı. Eniştem hâlâ iş nedeniyle yoktu ve halam yaşlı gözlerle vedalaşmamızı izliyordu. Umut bile bize sarılmış ve gittiğimiz için üzülmüştü.

Özgür'ün kolları arasında tüm bunları düşünürken hüngür hüngür ağlamaya başladığımda zor duran Başak da ağlamaya başlamıştı. Özgür beni, Kerem de Başak'ı sakinleştirmeye çalışıyordu ama işte vedalar hep hüzünlü olurdu değil mi?

Gideceğimizi öğrenen Hazal ve Mete bile balayından döner dönmez yanımıza gelmiş ve bizimle vedalaşmışlardı. Düğünüme onları da beklediğimi söylemiştim. Araya giren uzun zaman aramızda ki yakınlığı biraz açmış olsa da davet etmezsem ayıp olur diye düşünmüştüm.

Hem gitmek istemek, hem de kalmak istemek nasıl bir duyguydu? Neden bu kadar karmaşık?

Zorla da olsa durdurmaya çalıştığım gözyaşlarım nihayet durduğunda Özgür'ün kollarından ayrılıp halamın kollarına koştum. Halam nemli gözlerle bana sarılırken ben halamda ölmüş annemin sevgisini bulmuştum.

"Her şey için teşekkür ederim hala." Başımı okşayan halam daha sonrasında yüzümde ki gözyaşlarımı sildi.

"Olur mu hiç öyle şey güzel kızım? Burası senin de evin, her zaman gel." Mavi gözlerim dur durak bilmeyen gözyaşlarını ardı ardına sıralamaya devam ederken, daha fazla konuşamayağımı biliyordum. Konuşursam bu ağlama hiç dinmeyecek gibiydi.

Son olarak Başak'la da sarıldıktan sonra biraz da kucağıma aldığım Umut'u sevmiştim. Umut bana sıkıca sarılmış ve yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Minik İkra ile de biraz vakit geçirdikten sonra artık gitme vaktiydi işte.

"Hadi sevgilim," diyen Kerem yerinden kalkalarak benim de kalkmamı beklediğinde onu çok bekletmeden yerimden kalktım. Sarılıp vedalaşma faslını bitirmiştik bu yüzden bir kere daha sarılmayacaktık. Sarılsak bile zorla durdurmayı başardığım gözyaşlarım yeniden akmaya başlayacaktı hiç şüphesiz.

Evden çıkıp arabaya doğru geçerken tüm köşelere iyice bir baktım tekrardan. Her köşesinde farklı bir anı vardı ve hepsi son kez gözlerimin önüne gelirken ben evden çıkmış oldum. Bu bahçede bile çok fazla anı vardı. Her sabah birlikte kahvaltı yaptığımız masayı izledim bir süre. Hep de neşe dolu geçmişti oysa ki o anlar.

"Köylü güzelinin vedası demek bu." Özgür veda edişimi kabullenmek istemese de ben gidiyordum işte. Hem en yakın arkadaşını gönderiyordu hem de uzun süredir alıştığı kuzeni.  Birbirimize o kadar çok bağlanmıştık ki, bu gerçekten de bizim için çok zor oluyordu. Veda etmek zaten bana göre olan bir şey değildi ve şimdi kk vedam çok hüzünlüydü. Bu yüzdendi belki de vedaları sevmeyişim.

Saat gece on iki olmak üzereydi ve ben gidiyordum işte, Kerem ile birlikte. Sabah saatlerinde İstanbul'da olacaktık ve bizim eve geçecektik. Kerem ile kendimize ayrı bir ev tutmuyorduk. Babamın evinde hep birlikte yaşayacaktık işte. Babam çoğu zaman iş gezilerine gittiğinde biz çoğu zaman yalnız kalacaktık zaten ve bu yüzden ayrı bir eve de hiç gerek duymamıştık.

Kerem son kez onlara veda bakışı atıp arabaya geçti. O arabayı çalıştırmaya başlarken ben dayanamayıp bir kez daha sarıldım hepsine. Gözlerim yeniden ağlamaya hazır bir şekilde buğulanırken onların bir yanı mutluymuş gibiydi sanki.

"Keşke siz de gelseydiniz." Son bir umut daha onlardan bunu isterken hepsinin gözlerinde tek tek gezdirmiştim gözlerimi. Gelmeyeceklerini anladığımda hayal kırıklığı ile buruk bir gülümseme yerleştirdim dudaklarıma.

El salladıktan sonra arabada Kerem'in yanında ki yerimi alırken tam o an da arkamda duran araba dikkatimi çekmişti.

"Bizsiz gidilir mi hiç?" Halam kapıyı iyice kilitledikten sonra arkamızda ki arabaya Umut, Başak ve İkra ile bindikten sonra Özgür de bizim arabaya bindi. Ben ön koltuktan inip orayı Özgür'e bırakırken hâlâ ne olduğunu sorguluyordum. Arka koltuğa binip kapıyı kapattığımda arkada ki arabanın şoförünün babamın şoförü olduğunu görünce tüm bu zaman boyunca beni kandırdıklarını anlamıştım.

Az önce hüzünlü olan bakışlarım yerini büyük bir mutlulukla kaplarken işte bu diye geçirdim içimden. Köylü güzelinin vedası işte bu.

Aslında bu bir veda sayılmazdı. Tek vedam Muğla'ya oluyordu. Kendimle beraber herkesi götürürken herkesin vedası Muğla'yaydı. Muğla yaşlı gözlerle bizi uğurlarken biz ona teşekkür ediyorduk. Bize verdiği, bize kattığı her şey için tek tek teşekkür ediyorduk.

Çıktığım yol beni bir kere daha buraya getirir miydi bilmiyorum ama hiç unutmayacağımı çok iyi biliyordum. Belki birgün her şeyin başladığı bu şehir bir kez daha bize ev sahipliği yapardı ama şimdi bu şehirle veda vaktimdi işte. Gülerek gelmemiştim bu şehre ama şimdi gülerek veda ediyordum.

Bana kattıkları sayesindeydi bu gülüşüm. Ve şimdi bambaşka anılara yelken açmaya giderken tüm güzel günlerin mutluluğunu yaşıyordum.

Benim size de olan vedam da umuyorum ki şuan gülümsüyorsunuzdur. Her ne olursa olsun bir insanın en güzel elbisesi, yüzünde ki tebessümdür. Gülümseyin de düğünüme gidelim.

•••

Eveettt normalde ağlamam falan gerekirdi sanırım ama ben o yoldan çok çok önce geçmiştim zaten.

Sizi sıktım mı bilmiyorum ama her zaman yanımda olduğunuz, bana ve onlara destek olduğunuz için her birinize binlerce kez teşekkürler.

Bu bir veda olsa da yarın gelecek olan 2 tane özel bölüm ile tamamen bitirmiş oluyoruz.

Hepinize mutlu ve bol gülücüklü zamanlar.

Hoş kalın ✨

KÖYLÜ GÜZELİ  (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now