BÖLÜM: 17 "Bi Evet"

10.2K 368 176
                                    

"Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın."
(Lev Tolstoy)

KEYİFLİ OKUMALAR...

KEYİFLİ OKUMALAR

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

SARE YILMAZ'DAN

Gizem ile yaptığımız ufak sohbetten hemen sonra aşağıdaki hazırlıklarda bulunması gerektiğini söyleyerek, gitmek durumunda kalmıştı. O çıktıktan yaklaşık beş dakika sonra içeri ellerinde koca çantalarla üç kadın girmişti. O üç kadın, kendini ayak üstü kısaca tanıttıktan hemen sonra biri girdiği gibi vakit kaybetmeden gelinliğimi seçmeme yardım etmişti. Gelinliği giymeme yardım etmesi için onu bulunduğum odanın içindeki lavaboya yönlendirdim. Eğer sol parmağım alçıda olmasaydı bu işi kendimde halledebilirdim. Lâkin zorlanacağım için yardım etmesi benim açımdan iyi olacaktı.

Seçtiğim gelinliği üzerime geçirmiş, geriye son olarak arkamda kuyruk sokumuma dek uzanan ten rengi tül kumaşa dikili yine ten rengi olan düğmeleri iliklemek kalmıştı. Stilist kadın, vakit kaybetmeksizin arkamda yerini almış, düğmeleri kuyruk sokumumdan başlayarak enseme doğru teker teker iliklemeye koyulmuştu.

Parmakları yavaşça yukarıya doğru ilerlediğinde, boynumu ve omuzlarımı örten koyu kahve saçlarımı sağ elimin yardımıyla toparlayarak, yine sağ omzumda biriktirdim. Aradan birkaç saniye geçmedi ki, kadının lavabonun aynasından gördüğüm bakışları ensemdeki geçmek üzere olan yanık izine takılmış, düğmeleri ilikleyen parmakları biranda duraksamıştı.

Gözlerimi, önümdeki lavabonun aynasına diktim ve çok kısa süreliğine gözlerimizin kesişmesine izin verdim. Stilist kadını, vereceği tepkileri izlemek adına sükûnet içersinde bir süre daha izlemeye devam ederken, gözleri ateşe dokunmuşçasına gözlerimden hızla bağını kopardı. O, dudaklarını aralayıpta, tek bir kelâmda bulunmamış, yarım kalan işine hiçbir şey yokmuşçasına devam ettirmişti.

Bense, geçmek üzere olmasına rağmen bıraktığı ize defalarca gözünün takıldığına şahitlik etmeme rağmen, ses etmemiş banyonun aynasından arkamdaki kadını ve vereceği tepkileri izlemeye devam etmiştim. Fakat o, yine ses etmemişti. Ne olurdu 'bu nasıl oldu?' diye sorsa, ona kızar mıydım? Ya da kendimi mi acındırırdım? Hayır, bunlardan hiçbirini yapmazdım.

Bu iz, bana dokunmaya çalışan adama karşı çıktığım içindi. Büyük olasılıkla ömrün sonuna dek orada duracaktı fakat ben ona bakınca onun düşündüğü gibi ona ait bir mal olduğumu değil, bir kadına yakışanı yaparak namusumu koruduğum için hep gururla bakacaktım... Ondan korkutuğumu kabul ediyorum ama bu ona teslim olacağım anlamına gelmiyordu. İşte bu yüzdendi yediğim her dayağa ve çektiğim cezalara rağmen ona karşı boyun eğmeyişim. İşte bu yüzdendi yüreğime ve ruhuma gelen pençe darbelerine rağmen umuduma olan tutunuşum... Eğer bu akşam nikâhtan önce ondan kaçıp kurtulabilirsem, işte o zaman ona asla teslim olmayacağımda kesinleşmiş olacaktı...

ZÂLİM: Kötü Adam Where stories live. Discover now