▪︎ Diyemedim ▪︎

252 15 11
                                    

"Hiç söyleyemedim ona. Son kez sarılırken, son kez bakarken gözlerinin içine "seni seviyorum!" diyemedim. Ama kendime o gün söz verdim. Onu her ne olursa olsun bulacağıma ve onu sonsuza dek seveceğime. Ama olmadi. Hep kalbimdeydi. Hatta son halini bile bilmezken,nasil bir halde, öldümü,yasıyor mu diye düşünmeden hep kalbimde taşıdım. Ama yaşadıklarımdan sonra hayata bakış açım değişti. Dondurdum kalbimi,sildim ne varsa,duygusuzca devam ettim. Taki onunla tekrar karşılaşıncaya kadar. Onu gördüğüm, tanıdığım an hayatımın en güzel 5 saniyesi olabilirdi. Papatya kokulu saçları, badem gibi gözleri, süt gibi bembeyaz saf teni,kiraz gibi dudakları... Samimiyeti,yardımseverliği,içtenliği hicbisey değişmemişti. 5 yaşındaki Derya ile 25 yaşındaki Derya arasında hic bir fark yoktu. Sadece biraz boyu uzamış o kadar. Çok güzel, narin,saf bir genç kız olmuş. Şimdi onu hiç bırakmak istemiyor, hep yanında olmak istiyordum. Geçmişlerde gömdüğüm aşkın alevleri gün yüzüne çıkmaya başlıyor gibiydi,farkediyordum... Ama ya yaşadıklarımı bir daha yaşarsam? Ya o da benim ellerimin arasından kayıp giderse? O zaman hayatta tutunacak tek dalımı da kaybederim ben. Bunu düşüncesi bile beni deli ediyor."

"Evlat iyi misin? Daldın gittin yine uzaklara."

"Öyle mi olmuş farketmedim hiç. Neyse sen bosver beni. Bu adam hakkında ne biliyoruz?"

"Adam eski eşyalar satan biri. Bir nevi eskici gibi. Ama sıradan bir adam olmadığını biliyoruz. Yavuz bu dosya çok gi-"

"Biliyorum usta kac defa daha söyleyeceksin. "

"Tamam devam ediyorum. Bu adamin dükkanı kapalı çarşı da. Git bir göz gezdir. Adamla sohbet et. Ama sakın bir şey belli etme. "

"Tamam usta. Tamam da bunların amacı tam olarak ne?"

"Doğu anadolunun sınırları içerisinde yeni bir ülke kurmak."

"Usta sen ne diyosun? Adamlar baya baya dibimizde bizim topraklarımızda ülke kurmaya kalkıyorlar!"

"Tamam yavuz biliyosun burda senin görevin bilgi toplamak başka bişey değil anlaşıldı mi?"

"Tamam usta benim bi işim var gelirim sonra."

"Ne işiymiş bu iş acaba? Deryayla mi buluşacaksın?"

"Turan usta sen nerden bil-"

"Kopuk söyledi."

"Ulan kopuk seni gebertmezsem!"

"Çocuğun bi suçu yok. Ben ağzını aradım. Sen böyle son günlerde hep ağzın kulaklarında gezerken bende merak ettim. Ona demişsindir diye ona sordum."

"Kim ben mi ağzım kulaklarımda geziyorum?"

"Hadi yavuz. Beni kandıramazsın. Ben bunun eğitimini aldim. Yalan söyleyeni gözünden tanırım."

"Off usta öyle senin sandığın gibi bi-"

"Yavuz. Kendini kandırmayı vazgeç. Görüyorum sen şu "Gözden ırak olan gönülden de ırak olur." sözüne çok farklı anlamlar yüklemişsin.

" Ne bileyim usta. 1 haftadır bi garibim. Ya iyiyim yada kötüyüm bilmiyorum."

"Sen iyi olmaya çalış evlat."

"Tamam usta."Çalışırım"

Yavuz hemen arabaya bindi. Deryayi cok seveceği bir yere götürecekti. Yani en azında o öyle sanıyordu.

"Hoşgeldin yavuz. Hayırıdır bişey mi oldu?"

"Yok bişey olmadı. Hem senin yanına gelmem için illa bişey mi olmasi lazim?"

"Yani bunu en son evime geldiğinde delik desiktin. Onun dışında-"

"Bi kere delik deşik gelmedim alt tarafı 2 kurşun."

"5 kurşun yavuz bey 5!"

"Tamam tamam hadi ceketini al seni bi yere götürmeye geldim."

"Ay yavuz lütfen bi daha lunapark deme bu sefer gerçekten kalpten giderim he."

"Yok yok değil. Hadii ceketini çantanı al çıkalım."

"Tamam bi saniye. Ya tamda kahve içiyodum yarim kaldi seniin yüzünden!"

"Tamam hadi iceriz acele et!"

"Tamam hadi çıkalım."

Tam 1 saatlik yolu gitmişlerdi. Ama daha 1 saatlik daha yolları vardı.

"Yavuz allah aşkına istanbul sınırlarıni açtık valla nereye gidiyoz biz yaa."

"Derya hanim izmirli olduğunuzu cok belli etmeyin. Izmir kızı diye hemen isterler seni."

"Ha-ha-ha ne komik. Hem sen bana hala nereye gittiğimizi söylemedin!"

"Ya az kaldı az sussan çok iyi olur aslında. "

"Ya çok konuşuyorum demek ben. Tamam ağzımı açımiycam sende böyle dur."

"Derya şaka yapıyorum ya sacmalama öyle demek istemedim."

".............

"Derya sacmalama çocuk gibi trip mi atıcaksın?"

"Sen şimdi çocuklara tripci mi diyosun yavuz valla bravo alkışlar bugünde çocukları satan Yavuz Karasu''ya gelsiin."

Deryanın burnuna dokunarak...

"Sen hep böyle inatçı, geveze, şımarık bi kız çocuğundan şimdi sadece büyümüşsün hiç bisey değişmemiş."

"Sende yine hala hödük,küstah böyle kendini beğenmiş bir erkek çocuğuydun şimdi tek değişen şey buuyuuk deliikanli olman."

"Ah...Derya ahh ne yapacağım ben senle?"

"Bilmem napican?"

"Şöyle yol kenarında bıraksam aslında çok iyi olur."

"Her zaman dediğim gibi Yavuz Karasu "Daha acısız intihar şekilleri var."

Bölüm sonu🙏

| Uçurum |Where stories live. Discover now