4⭐

102 12 13
                                    

Arkadaşlar rica ediyorum okuyorsanız eğer üc beş oy, yorum atın da kitap biraz etkileşim alsın. Bir heves yazmaya başladım ama hevesim kursağımda kaldı :(

⭐⭐⭐⭐

Yatağıma oturup, sırtımı başlığına yasladıktan sonra dizlerimi kendime doğru çektim.

Böyle bir şeyin olabilme ihtimali bile yıpratıyordu beni. Jungkook'u tanımıyordum. Ona dair hiçbir bilgiye sahip değildim. Tek bildiğim bağımlı olduğu ve paraya ihtiyacı olduğuydu.

Eğer eğer öyle bir şey yaptıysa. 'Tanrım ne yapabilirim ki?' Ona karşı ne yapabilirim bilmiyorum. Karşıma alıp konuşmalı mıyım? Neden çaldın diye mi başlamalıyım yoksa konuya?

Ya yapmadıysa?

Peki o zaman ne olacak?

O zaman birbirimizden nefret edip aynı odada yaşamaya devam mı edecektik? Bu imkansız. Birinden nefret edersem eğer onunla aynı ortamda değil yaşamak, yan yana bile gelemezdim.

Sıkıntılı bir şekilde iç çekip, başımı Jungkook'un yatağına doğru çevirdim. Şu an utanç duymam normal mi? Parası çalındığı için utanan ben mi olmalıydım?

Bazen duygularım arasında çıkan uçurumdan nefret ediyorum.

Lavaboya gidip yüzümü yıkamak için ayaklandığım sıra odanın kapısı aralandı. Uzun beden sessiz adımlarla içeri sızarken bende en az onun kadar sessizdim. Ona bakmadan banyoya girip ardımdan kapıyı kapattığımda, sırtımı kapıya yaslayıp nefeslerimin düzene binmesi için göğsümü tuttum.

"Hey" diye seslendiğinde gözlerimi devirip "ne var?" diye cevap verdim.

"Banyoyu kullanmam lazım." Sesi çok yakından geliyordu. Muhtemelen kapının tam arkasındaydı. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra bitkin bir şekilde kapıyı açtım. Bitkindim çünkü nerdeyse akşam olmak üzereydi ve ben henüz kahvaltı bile yapmamıştım. Daha yemek vakti gelmediği için yemekhaneye bile inemiyordum.

Açık kapıdan dışarı sızdığım sıra bileğimi tutup beni kendine çevirdi. Tanrım yine mi? "Yine ne var?" deyiverdim. Sesim oldukça sinirli çıkmıştı. "Neyin var? Çok solgun görünüyorsun?"

"Sana ne?" Bileğimi çekip yatağıma doğru ilerlerken daha fazla devam etmeyip banyoya girdi. Su sesi gelmeye başladığında rahatlamış bir şekilde yatağının üzerine attığı çantaya doğru ilerledim. Titrek parmaklarım çantanın fermuarını açarken yakalanma ihtimalim korkudan öldürüyordu beni.

Çantanın içinde duran cüzdanı gördüğümde korkuyla arkamı dönüp banyo kapısına baktım. Su sesi halen daha gelmeye devam ediyordu. Rahatlamış bir şekilde tekrar çantaya döndüğümde cüzdanı bulunduğu yerden çıkarıp fermuarını açtım. Cüzdanında sadece 20won parası vardı.

Ya Jungkook bütün paramı yemişti ya da bu olaydan yakından uzaktan alakası yoktu.

"Sabırla, ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyorum." Arkamdan gelen ses kulaklarıma ulaştığında elimde ki cüzdan kayıp çantanın içine düştü. Ellerim ve ayaklarım aynı anda zangır zangır titremeye başlamışlardı. İçimde bir yerde bir şeyler patlamıştı sanki. Gözlerim dolu dolu olmuştu. Arkama dönmeye cesaretim yoktu.

Bunu anlamış olacak ki o gelmeye başladı yanıma.

Ağır ağır.

Terliklerinin parkede bıraktığı ses korkutmaya yetmişti beni. Islak, avuç içi bileğimi sardığı vakit, içimden bir ses konuşmaya başladı. Bittin sen dedi. Bittin Taehyung.

S*KYİM Dünyayı Yaşasın Jüpiter(KookTae)                Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin