-Bölüm 2-

68 2 0
                                    

Multimedia: Burak

   Sanki boşluktayım, hiçbir şey hissetmiyorum, düşünemiyorum, göremiyorum. Ne oldu bana böyle her yer karanlık... en son hatırladığım şey eceye kızıyordum şimdi ne oldu neredeyim ben?

   Gözlerimi açtığımda bembayaz ışığın gözüme çarpmasıyla afalladım, etrafıma baktığımda yeşil önlüklü bir sürü kişi vardı, masada uzanıyordum. Bir el yüzüme doğru geldi ve ben tekrar o karanlığa gömüldüm.

   Gözlerimi açtığımda bir odadaydım etrafıma baktım kimse yoktu, odanın kapısı açıldı içeri bir bayan girdi.

   "Merhaba beliz, nasılsın iyi misin?"

   "Ben nerdeyim, ne oldu bana." Sesim çok tiz çıkmıştı boğazım kurumuştu, konuşamıyordum bile.

   "Hastanedesin, trafik kazası geçirdiniz, izninle serumunu kontrol edeceğim."

   Trafik kazası mı? Annem, babam ece, onlar nerdeler ben niye birşey hatırlamıyorum.

   "Annemle babam kız kardeşim onlar nasıl iyiler mi!?" Çok korktum nasıl olabilir ya biz tatile çıkıyorduk, ne ara oldu annemler nerede. Ben bunları düşünürken ağlamaya başladım ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkamıyorum. Öylece kalmıştım yatakta.

   "Beliz lüften dinlenmen lazım, şu an yürüyemezsin."

   "Ne demek yürüyemiyorum ya! Ne diyorsun sen?" Ne olduğunu anlamadan bağırmaya başladım koluma bağlı olan kabloları çıkardım hemşire kollarımı tutarak "Yapmayın, lütfen sakin kalın." Nasıl sakin kalabilirim ya ne diyor bu kadın!

   "Annemi babamı getirin bana!"

   "Anneniz de babanız da gayet iyi kız kardeşiniz de iyi lütfen sakin olun."

   Ben bağırırken yanımdaki komidinin üstünden aldığım bardağı yere fırlattım. "Yalan söylüyorsun annemleri getir bana!" Doktor içeri girdi ilk önce odayı ve beni süzdü sonra "Ne oldu burada?" hemşire "Beliz sinir krizi geçirdi sakinleştirmeye çalıştım, engel olamadım." Ben hala ağlıyorum, elimin tersiyle yanaklarımdaki göz yaşlarını sildim. Doktara dönerek "Ne oldu bana, annem babam kardeşim nerede?" Dedim cılız bir sesle çok yoruldum, gücüm kalmadı.

   "Ailen gayet iyi beliz, onlar da kendi odalarında uyuyorlar. İlk uyanan sen oldun, benim seninle konuşmak istediğim bir konu var belizciğim."

   Şimdi böyle deyince daha da telaşlandım, "Ne konuşmak istiyorsunuz."

   "Kaza sırasında bacakların arabanın altında kaldığı için dizlerinde çok büyük eziklikler oluşmuş, bundan dolayı 7-8 ay belki bir yıl, en kötü ihtimalle bir buçuk yıl yürüyemeyeceksin."

   Doktorun böyle demesiyle dona kaldım, sadece doktorun yüzüne bön bön baktım, neye uğradığımı şaşırdım sesim çıkmadı.

   "Yaşadığın şeyin çok zor olduğunun farkındayım, ama bu durumu kabullenmem gerek. Senden istediğimiz umudunu yitirme ve güçlü kal, sen ne kadar güçlü olursan bize o kadar çok yardım etmiş ve iyileşmiş olursun, sakın bunu unutma."

   Doktorun ve hemşirenin odadan çıkmasıyla kendime engel olamadan gözlerimden düşen yaşlara aldırış etmeden herşeyi oluruna bıraktım. Ben yürüyemiyorum, ailem yanımda yok kendimi güçsüz ve savunmasız hissediyorum. Yatağa uzanıp sessizce ağladım, uyuya kalmışım. Uyandığımda oda da yanlızdım.

   Hemşire yanıma gelip, ailemi görebileceğimi söyledi, yanıda tekerlekli sandalye getirmiş. Sandalyeyi görünce bir kötü oldum daha önce hiç böyle birşey olmamaştı kendimi çok yanlız hissediyorum. Ama şimdi ailemi görecektim.

   Hemşirenin yardımıyla tekerlekli sandalyeye oturdum ve beni ilk annemin odasına götürdü, kapıyı açtığımda güzeller güzeli anneciğim uyuyordu hemşire beni onun yatağının yanına yaklaştırırken hemen annemin kokusunu içime çektim onu bol bol öptüm. Güzel yüzünde çizikler vardı, yüzünde yaralar vardı.

   "Annem iyi değilmi? Sağlığı yerinde mi?"

   "Evet, belizcim annen gayet iyi endişelenmene gerek yok."

   Annemi doyasıya öptükten sonra hemşire beni babamın yanına götürdü, aynı şekilde babamı da öptüm sarıldım, "iyi olacaksın, ben ve annem gayet iyiyiz sen hiç merak etme." Diye kulağına fısıldadım, belki sesimi duyar da uyanır diye. Odadan tam çıkacakken babamın sesini duydum.

   "Kızım, beliz."

   "Babacım." Sandalyenin tekerleklerini iterek yatağın yanına gittim, "Baba nasılsın iyi misin?" Dedim şevkatli ve yumuşak bir sesle, "Ben iyiyim kızım asıl sen nasılsın neden tekerlekli sandalyedesin, annenle kardeşin nasıllar? Onları gördün mü?" Babamın bu kadar çok soru sormasına gülmüştüm, ona yürüyemeyeceğimi söyleyerek üzmek istemiyordum en azından yataktan kalkana kadar... "Ben iyiyim babacım beni yormamak için sandalyeye oturttular, annem de gayet iyi onu da gördüm, ama henüz eceyi göremedim."

   Babamı öptükten sonra odasından çıkıp ecenin bulunduğu yere götürdü beni, ece bizim kadar hasar görmemiş en hafif sıyrıklarla kurtulmuş, ece hastanenin oyun odasında hemşire kontrolü ile diğer çocuklarla oyun oynuyordu, beni görünce hemen kucağıma atladı, "Ablaa! Seni çok özledim, nerdeydin sen abloşum." Deyip beni öpücüklere boğdu ben de onu öpüp gıdıkladım. İkimiz de günlük gıdıklama dozumuzu almıştık, kardeşimi çok özlediğimi fark ettim.

   "Abla sen neden oturuyorsun, kalksana." Ecenin bunu demesine üzüdüm. "Kalkamam ablacım, böyle oynasam seninle olur mu?" Ece yüzüme bi süre baktıktan sonra, oturduğumu sorun etmeyerek "olur hadi oynayalım!" Dedi sevinçle. Kafasına takmamasına sevindim bu benim işime geldi, yoksa ona yürüyemediğimi nasıl söylerdim.

   Yaklaşık yarım saat ece ile oynadım, hemişire hemen odama gidip dinlenmem gerektiğini söyledi, ben de onun yardımıyla odanın yolunu tuttum. Odaya girince yatağa uzanıp uykuya daldım.

   Tam 5 gündür hastanedeyiz, annemle babam ayağa kalktılar, benim bu durumumu öğrenince ikisi de çok üzüldü yanı başımdan ayrılmadılar. Eskişehir yolunda kaza yaptığımız için oradaki bir hastaneye getirmişler bizi. Yarın burdan taburcu olacağım, annem ile babam zaten iyilerdi onlar da benim için hastanede kalıyorlardı.

   Hemşire odama gelip, "Sizi dışarıya hava almaya çıkaracağım." Dediğinde onun yardımıyda tekerlekli sandalyeye oturdum, koridorda dışarı çıkarken kendimi çok değişik hissediyordum, herkes bana bakıyordu sanki.

   Bahçeye çıktım çimlerin üstünde durdum, kafamı gökyüzüne kaldırdım gözlerimi kapattım derin bir nefes aldım. Bir el omuzuma dokundu, kafamı sağ tarafa doğru çevirdiğimde gördüğüm kişinin karşısında dona kaldım.

-
   Sonraki bölümler daha uzun olacak, sizden istediğim kitabı beğenmeniz ve yorum yapmanız.
  
   Sizin yaptığınız yorumlarla kendimi geliştirebilirim, kusurlarım varsa söylemeniz yeterli olacaktır. Elimden geldiğince düzelteceğim. 😊❤

UMUT IŞIĞI (Devam Ediyor)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora