5

383 59 118
                                    

Taehyung yatağındaki yorganla oynamaya başlarken yüzünü bana çevirdi ve çok içten bir şekilde konuştu.

"Özür dilerim Jennie. Seni seviyorum."

Kollarımı onun kocaman sırtına doladım ve fısıltıya benzeyen sesimle konuştum.

"Ben de seni seviyorum aşkım."

Ondan ayrıldıktan sonra kafamı omzuma yasladım ve onun cesaretini toplamasını beklemeye başladım. Bu sırada telefonuma mesaj gelmişti. Bildirim ekranından baktığıma göre mesajı Nayeon atmıştı. Tam açacaktım ki Taehyung konuşmaya başlayınca ona döndüm.

Bana bakmıyordu odasının duvarına bakarak konuşuyordu.

"O gün her şey normaldi yani biz içki içmeden önce. Ormandaydık ve ateş yakmıştık. Herşey aynıydı yine üçümüz vardık. Bunu hep yapıyorduk zaten. Sonra ben arabanın bagajını açtım ve bir kaç tane daha şişe getirdim. Namjoon bunun fazla olacağını söyledi ama Nayeon ve ben fazla umursamadık. Namjoon zaten pek içki içebilen biri değildi.

O içkisinden birkaç yudum daha aldıktan sonra bize daha fazla içmeyeceğini söyledi ama Nayeon ona mızıkçılık yapmaması için bağırdı ve üçümüz beraber içmeye başladık. O sırada birşeyler oldu fazla hatırlamıyorum. Bir cesaret oyunu oynuyorduk galiba herneyse Nayeon içki şişesini yere fırlatıp parçalara ayırdı ve üzerine basıp bir kaç adım attı. Ayağı kana bulanmıştı ve acıyla çığlık atıp ağlıyordu. Namjoon ve ben onu oturtup sakinleştirdik ve ayağına birşeyler sardık..."

Aman Tanrım. Mesajlarda bundan bahsediyordu. Cama bas ve dilini zımbala. Mesajlardaki şeyler teker teker aklıma gelirken gözlerim dolmaya başlamıştı. Korkuyordum. Derince nefes aldım Taehyung'a döndüm ve dinlemeye devam ettim.

"...Sonra benim evime geldik. Nasıl geldik hiçbir fikrim yok hepimiz çok sarhoştuk. Annem ve babam da iş gezisine gitmişlerdi galiba. Hayal meyal hatırlıyorum ama şu saçma sapan oyunu oynamaya devam ettik....Ahh Tanrım! Namjoon dilini zımbaladı!"

Şok olmuştum benim anlamsız dediğim şeyler aslında anlamlıydı ama bana bu mesajları atan kimdi? Nayeon kayıptı ve neden bana atıyordu ki mesajları? Demek ki hala yaşıyordu diye geçirdim içimden.

Taehyung hıçkırarak ağlamaya başladı. Elimi onun omzuna koydum güç verircesine. Elini, elimin üzerine koydu ve anlatmaya devam etti.

"Sonra birden Nayeon'u öpmeye başladım. O bana arkadaş gözüyle bakıyordu ama ben ondan hoşlanıyordum. Nayeon beni sertçe ittirdi ve buradan gitmek istediğini falan söyledi ama onu bırakmadım. Namjoon ise çok sarhoştu ve ağzından kanlar akarken dehşetle bizi izliyordu. Odamın köşesindeydi elinde de içki şişesi vardı. Nayeon'un üzerindekileri zorla çıkarttım ve o-ona tecavüz ettim. Nayeon çığlık atıp yardım istiyordu ve benim aklım yerinde değildi, yemin ederim ki kendimde değildim. O benim için çok değerliydi yaptığım şey çok büyük bir hataydı. Nasıl yaptım bilmiyorum Jennie ama bana inanmak zorundasın isteyerek yapmadım. "

Omzumda duran elimi sinirle çektim ve yataktan kalktım. Aynı Taehyung gibi ağlıyordum ben de. Elimi başımın arasına aldım ve ona bağırmaya başladım.

"Taehyung s-sen bunu nasıl yaparsın ya? Nasıl? Ben daha fazla dinleyemeyeceğim. Gidiyorum."

Tam arkamı dönmüştüm ki Taehyung bileğimi sıkıca tuttu ve beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Kafam göğüsüne sertçe çarparken onu yumruklamaya başladım. Ağzımdan hıçkırıklar kaçıyordu.

"Bırak beni! Sen en yakın arkadaşına tecavüz ettin! Kendimden iğreniyorum. Seni sevdiğim için kendimi hiçbir zaman affetmiycem. Sen bir suçlusun Taehyung. Belki de kız senin yüzünden kaçtı."

bury a friend || taehyung • nayeon • jennieWhere stories live. Discover now