48. BÖLÜM

12.3K 782 148
                                    

Masayı toplayıp bulaşıkları yıkadıktan sonra biz de bahçeye geçmiştik. Esma babaannenin bir tarafında Rüzgar diğer tarafında Zeynep oturuyordu. Bense burada oturmuş sinirden dizimi sallıyordum. Rüzgar, Zeynep'in servis ettiği kahveyi içerken sahte bir gülümsemeyle Zeynep'e döndüm.

"Kahvenin içine tuz attın mı, Zeynep?"

Zeynep utançla başını eğerken herkes gülüyordu.

"O günler de gelir, inşallah."

Esma babaanne memnuniyetle gülümserken Rüzgar'a baktım.

"Tövbe yarabbim."

Diye mırıldandı. Bence de tövbe.

"Eee paşam, girdin 18'ine. Düğünü ne zaman yapacağız?"

Genizime kaçan çayla öksürük krizine girereken Rüzgar da aynı şekilde öksürük krizine girmişti.

"Helal annem, helal!"

Annem hızla sırtıma vururken herkes endişelenmişti.

"İyiyim."

Belli belirsiz konuşup annemin verdiği suyu içtim.

"Bu sefer öldürecekti beni, camış."

Ağzımın içinden konuşup bardağı masaya geri koydum.

Allah'ım yarimi eller alacak...

"Babaanne ne düğünü da?"

"Senin mürvetini görmeden ölmek istemiyorum oğlum. O yüzden yaza yapalım şu düğünü."

Ağlamaklı bir tavırla yüzümü sıvazladığımda Gökçe teyzem sarı bez gibi olaya müdahale etmişti.

"Benim oğlum ilk önce okulunu bitirecek, Esma anne. Ondan sonra istediği kızla evlenebilir."

Teyzeme bakıp minnettarca gülümsediğimde bana 'Sen rahat ol.' bakışı atmıştı.

"Sen fazla karışma gelin."

Gökçe teyzem sinirle soludu ve Alper amcama öldürücü bir bakış atıp konuşmasını sağladı.

"Gökçe doğru söylüyor anne, Rüzgar'ın daha yaşı küçük. Önce okul bitecek, daha sonra bakacağız."

Derin bir nefes alırken Esma babaanne sinirle konuştu.

"Yaşı küçükmüş! Ben daha onun yaşındayken 3. çocuğumu doğurmuştum. Buradaki kızlar geç bile kalmış."

Asel, Ebrar. Miray abla ve bende gözlerini gezdirirken utançla başka bir yere bakmaya başladım.

"Hem ben 5 tane torun istiyorum."

Gözlerimi kocaman açarak baktığımda Rüzgar'ın da benden farksız olduğunu gördüm.

5 torun mu?

"5 tane doğuracak bir gelin adayı varsa getir. Yoksa Zeynep'i alacağım sana."

Benden bahsetmiyor heralde...

"Ulan ben bırak 5 taneyi, 2 tane zor doğururum. Hem 5 tane çocuğa nasıl bakacağız?"

Ebrar'a doğru fısıltıyla konuştuğunda aynı şaşkınlıkla bana baktı.

"Kendi bakacak heralde, ondan istiyor."

"Artık şu çoluk çocuk ve evlilik konusunu bir kenara bıraksak. Anne sende çocukları rahat bırak."

Alper amcam konuya el attığında Esma babaanne susmuştu.

"Hadi paşam, sen al Zeynep'i ve arkadaşlarını gezinin biraz."

Çocukluk AşkımUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum