~10~

1.3K 119 159
                                    

Bir hayaletle aynı odada kalmam beni gerse de, eğlenceli olmaya başlamıştı. Bir eş gibi davranıyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Okula giderken beni kapıda uğurluyordu ve akşam geldiğimde sarılıp çantamı ve ceketimi alıyordu.

"Jaehyun, kahvaltı hazır!"

Aynanın önüne geçip üzerime baktım, okul forması üzerime yakışmıştı. Yakalarımı düzeltip mutfağa ilerledim. Jaemin masada oturmuş, beni bekliyordu. Masaya yaklaştığımda Taeyong yavaşça kapıya ilerledi.

"Taeyong!"

Arkasını dönüp bana masumca baktığında ne diyeceğimi unutacak duruma gelmiştim.

"Sende otur, beraber yiyelim."

"Gerek yok siz yiyin ben sonr-"

"Gel buraya!"

Yanımdaki sandalyeyi çektiğimde yavaşça gelip oturdu. Tabağımı  biraz ona doğru iterken ona yaklaştım. Annem eve dün gece gelmişti ve hala uyuyordu. Ona Taeyong'un ailesinin çok kötü olduklarını ve Taeyong'u evden attıklarını, bu yüzden de artık yanımızda kalacağını söylemiştim.  Kabul etmişti, hem yardımsever biriydi hem de çalıştığı için eve pek uğramıyordu. Bu yüzden sıkıntı yoktu.

"Biz okula gittiğimizde ne yapıyorsun?"

"Bazen odalarınızı temizliyorum, televizyon izliyorum ve size yemek yapıyorum."

"Jaemin, kullanmadığımız telefonlardan en yenisini getirsene."

Jaemin masadan kalkıp içeri gitti. Bir kaç çekmece sesinden sonra Jaemin tekrar göründü ve elindeki telefonu bana uzattı. Telefonu açıp masaya koydum ve yemeğimi hızlıca yemeye başladım. Biraz yiyip kalktım, okulda da yiyecektim nasıl olsa.

" Kalk, sana hat alalım!"

"Ne? Neden?"

"Evde teksin, bir şey olursa bana ulaşabilmen için."

Taeyong kafa sallayıp kalktığında Jaemin'e döndüm. Masadan kalkmıştı ve ceketini giyiyordu.

"Jaemin, iyi misin?"

"İyiyim hyung, ben Jeno'nun yanına gidiyorum."

Jaemin kapıya çıktı, peşinden daha erken olduğunu söylemek için giderken Taeyong geldi ve koluma geldi. Ona bakıp dışarı yöneldim, eve sonra geri gelip çantamı alacaktım.

"Çantanı-"

" Sonra alacağım."

Hep beraber dışarı çıktığımızda Jaemin Jeno'ya gülümseyerek elini salladı. Jeno ona gülümsedi fakat yanımıza gelip Taeyong ile konuşmaya başladı. Jaemin bu duruma boş gözlerle bakarken arkasını döndü ve ileride yürüyen Mark'ın yanına gitti.

Benim minik kardeşim Jung Jaemin, bir hayaleti kıskanıyordu.

Buna gülüp Jeno'yu dürtükledim. Bana döndüğünde gülmemi kesip ciddi bir tavır takındım.

"Eğer kardeşimi böyle kırmaya devam edeceksen, ondan uzak dur. Eğer bunu yapnayacaksan, şimdi onun yanına git ve moralini düzelt."

Soğuk sesimle konuştuğumda şaşkınca Taeyong'a baktı. Taeyong kafasıyla ileriyi gösterdiğinde arkasını döndü ve ilerlemeye başladı.

" Sorun ne? "

Benim kolumdaki eliyle yavaşça ilerlerken ona bakmadan mırıldandım.

" Jaemin benim herşeyim, ona kimse böyle davranamaz. Hele ki sevdiği biriyse asla!"

"Abilik duyguları diyorsun."

"Taeyong farkında mısın bilmiyorum ama bizim babamız yok. Ben Jaemin için bir abiden daha farklıyım. O bana annemden daha fazla değer veriyor, o Jeno'ya iyi bile davranıyorum!"

Bir şey demedi, sadece kafasını salladı ve ilerlemeye devam ettik. Bir satış yerine geldiğimizde görevliye gidip konuştum. Görevli, bizden iki dakika müsaade isteyip ayrıldığında Taeyong'a döndüm.

" Bana kolay bir numara alacaksın değil mi? Çok zor olmasın, lütfen Jaehyun!"

Bana tatlılık yaparak konuştuğunda ona gülümseyip önüme döndüm.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öncekinden farklı, daha yaşlı bir görevli geldiğinde hat almak istediğimizi söyledik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öncekinden farklı, daha yaşlı bir görevli geldiğinde hat almak istediğimizi söyledik.

"Kim için?"

Taeyong'u işaret ettiğimde adam ona baktı. Adamın önce gülümsemesi soldu, gözleri hızla büyürken geriye gitmeye başladı. Taeyong omzuma yaklaşırken adam konuşmaya başladı.

"Yüce İsa! Sen yaşıyorsun!"

Taeyong kafa salladığında  arkama biraz daha sindi.

"Ama sen, sen ölmüştün! Ev bile yanıp kül olmuştu!"

"Ben ölmedim, beni kurtardı."

"Kim? Seni kim kurtardı?"

"Teyzem ve Jaehyun."

"Ah tabi, Teyzen bunu biliyordu. Teyzen böyle bir şeyin olacağını tahmin etmişti. Kimse inanmamıştı ona! Ah, Yüce İsa. Neler oluyor?"

"Bize bir hat verin lütfen, acelemiz var!"

Taeyong'un aşırı gerildiğini farkettiğimde, olaya müdahale etmiştim. Adam bilgisayara yaklaşıp bir şeyler yaptı. Bir süre sonra bize bir kart uzattı, hemen elinden alıp çıktım.
Yavaşça eve yürüdük, eve vardığımızda masanın üzerindeki telefona hattı taktım. Kendimi, Jaemin'i ve yedek olsun diye Johnny'i kaydetip giyindim ve evden hızla çıktım.

Benimle Oyun Oynar Mısın?  JaeYongWhere stories live. Discover now