» chapter » 26

2.1K 140 12
                                    

Çevirene kadar içim çıktı yemin ederim. İki gündür neredeyse 6 sayfanın bitmesi için uğraştım. Lütfen emeğimin karşılığını isterim. Son iki bölümün oyları düştü gibi. Okuyucularımı geri isterim. Neyse üzücüklü bir bölüm biraz. Multimedyaya bakabilirsiniz.

İyi okumalar :3 x 

- Blue -

.

"Kendall?"

Sanki bir şeyin aslında yanlış olduğunu anlamanla ondan kurtulmak istermişsin gibi neredeyse yere yapışıyordum.

Kız bana bakmadan ona sarıldı ve yanağına dokundu.

Ah, bu hiçte arkadaşça durmuyor.

"Merhaba," Harry'nin gözleri ona döndü. Ben sadece öylece orada duruyordum.

Pekala, yani...

"Um, eve gideceğim." dedim. "Gerçekten yoruldum."

Bana bakmadı bile. Muhtemelen orada durduğumu bile unutmuştu.

Tamam evet anladım. Onun kadar müthiş olamadığım gibi mükemmel de değildim.

Harry'nin tipi kaseden özenle seçilmiş şekerler gibiydi.  Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

Sahiden mi? Ben bir geri gideyim o zaman, hey. Kahretsin.

Ya da bir B planı var. 

İç çekerek ikisinin yanından uzaklaştım.

Telefonumu çıkarıp Hannah'ı aradım.

"Selam Blue! Bay Styles'la nasıl gidiyor?" diye cıvıldadı. Metanetli kalıp heyecanının geçmesini bekledim.

"Artık onu siktir et tamam mı? Off, beni 23. caddeden alman gerek. Lütfen? Seni görürsem elimi sallarım." 

"Tamam ama.. ne oldu?"

"Beni almaya geldiğinde söyleyeceğim, söz." Hoşnutsuzlukla nefesimi verdim.

"Tamam tamam geliyorum." 

Telefonu kapatıp pantolonumun cebine koydum. Biraz yürüdüm ve banka oturdum.

Gökyüzü karanlık açıklıktaydı. Az sonra yağmurun yağmasından korkuyordum.

Lanet olsun, Hannah biraz daha çabuk ol. Yağmuru kaldıracak bir ruh halinde değilim şu an.

Oturduğum birkaç dakika zarfından sonra tabiat anne bana kahkaha atarak "Lanet olsun sana" diyerek yağmuru indirmeye başlamıştı. Cidden sertti bu.

İnleyerek gökyüzüne baktım ve küfrettim.

Bir çatı gibi birşeyin altında olmadığım için muhtemelen makyajım yüzümden aşağı akıyordu.

Uzağa bakarken bir araba su birikintisinden geçti ve bütün o su üstüme sıçradığında homurdandım.

Sesli biçimde nefesimi vererek kıyafetlerime baktım.

"LANET OLASI MANYAKSIN BİLİYORSUN DEĞİL Mİ?" diye bağırarak geçip giden arabaya orta parmak gösterdim.

"Of." Banka yaslandım. Şu an en son önemseyeceğim şey ıslak olan kıyafetlerimdi. Sonuçta endişeleneceğim daha çok şey vardı.

İnleyerek artık tam olarak sırılsıklam olan kıyafetlerimin berbat olduğunu düşündüm.

En iyi randevu ha?

P.S I Hate You Türkçe ÇeviriDonde viven las historias. Descúbrelo ahora