Bölüm 2

35.8K 1.3K 24
                                    

      Aşk bir kez başlamaya görsün:artık herşey onu beslemeye yarar......
                                           jane austen.     

Derin çabuk toparladı kendini.Anahtarı zar zor yerine yerleştirip dairesinin kapısını açtı.Adamın tüy gibi kaldırdığı o kutularda iki döküm şamdan ve onlara uygun ölçüde mumlar vardı.Biraz iterek,çokça sürerek kolileri içeri taşıdı.Nihayetinde dairesinin kapısını kapattı ve ona yaslandı....

Derin derin nefesler alıyordu.Bu da neydi böyle; kimdi bu tuhaf adam,dahası bu güne kadar hiç bir erkekle ilgilenmeyen kıza ne olmuştu böyle.O şekilde ne kadar kapıya yaslanmış şekilde  kaldı bilmiyordu sonra toparlandı.

Her zaman yaptığı şeyi yaptı, onu rahatsız eden anıları zihninin en kuytularına itti, bu işte iyiydi.

Bu gün pazardı ama yarın iş vardı uykucu bir yapıya sahip olduğu düşünülünce uyumak iyi bir fikirdi,bayağı yorulmuştu açıkcası.Bu yapı marketlerde dolaşmak hele de Derin gibi dekorasyona meraklı olunca saatler sürüyordu bazen.Tek dostu Emel tarafından ekilince(hangi yakışıklı için Allah bilir.)yalnız geçirilecek pazar günü için alışveriş iyi bir fikir gibi gelmişti.Hem huzur bahçesine şamdan ve mumlar almalıydı, son dokunuşları bunlarla yapacaktı.Balkonunun dekorasyonu bu parçaları aldıktan sonra artık bitmişti.

Kolileri daha sonra taşımaya karar verdi. Yatak odasına gitti, üzerindekileri hızla çıkarıp banyoya yöneldi,sıcak bir duş aldı,çıktıktan sonra iç çamaşırlarını giydi saçını bile kurutmadan uyumak için yatağına uzandı.

Genç adam kızgındı.Uzun bir uçak yolculuğundan sonra nihayet İstanbuldaydı.Amerikadan acil bir şekilde dönmesi gerekmişti.Huy olarak bütün özelliklerini aldığı babası onunla inatlaşıyor ,dönmesi için tüm imkanlarını çekinmeden kullanıyordu.Artık çıkış yolu kalmamıştı onun için, bu işi artık yüzyüze halledecekti.Baran babasına benzerdi inatçı,akıllı ve kararlıydı.İşte tam olarak bu sebeplerden dolayı bu defa o yaşlı kurdun dediği olmayacaktı.

Bilmediği tek şey babası da oldukça kararlıydı. Baran burada kalacaktı, şirketlerin başına geçecek, o da gönül rahatlığıyla emekliliğe ayrılacaktı.

Bunun gerçekleşebilmesi için tabii ki bazı planları vardı tek engeli Baran'ın gelmek için direnmesiydi.Biliyordu onu bir kere görse, konuşsa artık istesede gidemezdi. Bu gururlu, güzel dik başlı kız oğlunun kaderiydi.

Kız onun için imkansızı başarmış kaderini değiştirip buralara kadar gelmiş ve yolu onunla kesişmişti.Küçük oğlu Dağhan bu plandan hoşnut değildi,nedenini de anlıyordu ama staj dahil iki senedir burun buruna çalıştıkları göz önüne alınırsa, kızın küçük oğluna tavrı resmi ve dosttaneydi.Her zaman mesafeli ama içten.

Dağhan daha gençti karakteri ılımlı sevecendi; zaten herkesle iyi anlaşırdı, kendini sevdirirdi.

Ama Baran sertti.Kalbine girmek kolay değildi.Orhan bey kızı ilk gördüğünde, ondan hikayesini dinlediği gün biliyordu, Derin yaşadıklarını anlatırken onun gözü masasının üzerinde duran aile resmine takılmıştı,nadiren gülen oğluna ,Baran'a ve o anda karar verdi bu iki gencin yolları kesişecekti o biraz kadere yardım edecekti o kadar, oğlunu yanında holdinginin başında istiyordu.Bunu ancak düşündükleri gerçekleşirse başarabilirdi tabii ki başaracaktı ,sonuçta o Orhan Kutluhandı.

Bundan yaklaşık yedi ay önce iki senedir yanlarında çalışan avukatlardan(ki içlerinde en güvendiklerinden)biri henüz işe gelmemişti.

Bunu normal şartlarda bilmesi zordu( koca holding yüz kusur çalışan)tabii ki beraber uluslar arası bir proje sunumu için toplantıya girmeyecek olsalardı.Geç kalmak hele ki kaytarmak Derin'e göre bir davranış değildi, her şey bir yana Orhan beye anlamsız olduğunu ona defalarca söylese de minnet duymasıydı.

derin sızıWhere stories live. Discover now